Yıldıray OĞUR
Kitabın kapağındaki gerilla kadın, ilk bakışta çocuğunu anaokuldan almaya giden bir anneye benziyor. Türkiye’nin dört bir tarafındaki kitapçı raflarında öylece durması bile eğitici olacak bir kitap Bejan Matur’un Dağın Ardına Bakmak’ı. Kitabın altındaki TİMAŞ damgası, eski PKK’lılarla görüşmelerin bir kısmının daha önce Zamangazetesinde yayımlanmış olması kapaktaki o kadın gerillayı dağa çıkaran şartların değiştiğini anlatıyor. Ama o hâlâ “Dönmek için daha çok çalışacağız, siz de çalışın” diyor. Onları dağa bağlayan mistik bir bağdan, ölen arkadaşlarına karşı bir sorumluluk duygusundan, neredeyse bir dağ dininden bahsediyor Bejan Matur.
Geçen Kurban Bayramı’nın ikinci günü gittiği Kandil’de, 19 yıl önce dağa çıkmasına engel olamadığı arkadaşı Mizgin’le karşılaşmış. Turuncu puantiye çoraplar giyen, papatya sabunu ve kremleri çantalarından eksik olmayan kadınlardan biri Mizgin. Ayaklarında poantiye çoraplar var ama tepelerinde Heronlar dolaşıyor bu kadınların. Ayrılırken “Haydi benimle gel” dediği Mizgin, kulağına eğilerek bir şeyler söylüyor. Umutlanıyor Bejan.
Ancak bir şairin inebileceği kadar derinlere inen, siyasi, ajitatif tüm fazla kelamın törpülendiği bu kitapta, ne teröristler ne de kahraman gerillalar var. Kafasından kurşunlar uçarken Sezen Aksu şarkıları dinleyen gerçek insanların hikâyelerini anlatıyor Matur. “Değer miydi”, “Neden hâlâ dağdasın” sorularına iyi bir cevapları olmayan normal insanlarla tanıştırıyor bizi. Kitap için twitter’a biri “Başbakan da okumalı bu kitabı” diye yazmış. Aslında bakarsanız Dağın Ardına Bakmak’ı bu ülkede normal kalmak isteyen herkes okumalı.
****
Kitabın sonunda “Yukarıdan gözlenen bir yeryüzü ve dağlarda silahla dolaşanlar olduğu sürece nasıl aynı uykuyu uyacaktık. Uyuyabilecek miydik” diye soruyorsun. O soruyla başlayalım istersen...
Kendi şiirini okumaktan keyif alan biri değilim. Şiir sessizlikle eş anlamlı sanki. Bir iç ses olarak hayatımda var. Kitaplarıma zorunlu haller dışında dönüp bakmam pek. Ama bu kitapla, buradaki hikâyelerle ilişkim çok farklı oldu. Ağlayarak yazdım bu kitabı. Ağlayarak okuyorum. Çünkü bir travma yaşandığında onu dinleyen insan aynı acıyı yükleniyor. Acı yaşayan bir şey. Bu kadar konuşulmamış, üzeri kapatılmış hikâyeleri açmaya cesaret ediyorsunuz. Bir yarayı açmak, bir yaraya bakmak gibi. Çünkü iyileşmemiş, biz iyileşti sanıp üzerini kapatmışız. Ama duruyor orada. Coğrafyası geniş bir sorun Kürt sorunu. Bu kitabı yapmak için Avrupa’dan Kandil’e altı ayrı ülkeye gittim. Her dönüşte bir parçam daha da zedelenmiş, daha da yaralanmış hissettim. Kandil’den dönerken bu daha da şiddetliydi. Çünkü bir tanıdığım, beraber büyüdüğümüz biri oradaydı.
Büyük bir sürpriz olmuş senin için.
Büyük sürpriz. Aynı köyde doğduğumuz, çocukluk arkadaşı olduğumuz biliniyormuş. Ona haber vermişler. Bana büyük bir şok ve sevinç yaşattı.
Kitapta ayrıntılarına girmemişsin. 19 yıl önce o gece Mizgin dağa gitmeden sana geliyor ve sende kalıyor.
Evet. Ben Ankara Hukuk’ta talebeydim. Bunu yakın arkadaşlarım bilir ama alenen konuşmak benim için hâlâ çok kolay değil. Ankara’da talebeyken bir yıl cezaevinde kaldım.
Niye diye sorsam manasız olur herhalde.
Kürt davası, ne olacak. Çek ve senetten değil tabii.
Kaç yaşındaydın?
gün Emniyet süreci var. Ankara DAL’da kaldık, yüzlerce genç. Tek suçu Kürt olmak olan. Hepimiz neticede beraat ettik. Ama neyse bunu ileride daha rahat konuşurum belki. Konuşmayı çok istemiyorum, çünkü bir mağduriyet üzerinden kimlik kurmayı istemiyorum. Bana fildişi kulesinden yazıyor diyenlerle bedel yarıştırmayı ahlaki bulmadım hiç. Susmak bana hep anlamlı göründü çünkü şuna inanıyorum; bizi söylemediklerimiz insan yapar. Şiirimde o suskunluğun arka planı fazlasıyla var. Mizgin’e gelince...
Evet ne oldu o gece?
Bana o gecenin detaylarını Mizgin hatırlattı. “Sana gelmiştim. Beni misafir etmiştin” dedi. Ondan kısa bir süre sonra dağa çıkmış. Hissetmiştim aslında. Bir değişim yaşadığı anlaşılıyordu. Bana gideceğini söylemedi. Söylese durdurabilir miydim, bilmiyorum. Zaten dağa gitme kararı alan bir genci ne yapsanız durduramazsınız. Kimyası bile değişiyor. Bir deli kan hali... Bana gelişi herhalde vedalaşmak içindi. Sonra çekip gitmiş. “Nereye gittin” diye sordum. Dersime gitmiş. “Ne düşündün” dedim. Yol boyunca alacağı ismi düşünmüş, hangi kod adı alacağını. Mizgin’de karar kılmış. Mizgin “müjde” demek.
O kadar kararlı yani.
Evet. 19 yıldır dağda. İstatistiklere göre dağda kalma süresi ortalama üç yıl. Ya cezaevine giriyor ya öldürülüyorlar. Mizgin’in kıdemine Kandil de bile şaşırıyorlardı. 19 yıl hayatta kalmayı başarmış. Tabi bu arada pek çok arkadaşı öldürülmüş. Ortak tanıdıklarımız da var; Oruç, Hüseyin...Onun arkadaşları, benim kuzenlerim. Oruç ve Hüseyin’le kardeş gibi büyüdük. Amca çocuklarım. Onları konuşmak benim için hiç kolay değil. Oruç bir kimsesizler mezarlığında başı bedeninden koparılmış halde gömülmüş dendi bize. Hüseyin’in cesedi bir panzerin arkasında sürüklenip parçalandı. Haci Kato Dağı’nda vuruldu. Bütün bunların dilini kurmak kolay değil. Konuşmak iyi gelmiyor. Şiirimde imgeleri var zaten. Hikâyelerini bu kitapta da tam olarak yazmak istemedim. Sadece değindim. Oruç’un annesinin açık bıraktığı bahçe kapısını anlattım. Ölü oğlunu bekleyişini. Onların acısını içine gömen kız kardeşi anlattım.
19 yıl önce dağa çıkış için binlerce gerekçe vardı Türkiye’de. İnsanlar dağa doğru kovalanıyordu neredeyse. 19 yıl sonra o gerekçelerin çoğu ortadan kalkmış durumda ama o insanlar hâlâ dağlardalar.
Hâlâ dağlardalar ve kolay dönebilecek gibi de durmuyorlar. Şartların değiştiğin farkında değiller belki de. Bütün bu görüşmelerden sonra benim keşfettiğim şey şu oldu; bizim kavrayamadığımız derin bir maneviyat var orda. Bir mistifikasyon, kutsallaştırma var. Bütün o şehit kültü üzerine öyle bir şey inşa edilmiş ki, öyle bir kutsallaştırma. Öcalan, Öcalan’dan daha fazla bir şey. PKK, PKK’nın kendisinden daha büyük ve yüce. Postmodern bir din gibi.
Tüm siyasi tartışmaların üzerinde bir şey o değil mi?
Evet. Her şeyin üstünde. Bence Kürt meselesiyle PKK’yı ayırarak düşünmek zorundayız. PKK, Kürt meselesinin bir sonucu. Kürtlere haklarının verilmesi ayrı bir sorun, PKK’nın sisteme entegre edilmesi ayrı bir sorun.
Kandildekiler "Biz dönmeyiz" diyor.
Evet. Biz eve dönüş yasalarını konuşuyoruz. İşte “enerji hatlarının geçtiği bir ülkede terör olmaz” falan deniyor. Bunların hepsi doğru olabilir. Ama PKK’nın dağa çıkış nedeni bir iktidar arayışı. Otorite arayışı. İktidarı paylaşmak istiyor. Kendisini başından itibaren öyle oluşturmuş. O yüzden devletin önerdiği kendisinin dâhil olmadığı hiçbir şeyi kabul etmiyor.
Hayallerini gerçekleştirdikleri bir kurtarılmış bölge Kandil. Ama sonuçta orası bir dağ.
Irak Kürdistanı’nda bir saat fark var Türkiye’yle. Ama Kandil’de saati sorduğumda bir saat gerideydi. Neden diye sordum. Bizim saatimiz Amed’e ayarlı dediler. Türkiye saati kullanıyorlar. Bu da bir paradoks
Bir tür onurlu dönüş aranıyor değil mi?
Bütün sorun o zaten. Konuştuğum biri söylemişti: Bir insanı dağda tutan kahraman olma düşüncesi değildir. Bir insanı dağda tutan geçmişe, kaybedilen arkadaşlarına olan bağlılığıdır. Bu çok önemli. Geçen ay Mahmur’a gittim. Mahmur’da bir şehit merkezi var. Girişte “Her şehit yaşayan bir felsefesidir” yazıyor. İçerde binlerce şehit gerilla fotoğrafı var. Bir tür tapınak gibi. Ölümün böyle bir gücü var. Mahmur’daki o şehit merkezini görmeden, PKK anlaşılamaz.
Çok naifler aynı zamanda. Kapaktaki kadının elinde silah olduğuna inanamazsınız.
Konuştuğunuz da inanamıyorsunuz. O kadar yumuşaklar ki. Fotoğrafçı arkadaşım Selahattin eğilip bana dedi ki. “Bejan Hanım kim bunların terörist olduğuna inanır.” Avrupa’dakiler daha sert. Türkiye’dekiler daha içine kapanık. Ama Kandildekiler daha kendileriyle barışıklar: Dağlardakilerin ovadakilerden daha net olduklarını düşünüyorum.
Ovadakiler sana karşı da sertler bunu hissettin mi orada?
“Neden Zaman’da yazıyorsun” dediler. “Allahın Kandil’inde mi bu bana soruldu” dedim, güldüler
Ama yazı dizisinin Zaman'da yayınlanmış olması önemli. Şimdi de TİMAŞ basıyor.
Bu meselenin muhatabı kim diye düşündüğüm de Kemalistlerin ne yaptığı belli zaten. Bu toplumun çok büyük bir kesimi muhafazakâr. Onların zihin dünyasında Kürt sorununa dair yeni bir imge oluşturmayı başından beri çok önemsedim. Bu insanlarla çözülecek bu sorun çünkü. Onları zihin kodlarında küçük de olsa bir değişiklik yapabilirse bu kitap amacına ulaşmış olur.
"Gerçek gerçek olarak anlatıldığında herkese ulaşıyor" diyorsun kitapta.
Çok fazla propaganda var. Kirli bir siyaset var. Bu insanın, acının üzerini örtüyor. Ben bu kitabı şiiri nasıl oluşturuyorsam öyle oluşturdum. Herşeyin içinde bir öz, saf madde vardır. Sen onu çıkarmak için bir heykeltıraş gibi çalışırsın, fazlalıkları atarsın. Ben bu kitaba ekleme yapmadım. Hiçbir hikâyeye. Ama çıkardım. Fazlalıkları, arabesk kısımları, propagandayı attım, lüzumsuz, insanlara ulaşılmasını engelleyecek duygusal patlamaları attım. İnsanın en derininde ne var onlara ulaşmaya çalıştım. Tam bir ruh arkeolojisi gibiydi. Onları da kendi hikâyelerinde derin bir yere götürmeye çalıştım. Çünkü onlar en başta propagandayı anlatıyor. “İşte TC ile” diye başlıyor. Baran mesela Öcalan’ın yakın korumalığını yapmış. Bunu övünerek anlatıyor. Ama ben ona şu cümleyi söylettim. “Bir ormanın kıyısından geçiyor. Evin ışığı yanıyor ama senin evin yok” diyebildi.
Örgüt liderlerinden 65'ine gelmiş olanlar var. Artık silahın sonu geldi gibi bir his yok mu?
Benim ilk sorum oydu. “19 Kasım 2010. Geriye dönüp bu kadar yıl sonra baktığınızda değdi mi” diye sordum. O anki ses tonu, yüz ifadesi bakış. Bir hüzün vardı orda. “Yani bazı şeyleri yapamamış olabiliriz ama başardıklarımız da var devam etti” Ronahi. Çok uzun sürdü. Bence hüznü yaratan o. Mutlaka birşeyleri başardılar. Ama bunun gereğinden fazla uzun sürdüğünün de farkındalar. Bir yorgunluk da var. Silahın zamanının tükendiğini kendileri de biliyor.
Ortadoğuda bile gerilla kalmadı neredeyse.
Dünyanın en uzun sürmüş gerilla hareketi PKK.
Oradan ayrılırken onları dışarda, yağmur altında bırakıyorum hissine kapıldın mı?
Garip bir hüzün o. Duygular daha organik. Duyguların orada kalıyor. Bir ülke nasıl böyle bir gerçekle yalayabilir. Çözmek için bir şey yapılamıyor. Kilitlenip kalmış. Türkiye’nin batısı bu ağır travmadan habersiz yaşamış. Şimdi hiç hazır olmayan bu toplumun sırtına büyük bir yük bırakıyorsunuz. Türk sorunundan bahsediliyor ya. Birden diyorsun ki Kürt diye bir şey var. Bir de bunun üstüne Kürdün talepleri var. Nasıl kabul edecek insanlar bunu.
PKK'lılar Türk sorunu konusunda hassas mı?
Biz kendimizi anlatamadık diyorlar. Biz yetersiz kaldık. PKK dendiğinde kamuoyunda oluşan terörist imajı hepsini çok rahatsız ediyor. Başka bir şey olduklarını düşünüyorlar. Bir özgürlük ideali, Kürtlük de değil bu, daha evrensel amaçlarla dağa çıktık diye düşünüyorlar. Bir ütopya var. Ekolojik, demokratik.
Fotoğrafçı söylemiş sizin dağda ne gibi bir ekolojik sorununuz olabilir diye?
Evet. Bir doğa dini gibi.
O klişeyle söylersek sen bu kitabın neye hizmet etmesini isterdin?
Anlamaya. Bu kitapla ilgili en son söylenebilecek şey bir şeyin propagandasını yaptığıdır.
Kandil’deki ‘Sihirli Annem’
Turuncu puantiye çoraplardan da bahsedelim biraz da.
Benim için çok çok özel bir andı o. Onları fark etmek. Mizgin ve Nalin’in çantasında papatya sabunu kremler falan vardı. Parfüm yoktu belki ama tertemiz sabun kokuyorlar, son derece bakımlıydılar. O kadınsı naif detayları görmek, militer dünya içinde kadınlıkların yok olmadığını görmek güzeldi. Diş fırçaları, macunları. Belli ki Avrupa’dan gelmiş.
Kandil’de kaldığınız evde Sihirli Annem izliyormuş oradaki çocuklar. Nasıl Kandil’in popüler kültürle arası?
Sinema izliyorlar. Ben onlara şiir götürdüm. Keşke film de getirseydiniz, arkadaşlar uzun kış gecelerinde film izliyor dediler. Sinemaya yoğun bir ilgi var. Hatta kendileri de kısa filmler çekiyor. Müzik yapanlar var. Yoğun bir kültürel hayat var disiplin içinde.
Gider gitmez tepenizde Heronlar belirmiş bir de.
Heron’un kaydettiği görüntüyü ilgili yere bildirmesi kaç saat sürüyordur diye sorduğum gazeteci arkadaşım “Komutan golf oynuyorsa uzun sürebilir” dedi gülerek.
Biraz sonra öleceğiz, sen Sezen Aksu dinliyorsun
(Kitapta yer alan eski PKK’lılarla görüşmelerden bazı bölümler) Birgün dağda radyodan Sezen Aksu dinlerken bir arkadaşı gülerek “Biraz sonra öleceğiz, sen Sezen Aksu dinliyorsun” demiş. “Marş dinlesem ne olacak, yine ölmeyecek miyim” diye cevap vermiş arkadaşına.
» Babam apar topar götürülürken dönüp “Bir saniye” dedi. Üzerinden bir Milli Piyango bileti çıkardı ve anneme “Bunu al” dedi. O an annemle göz göze geldik, babamın bir daha dönmeyeceğini düşündük.
» Ailem beni davul zurnayla dağa gönderdi. Babam “İyi düşündü mü” dedi. “Zorluk var, açlık, ölüm var.” Ben “Tamam” dedim. “Tek şartım var” dedi . “Eğer ihanet edersen oğlum değilsin.”
» Annemin eteğine elimi bağlayıp uyuyan bir çocuktum, büyüdüğümde o anneyi bırakıp dağa çıkabildim.
» Panzerle bilmem kaç kilometre hızla bir kasabanın içinden geçersen onu izleyen gençleri dağa gönderirsin.
» Bir keresinde peşime düştüler. Bir ağacın üzerine tırmandım. Askerler geldi, bir derenin kenarında dinleniyorlar. Suyla oyun oynuyorlardı. Silahıma davransam belki 20 askeri öldürürdüm. Kendim de ölürdüm. Baktım hepsi benim gibi çocuk. Vazgeçip onlar gidene kadar bekledim.
» Üşümüşüm. Farkında değilim. Ellerim, yüzüm yanmış. Bir arkadaşım jiletle parmaklarımı dilim dilim kesti. Bir süre hissetmiyorsun. Parmaklarım jiletle kesilirken izliyordum. Kesilen parmaklar boş bir zeytin kutusuna düşüyor. Mağaranın önünde bir kuyuya gömdüler parmaklarımı. Bugün gitsem bulurum.
» Düşüncesiz davranıp Seyithan’ı kapıya sırtı dönük oturtuyorum. Oturduğumuz pastanenin kapısında bir çocuk beliriyor. Çocuğun tek yaptığı şey kapıyı hızlı açmak. Duyduğu ses Seyithan’ı ürpertmeye yetiyor. Sanki sırtından bir kurşun yemiş gibi yüzü acı içinde kalıyor.
» Uyandım. Anneme hissetirmeden otobüs durağına gittim. Dağa çıkacak çocukları görünce heyecanlandım. Anladım bir şeyler olduğunu, hepsi saç tıraşı olmuştu. Yeni spor ayakkabıları giymişlerdi. Bir gece önce düğünüde coşkuyla dans etmişler. Kızlar da saç tıraşı olmuştu.
» Asker gelip sabah beşte hepimizi köyün dışına çıkardı. Bütüne erkekleri çırılçıplak soydu. Yengem herkesin önünde karda erken doğum yaptı. Üç yüz haneli köyü komple yaktılar. O köyden elliden fazla kişi dağa çıktı.
» Çoğu asker bağırıyordu. Seslerini duyuyorduk. Ağlayarak “Anne, anne” diyorlardı.
» Naylon çadırlarımız vardı. Birkaç kişi girince ısınıyordu biraz. Şimdiki gerillada her türlü lüks var: leğen, cam bardak. Hiçbir imkân yoktu bizim zamanımızda.
» Yirmi beş yıl dağda kalanların şehirde yaşaması kolay değil. Bir arkadaş geldi. Onu bir yurtseverin evine götürdüm. Sabah gittim yok. İki üç saat sonra geldi. İnşaatta yatmış, evde uyuyamamış.
» Ant içmiş, bir gün barış olursa, sahipsiz ölüleri bulacakmış. Krokileri biriktiriyormuş. Bir Antigone gibi geçmiş ölülerin hesabını tutuyordu.
» Annesinden gülerek söz ediyor. Herşeyi göze alarak Avrupa üzerinden İran’a gelmiş. İran’dan Kandil’e gitmeyi başarmış. Annesi kadın gerillaların kampında bir hafta kalmış. Hepsine patik örmüş. “Kampta kalıp size patik öreyim. Burada seninle kalayım” diyecekti neredeyse diyor gülerek.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025