Yıldıray OĞUR
Yönetmen bir dedenin torunu, aktör bir babanın ve opera sanatçısı bir annenin kızı olarak 2003 yılında dünyanın en refah ülkesi İsveç’in Stockholm şehrinde doğdu Greta. Nobel Kimya Ödülü kazanmış isimlerin çıktığı, eğitimli, varlıklı, meşhur bir aile içinde büyüdü.
İlk kez sekiz yaşında iklim değişikliği meselesinden haberi olmuş.
11 yaşında ise yemek yemeyi, konuşmayı kesip vücudu uyuşmaya başlayınca ailesi doktora götürmüş.
Başlangıç düzeyinde bir otizm olan asperger teşhisi konmuş. Aynı zamanda obsesif-kompulsif bozukluk, seçici mutizm gibi sorunları da çıkmış.
Zaman zaman konuşurken yaşadığı zorluklar, duygularını kontrol edememesi, aşırı tutkulu ve öfkeli halleri, yüzünde beliren ifadeler, utangaçlığı, asosyalliği bu yüzden.
Ama iklim değişikliği mücadelesine tutkuyla bağlanması, “yönlendiriliyor herhalde yoksa o yaştaki çocuk bunları nereden bilecek” gibi dedikodulara neden olan üstün zekası da yine bu yüzden.
Fedakarlığın ve adanmışlığın şüpheli bulunduğu bir dünyada, konfor ve lüks içinde yaşayabilecek İsveçli bir kız, 13 yaşındayken dünyadaki karbon ayak izini küçültmek için veganlığı seçmiş, uçakla seyahati bırakmış, bütün hayatlarını uçarak kazanan sanatçı ailesini de buna zorlamış.
Sonra 2018 yılında 15 yaşındayken cuma günleri okulu kırıp Stockholm’de elinde “İklim için okul boykotu” pankartıyla tek başına İsveç Parlamentosu önünde oturma eylemine başlamış. Kışın bütün şehir karlar altındayken bile o parlamento duvarının önünde oturmaya devam etmiş.
Tabii ki haliyle küçük bir kızın bu kararlı eylemi medyanın ilgisini çekmiş.
Şimdi “kesin proje bu” diyenlerin anlamadığı hikaye böyle başlıyor.
2018 yılında son 200 yılın en sıcak yazını yaşamış İsveç’te, hükümetten imzaladığı Paris Anlaşması’nın gereğini yapmasını isteyen Greta’nın talebi kimseye lüks ya da çocuksu gelmemişti.
Önce İsveçli yaşıtları, sonra Avrupa ve ABD’deki yaşıtları iklim değişikliği için benzer okula boykotlarına başladılar. 200 şehirde, 40 bin çocuk bu eylemlere katıldı.
Ama Greta hiç bir zaman çevre için mücadele eden İsveçli şirin bir akitivist kız olmadı, tam tersine öfkeyle, bağırarak, ağlamaklı konuşmalar yaparak hatta bazen “geleceğimin içine sı..yorsunuz” gibi sert ifadeler kullanarak derdini anlatmasıyla dikkat çekti. Özel durumu onun mesajını güçlendirdi.
Sanki Allah ya da doğa hangisine inanıyorsanız, insanlığı uyarmak için, doğanın içinden çıkmış gibi duran, konuşmaları, üslubu rahatsız edici bu kızı göndermiş gibiydi.
Aynı üslupla Polonya’daki iklim zirvesinde dünya liderlerini, Davos’ta dünyanın zenginlerini, İngiliz Parlamentosu’nda lordları, Avrupa Birliği liderlerini azarladı. Küçük bir sarışın İskandinav kızın çevre için eline tutuşturulan tatlı bir konuşmayı okumasını bekleyenleri her seferinde rahatsız etmeyi başardı.
En son da karbon emisyonunu artırdığı için uçmayı reddettiğinden, 15 günlük zorlu bir seyahati göze alıp tekneyle okyanusu aşarak New York’a gitti ve Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde dünya liderlerine epeyce epik, sert, öfkeli bir üslupla “Boş sözlerinizle benim düşlerimi, çocukluğumu çaldınız. Buna ne cürret” diye seslendi.
Dünden beri bu konuşması yüzünden Türkiye’de ve başka ülkelerde yerden yere vuruluyor.
16 yaşında asperger bir kıza, elinde olmayan mimikleri, kontrol edemediği duyguları, tutkulu hali yüzünden “oynuyor” “samimiyetsiz” deniyor, başka güçlerin “projesi” olduğu iddia ediliyor.
Halbuki sosyal medya profiline asperger olduğunu yazacak kadar özgüvenli Greta. Çünkü bunun bir hastalık değil, kendisine bahşedilmiş doğa üstü bir güç olduğunu söylüyor.
Ama önceki gün bu Twitter profilini değiştirdi. Yeni profilinde artık Trump’ın onunla dalga geçmek için attığı “aydınlık ve harika bir geleceğe doğru bakan mutlu bir genç kız” ifadesi var.
Tabii ki Trump kötücüllükte yalnız değil. Onunla aynı dünya algısına sahip bir insan nesli var artık dünyada.
Küresel ısınmanın bir liberal ve solcu uydurması olduğunu inanan aşırı sağcılar da küçük kızı aşağılamak için birbirileriyle yarıştılar.
Meşhur aşırı sağcı yorumculardan biri Greta gibi sarışın aryan kızları propagandalarında kullanan Goebbels’e kadar komplonun ucunu uzattı, solcuların de aynı yöntemleri taklit ederek propaganda yaptığını iddia etti.
Rus troller Greta’yı Batı dışı ekonomileri çökertmek isteyen küreselcilerin kullandığını yazdılar.
Meşhur Fransız sosyolog Raymond Aron’un 80 yaşındaki ulusalcı sosyolog kızı, Fransız radyosunda Greta’nın proje olduğunu söyledi.
Yani Türkiye’deki komplocular yalnız değiller.
Zaten Türkiye’de, öne çıkan, dikkat çeken, sesi duyulan bir küresel figürün, “proje”, “birilerinin piyonu” olmadığına büyük kitleleri ikna etmek zor.
En son İsrail’in hapse attığı 17 yaşındaki Filistinli Ahed, İsrail projesi ilan edilmişti.
Bir de üzerine söz konusu olan İsveçli, Batılı, sarışın küçük bir kız olduğunda atmosferdeki nefret salınımı daha da arttı.
Dün bütün gün koskoca adamlar/kadınlar, küçük bir kızın BM’de dünya liderlerine öfkeyle söylediği “Hayallerimi, çocukluğu çaldınız, buna ne hakkınız var” sözlerine cevap yetiştirmek için birbirleriyle yarıştı.
Bir İsveçli kızın ne zoru olabilirmiş, dünyada başka mesele yok muymuş deyip iklim değişikliğini neredeyse şımarıklık olarak görenler, Afrikalı, Suriyeli çocuklarla kıyaslara girişenler...
Dünyada bir sürü mesele var. Çocuklar ölüyor, göç ediyor, insanlar açlık çekiyor.
Ama 16 yaşında bir kız bunlardan sorumlu değil.
O küresel ısınmayı kendine dert etmiş ve bunun için sesini çıkarıyor.
Küresel ısınma da canı sıkılan şımarık batılı zenginlerin aktivizm oyuncağı değil. Ülkelerin kalkınma tutkusuyla, zenginlerin fabrikalarıyla, madenlerle, uçaklarla mücadeleyi etmeyi gerektiren, çok ciddi, konfor bozan, dünyayı tehdit eden, artık Batılı ülkelerde siyasetin bir parçası haline gelmiş hayati ve gerçek bir mesele.
Ama Türkiye’deki Batı karşıtlığı sporu, İsveçli asperger küçük bir kızın kendince büyük fedakarlıklar göstererek yürüttüğü bir mücadeleyi bile zalimce eleştirmeyi meşrulaştırabiliyor.
Soldan sağa, muhafazakarından laiğine bu zenofobik klişe argümanlar değişmiyor. 19’uncu yüzyıl emperyalizmin hıncını, dünyaya zarar vermemek için uçağa bile binmeyen bir küçük kızdan çıkarmaya çalışan bu taşralı tepkiler yetmezmiş gibi bir de üstüne Greta ve 15 arkadaşı Türkiye, Almanya, Fransa, Arjantin, Brezilya’yı karbon salınımını azaltmak için yeterli adım atmadıkları için BM’ye şikayet etmesin mi?
Tabii bu şikayetin ne olduğu, bu beş ülkenin neden seçildiğini hiç sorgulamadan 15-16 yaşındaki çocuklar tetikçilikle, Türkiye düşmanlığıyla, Amerikan kuklalığıyla suçlandı.
Halbuki, bu beş ülkenin seçilmesinin bir sebebi var.
Türkiye 1989’de BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladı. 2011’de bu sözleşme kapsamında ek bir sözleşme daha imzaya açıldı. Bu sözleşme çocuklara çocuk haklarını ihlal eden ülkeleri BM’ye şikayet etme hakkı veriyor. Çocuklara uluslararası sistemde verilmiş sembolik değeri yüksek bir hak bu. Türkiye, gurur duyacağımız bir şekilde bu sözleşmeyi de imzalamış 44 ülkeden biri. Bu sözleşmeyi G-20 ülkeleri içinde Türkiye dışında Fransa, Almanya, Arjantin ve Brezilya da imzalamış.
Dünyayı en çok kirleten ABD, Çin, Rusya, İngiltere imzalamamış.
Greta ve arkadaşları, BM yıllık toplantılarına katılmışken, 2011 tarihli bu sözleşmenin tarafı olan gelişmiş ve gelişmekte olan beş ülkeyi karbon emisyon oranlarını düşürmeyerek çocuk haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle BM’ye şikayet ettiler. Sözleşmeden doğan bir hakkı kullandılar. Tabii ki sembolik, yaptırımı olmayan bir şikayet bu.
Ama 15 tane çocuğun, karbon emisyon oranları meselesiyle ilgili haklı ve sembolik bir eleştirisinden bile Türkiye düşmanlığı, uluslararası komplo alınganlığı çıkarmak herhalde eziklikten başka bir şey değil.
Ama sadece eziklik de denemez buna.
Maalesef Türkiye’de insanlık ailesinin bir parçası olduğumuz fikrinin müşterisi hiçbir zaman fazla olmadı.
O yüzden Tevfik Fikret bundan 100 yıl önce “milletim nev-i beşerdir, vatanım ruy-i zemin” (milletim insanlık, vatanım dünya) dediği için yalnız kalmıştı.
Bugün içinde yaşadığımız dünya, milletlerin içine doğru büzüştüğü, duvarların yükseldiği bir dünya.
Birleşmiş Milletler’e öncülük eden, ev sahipliği yapan ABD’nin başkanının bile BM yıllık genel kurulundaki konuşmasında “Akıllı liderler her zaman kendi halklarının iyiliğini, kendi ülkelerini öne koyar. Gelecek küreselcilerin değil, gelecek vatanseverlerin olacak” dediği bir dünya bu.
Bu dünyada Tevfik Fikret’inki artık uzak hayaller. Ama en azından insanlığın mutluluğu için mücadele eden başka iyi insanlar olduğunu kabul edebiliriz. Mesela 16 yaşında dünyanın iklim krizine dikkat çekmeye çalışan, bu uğurda küçük yaşında fedakarlıklar yapan küçük bir kızdan nefret etmeyebiliriz.
Özellikle de hayatında dünyanın hiçbir sorununa çözüm için 16 yaşındaki Greta kadar kendinden fedakarlıkta bulunmamış olanlar en azından bunu yapabilir.
O kadar zor değil.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025