Halil BERKTAY
[2 Aralık 2015] AKP’nin kendi alanına hâkim olamamak -- veya belki bazı durumlarda olmamak -- diye tarif edebileceğimiz, çok ciddî bir sorunu var. Kuşkusuz bunun en ağır, en acılı örneği Tahir Elçi’nin öldürülmesi.
Evet, bazı karanlık yanları mevcut (bkz Cengiz Alğan, 30 Kasım). Özellikle (a) sokağın başına gelip duran taksinin yanına o iki polisin neden o kadar tedbirsiz, deyim yerindeyse kuzu kuzu gittiği hiç açık değil. İnsana derhal, âmirlerinin onları neyle karşılaşabilecekleri konusunda uyarmadığını düşündürüyor. Bu da ya ihmal, ya kasıt olabilir. (b) Dahası, bütün basında günlerdir işaret edildiği gibi, polisleri oracıkta vurup öldüren iki YDG-H’li Dört Ayaklı Minare’nin sokağına kaçtığında, daracık yerde tam karşılarından koşarak gelen bu iki katili Tahir Elçi’nin etrafındaki dört polisin, cepheden ve çok kısa mesafeden bir türlü vuramaması akıl alır gibi değil. Yok şaşırmışlar, yok paniklemişler, yok gafil avlanmışlar. Bunlar polis, hem de sivil polis, hem de Diyarbakır bir yerde görev yapmaları uygun görülmüş sivil polis. Beceriksizliğin de bir sınırı var. Dolayısıyla kasten mi vurmadıkları sorusunun akla gelmemesi imkânsız. Hele ilk faktörle birleştiğinde, bu da polisin hangi polis ve kimin emrinde olduğunun tekrar sorulmasına yol açıyor.
Ben bu konudaki ilk yazımda, herhalde o keşmekeşte PKK’lı birileri vurdu ama kasıtsız, kazara vurdu tahmininde bulunmuştum (Tahir Elçi’yi kaybetmek; solu ve HDP’yi anlamak, 29 Kasım). Altını çiziyorum; artık o kadarını KCK, PKK ve YDG-H’ye yakıştıramamıştım. Gerçi “bir PKK kazası” kestirimim dahi, devletin yaptığına hükmetmediğim için -- aklı başında bir iki eleştiri mektubunun ötesinde -- PKK-HDP kanadından yeterince hakarete ve “tezvirat” suçlamasına yol açtı. Fakat şimdi, yukarıda özetlemeye çalıştığım ek bilgi ve düşüncelerin ışığında, onların istediği tarafa değil belki tam tersi yöne meylediyorum: Etyen Mahcupyan’ın “taammüden cinayet” yorumuna (Ey kendilerine AK Partili diyenler!, 1 Aralık). AKP’nin AKP olarak ve hükümetin hükümet olarak Tarih Elçi’yi öldürtmeye karar verip uygulamış olması tümüyle imkânsız; gündem dışı (bırakalım, AKP’nin böyle bir ideolojisi ve mantalitesi olmamasını; en asgarisi, daha önce Ankara katliamı bağlamında açıkladığım nedenlerle: bkz Neden olamaz?, 19 Ekim 2015). Keza, bizzat AKP’nin ve hükümetin PKK ile işbirliği yapıyor olması da olanaksız. Öyleyse… gene Cemaat mi bunlar? Ya da, AKP’yi küçük düşürüp köşeye sıkıştırarak eski vesayetçi derin devleti tekrar ihya etmeye çalışanlar mı? Ve kimin eli kimin cebinde? Acaba Cemaatçiler planlıyor da PKK (YDG-H) onlara taşeronluk ve tetikçilik mi yapıyor? Yoksa karar ve plan PKK’dan kaynaklanıyor da Cemaatçiler kolaylaştırıcı rol mü oynuyor? Öyle veya böyle, cinayetten hemen sonra yazdığım 29 Kasım yazımdaki temel tahlil veya tahminin, aksi ispatlanmadıkça ve bir asgarî olarak yanında durmaya devam ediyorum.
Öte yandan, aynı yazıda devletin, hükümet kanadının ve Türk milliyetçiliğinin de “çok büyük… sorumlulukları”na dikkat çekmiştim. Tahir Elçi 14 Ekim 2015’te CNN Türk’ün “Tarafsız Bölge” programında “PKK terör örgütü değildir. Bazı eylemleri terör niteliğinde olsa bile PKK silâhlı siyasal bir harekettir. Siyasal talepleri olan, toplumda ciddî desteği olan bir siyasal harekettir” demişti. Bunun üzerine aleyhinde derhal düşmanca bir saldırı kampanyası başlatılmış; yaratılan hava hakkında soruşturma açılmasına, yakalama emir çıkartılmasına ve yargılanmaya başlamasına götürmüştü. Bu süreci 25 Ekim’de aHaber’deki bir “Toplumsal Hafıza” programında tartışmış; Orhan Miroğlu, Nâgehan Alçı, ben, hepimiz karşı çıkmış ve çok eleştirmiştik. Buradan hareketle bir yazı da yazmış ve şöyle demiştim: [B]en farkında değilim ama, TCK’da “PKK’dan her söz eden kişi mutlaka ‘terör örgütü’ nitelemesini kullanacaktır; aksi suçtur” diye bir hüküm mü var? Yani anladık, “yaşasın silâhlı mücadele” ya da “ne güzel adam öldürüyorlar, daha çok yapsınlar, elleri dert görmesin” demek, yasaların suç saydığı bir fiili övmek açısından tabii suç olabilir (ve olmalı) da, acaba nelerin denmemesi gerektiği, nelerin denmesi gerektiği noktasına taşınabilir mi? Ceza hukuku vatandaşların yapamayacağı şeyleri mi tanımlar, yoksa vatandaşları bazı şeyleri yapmaya mı zorlar? Bırakalım hukuku; sırf fikir planında, şu veya bu kişinin hangi deyimleri kullanmadığı, hayatın ve siyasetin neresinde durduğuna dair yeterli bir fikir verebilir mi? Devamında, klişecilik ve merkeziyete merbutiyet alışkanlıklarından da şikâyet etmiştim: Her şeyden önce, herkesin her konuda -- ya da belki sadece bazı kritik konularda bile olsa -- aynı şekilde konuşma ve yazmasının istemek bana çok ürkütücü geliyor. Türkiye zaten buna fazlasıyla yatkın. Gayet otoriter ve devletten hiza almaya alışmış bir siyaset ve medya kültürümüz var. Ve bilhassa bazı “hassas” alan ve konularda, devletin kırmızı çizgilerine, âdetâ adı konmamış bir derin devlet programına itaat ve icabet, hep aynı formüllere riayetle ölçülüyor. (Klişeler: BTÖ, soykırım, sözde soykırım, 26 Ekim). Dört hafta geçmedi ve Tahir Elçi öldürüldü; bu sefer, bütün bunları hatırlattım ve o zamanki “rezillik, ahmaklık ve aptallık yüzünden, şimdi hükümet ‘hedef gösterdiniz, vurdular’ demagojisine maruz kalıyor” dedim (tekrar bkz Tahir Elçi’yi kaybetmek; solu ve HDP’yi anlamak, 29 Kasım 2015).
Aynı eleştiriyi şimdi Etyen Mahcupyan sivriltmiş ve genişletmiş; çok da iyi etmiş. Ey kendilerine AK Partili diyenler! (1 Aralık) çağrısının yaygın olarak okunması ve tartışılmasında büyük yarar var. Normalleşme, öyle sırf muhalefetin normalleşmesiyle olacak bir şey değil. İktidar ve özellikle iktidarın periferisi, “durumdan görev” çıkaranları, tek lâf söyletmeme kararlısı militan sözcüleri, habire bağırıp herkese saldırmayı marifet sayan kraldan fazla kralcıları, Tahir Elçi’nin öldürülmesinden giderek bu ders üzerinde ciddiyetle düşünmek zorunda. Yazımı, Etyen’in son üç paragrafını aynen aktararak bitiriyorum:
“Ama kendilerine ‘AK Partili’ diyenlerin birçoğu siyaseti bir kavga ortamı olmanın ötesinde, inşa edici ve kucaklayıcı bir uğraş olarak hayal etmeyi bıraktıkları ölçüde Tahir’i mahkûm etmenin peşine düşebildiler. Böyle yaparak Tahir’in ‘AK Parti karşısına’ yerleştirilmesinin ima ettiği hayati tehlikenin muhtemelen farkına bile varmadılar. Onu örgütün propagandacısı konumuna indirgeyerek, bir PKK’lı gibi sunmaktan gocunmamanın sonucu, Tahir’in işlevsel bir hedef haline gelmesine katkı sundu.
“Tahir’i katledenler, bizzat kendilerine ‘AK Partili’ diyenlerin sözü ve yazıları sayesinde, onu bir ‘AK Parti karşıtı’ olarak araçsallaştırdılar. Bu cinayetin Kürt coğrafyasında nasıl ‘işleneceğini’ tahmin etmek zor mu?
“Cumhurbaşkanından başlayarak, Başbakana, parti yönetimine, her türlü danışmana, köşe yazarlarına, TV yorumcularına ve kendilerini bilerek aparatçik kılmış herkese uzanan bir ortak sorumluluk var. İktidarın tepesinden en altına, herkesin bu basiretsizlikle yüzleşmesi gerekiyor. AK Parti’yi ‘sevdiklerine’ şüphe olmayan ama ona açıkça zarar verenlere tahammülün bir sınırı olmalı.”
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları





















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024