Halil BERKTAY
[11-12 Ocak 2020] Dün Çin’in uluslararası alanda hoşlanmadığı tavır ve sözler karşısında uyguladığı ekonomik yaptırım, misilleme ve cezalandırma yönteminden söz etmiştim. Belki en önemli örneği, demiştim, “internet egemenliği” kavramından hareketle haberleşme özgürlüğüne getirdiği kısıtlamalar. Bunlar o kadar güçlü ki, mutlak bir enformasyon tekeli kuruyor ve dünyadaki “tehlikeli” gelişmelerden tümüyle habersiz bir yerli alan yaratabiliyor.
Mesele niyetse, tikel değil kuşkusuz. Aslında başka bazı ülkeler de bunu yapabilmeyi özlüyor. Ama onların elinden ancak (meselâ Wikipedia’yı) “aleyhime” veya “düşmanca” yazılar yayınlıyor diye dümdüz karşılarına alıp yasaklamak geliyor. Bu da çok başarılı olamıyor, çünkü bir, internet hizmeti sunan mecraların çeşitliliği sayesinde böyle yasakların etrafından dolaşılabiliyor. İki, yargı biraz olsun özgürlüğünü koruyabilmişse, (iptal kararının uygulanması ayrı bir mesele de olsa) şu veya bu yüksek mahkeme tutup da yasağı iptal edebiliyor.
Çin’de ise hukuk ve demokrasiden kaynaklanan bu tür köstekler zerrece işlememekte. Güçler ayrılığı değil güçler birliği söz konusu. Pratikte iki kademeli bir hukuk sistemi var. Adî suçlar söz konusu olduğunda mahkemeler özerk işliyor (gibi). Ama bıçak kemiğe dayandığında, örneğin muhaliflerin rejim karşıtlığıyla yargılandığı dâvâlarda veya iç hizipleşmelerde okkanın altına giden bazı üst düzey yöneticiler hakkında tasfiyelerini tamamlamak ve onları canlı canlı bir tür tabutluğa gömmek için galiplerin talimatıyla başlatılan başka türlü “hassas” süreçlerde (faraza “yolsuzluk” koğuşturmalarında), bütün savcı ve yargıçlar resmen, doğrudan devlete ve partiye bağlı. İletişim alanında ise çok büyük yatırımlarla inanılmaz bir sansür ve denetim mekanizması kurulmuş bulunuyor. Bu meyanda, istenen her türlü kısıtlama Google, Facebook, Twitter, Wikipedia vb iletişim şirketlerinin kendilerine kabul ettirilip uygulattırılıyor. Halkın ruhu duymuyor. Bunun da adı bağımsızlık oluyor.
* * *
Benzer örnekler saymakla bitmez. Çok çarpıcı bir tanesi, “özgürlük mü, somon balığı mı” diye özetleyebileceğimiz olay. Yeryüzünde bazı ülkelerin nedense Nobel Ödülleriyle sorunu var. 1958’de Sovyetler Birliği Dr Jivago romanının devrim ve sosyalizm karşıtı özellikleri yüzünden, siyasî amaçlarla seçildiği gerekçesiyle Boris Pasternak’ı Nobel Edebiyat Ödülü’nü reddetmeye zorladı. Aynı ödülü 2006’da kazanan Orhan Pamuk, vesayetçi-ulusalcı çevreler tarafından aynı iddiaların Türkiye’ye özgü muadilleriyle karalandı. 2017’de Norveç’in Nobel Barış Ödülü Komitesi, muhalif Çinli yazar Liu Şiaobo’yu [Xiaobo] bu ödüle lâyık gördü. Demokratik ülkelerde bilim, sanat ve sivil toplum kuruluşlarının kararlarında özerk ve özgür olduğunu anlayıp anlamamak, bir zihniyet meselesidir. Her şeyin ve herkesin devlete bağlı olduğu Çin, haydi iyi niyetle konuşalım, bunu “anlayamadı” tabii. Tepkisi, Norveç hükümetine karşı bir dizi yaptırıma başvurmak oldu. Oslo ile ilişkilerinin birçoğunu kesti. Bu arada Norveç’ten somon ithalini de durdurdu. Düşünün; bir Nobel Barış Ödülü’nün faturası dondurulmuş somon balıklarıyla kesiliyor. Bu kadar ayıp ve aynı zamanda bu kadar komik bir şey olabilir mi? (Fakat şimdi, bir zamanlar Fransız parlamentosunun Ermeni soykırımını tanıma kararına karşı estirilen milliyetçilik rüzgârının, bütün Türk üniversitelerini nasıl, bunun kimi cezalandırmak anlamına geldiğini de zerrece düşünmeksizin, Fransa’daki burslu doktora öğrencilerini ve misafir öğretim üyelerini geri çağırmaya zorladığını da hatırladım.)
* * *
(a) Hong Kong protestoları ve (b) Sinciyang’da Uygurlara yapılanlar, Çin halkının asla öğrenmemesi istenilen iki “zararlı” konu. Dolayısıyla ilginç bazı misilleme ve cezalandırma yöntemleri de bu alanlarda “Çin karşıtı” tavırları hedef alıyor. Tencent, Çin’in en büyük ve en güçlü medya şirketlerinden biri. Yüz milyonlarca abonesi var. Yakın zamanda, NBA maçlarının streaming imtiyazını 1.5 milyar dolara satın aldı. Ekim başlarında, Houston Rockets yöneticisi Daryl Morey, Hong Kong gösterilerini destekleyen bir tweet attı. Kıyamet koptu ve Tencent, Rockets maçlarını naklen yayınlamayı durdurdu. Bunun üzerine Morey özür diledi ve tweet’ini sildi; ayrıca NBA de resmî bir özür yayınladı. 6 Ekim’de Activision Blizzard adındaki video oyunları şirketi, gene Hong Kong protestolarına destek verdiği için Çin’den gelen baskılar karşısında, profesyonel e-spor şampiyonu Blitzchung’u askıya almayı kabul etti. Her iki olay da utanç vericiydi, birer ahlâksızlık nümunesiydi. Ama aynı zamanda, Kongre’ye varıncaya kadar Amerikan toplumunun çeşitli katmanlarının bu teslimiyet nereye varır sorularıyla dalgalanmasına yol açtı.
* * *
TikTok, popüler bir sosyal medya platformu. Hafif eğlencelik diyebiliriz. Daha çok ergenlere yönelik. Türkiye’de şimdiden 38 milyon kullanıcıya yaklaşmış. İnsanlar müzik eşliğinde videolar çekiyor, canlı yayın yapıyorlar. Şimdi sıkı durun: TikTok’un sahibi Bytedance diye bir Çin firması. Abonelerine, Çin dışında hiçbir siyasî sansür uygulamayacağı taahhüdünde bulunuyor.
Acaba? Feroza Aziz 17 yaşında. Amerikan vatandaşı. Kasım sonunda bir video yüklemiş TikTok hesabına. Kirpik kıvırma yöntemleriyle başlıyor. Derken Feroza elindeki kirpik maşasını bırakıp izleyicilerini, Çin’in Müslüman Uygurlara reva gördüğü muameleyi sorup öğrenmeye, bilgi edinmeye çağırıyor. Sonradan BBC’ye tutumunu şöyle açıklayacak: “Bir Müslüman olarak, baskı ve ırkçılıkla hep yüz yüzeyim. Ama bu insanların, bu etnik grubun nelere maruz kaldığını asla tahayyül edemezdim. Bu doğru değil dedim ve bu konuda bir farkındalık yaratmam gerektiğine karar verdim” (29 Kasım 2019). İlk birkaç gün bir şey olmuyor. Sonra Feroza bir sabah uyanıyor ve hesabının toptan kapatılmış olduğunu görüyor. Ortalık karışıyor. Bytedance gazetecilere, Feroza’nın hesabının Uygurlar nedeniyle değil, on gün önce Usame bin Ladin’i içeren bir video yükleyip terörizm propagandası yaptığı için kapatıldığını söylüyor. Oysa incelendiğinde, söz konusu videonun, Feroza’nın kimlerle “çıkabileceği”ne ilişkin önyargılı tahminlerle dalga geçen bir hicviye olduğu ortaya çıkıyor. Feroza Aziz, ABD’de büyüyen Müslüman bir genç kadın olarak “terörist” ve “Bin Ladin’in karısı” diye aşağılamalara maruz kaldığını; bunlara espriyle karşılık vermek istediğini anlatıyor. Ayrıca, diyor, ilk hesabım zaten bu yüzden kapatılmıştı ve ikinci bir hesap açmıştım, ama bu sefer Uygurlarla ilgili videom yüzünden kapatıldı. Bytedance’in hem sansürcülüğünü, hem yalancılığını bu sözlerle ortaya koyuyor.
* * *
Mesut Özil herhalde Avrupa’dan yetişen Türk kökenli futbolcuların tereddütsüz en iyisi. Uluslararası üne sahip bir orta saha oyuncusu. Alman vatandaşı. Sırasıyla Schalke 04, Werder Bremen ve Real Madrid’de oynadı. 2013’te 42.5 milyon sterline transfer olduğu Arsenal’in hemen 2014’te Federasyon Kupası’nı; 92 defa formasını giydiği Alman millî takımının da gene aynı yıl Dünya Kupası’nı kazanmasında büyük rol oynadı. “Panzerler” adına 23 gol attı ve 40 asist yaptı. Gene Almanya’da beş defa Yılın Futbolcusu ödülünü kazandı.
Mesut Özil Müslüman. Müslümanlığı yüzünden de çeşitli şeyler geldi başına. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la fotoğraf çektirmesi siyasî bakımdan hedef alınmasına yol açtı. Bundan önceki Alman Futbol Federasyonu’nun (yeni gelen Federasyonun kabul ettiği ve kınadığı) ayırımcılığına maruz kaldı. Bu yüzden 2018’de uluslararası karşılaşmalardan çekildiğini, artık Alman millî takımında oynamak istemediğini açıkladı.
2019 Aralık ortalarında Mesut Özil, sosyal medyada Uygurlara uygulanan baskıları karşı çıktı. Hem Çin’i eleştirdi, hem de İslâm âleminin bu konuda susuyor olmasını. Vay sen misin böyle diyen! Totaliter bir rejimin bütün reaksiyon enstrümanları harekete geçti. Saptayabildiklerim: (a) Çin Futbol Federasyonu Özil’in sözlerini “kabul edilemez” diye niteledi ve Çinli taraftarların “duygularını rencide ettiğini” açıkladı. (b) Resmî çizgiyi yansıtan Global Times gazetesi “gerçek dışı” dedi, Özil’i futbol makamlarını (?) “hayal kırıklığına uğratmak”la suçladı. (c) İş hükümet katına kadar çıktı. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Geng Şuang, Mesut Özil’in “yalan haberlere kandığı”nı, “gerçek dışı söylenti”lerden etkilendiğini iddia etti. İsterse bizzat Sinciyang’ı ziyaret edip kendi gözleriyle görebilir dedi. (d) Özil’in Weibo sosyal medya web sitesindeki hesabı, her nasılsa 11 Aralık itibariyle 4 milyon takipçide dondu kaldı. (e) Çin’in bir diğer yerli ve millî ürünü olan Baidu arama motorundaki Özil’in hayranları kulübü ise feshedildi. Web sitesinin kurucusu, “Millî çıkarlar karşısında, kişisel hobilerin hiçbir önemi yoktur” açıklamasında bulundu. (Böylece Atatürk’e yakıştırılan “Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır” fikriyatına yeni ve evrensel boyutlar kazandırdı.)
Ve tabii (f) ekonomik cezalandırma baltası da iniverdi, hem de ilk anda. Özil’in sözleri duyulur duyulmaz, Çin’in resmî radyo-televizyon yayımcısı CCTV, Arsenal’in Manchester City ile oynayacağı Premier League maçını programından kaldırdı. Arsenal’in reaksiyonu, NBA kadar derin bir çukura yuvarlanmasa bile, kulüp olarak “daima apolitik” olduklarını söyleyerek Özil ile aralarına mesafe koymaktan ibaret kaldı.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları





















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024