Halil BERKTAY
[18-19 Ocak 2020] Brezilya’nın aşırı sağcı bir devlet başkanı var: Jair Bolsonaro. Eski bir yüzbaşı. Kafa yapısı anlatılır gibi değil. 12 Mart 1971’den sonra Mamak askerî cezaevinde, ya da 12 Eylül 1980’den sonra Diyarbakır zindanında görevli subaylardan herhangi birini alıp Ankara’daki külliyeye oturtsanız, işte ancak bu kadar olur. Daha doğrusu, Bolsonaro’nun tırnağı olamaz bile. Yaklaşık dört ay önce de yazmıştım (Başkalarının aynasında (2) Araujo, Velez, Bolsonaro, 8 Eylül 2019). Oradaki bazı bilgileri hatırlatayım.
(1) Ülkesinin geçmişindeki o korkunç cunta dönemine doğrudan sahip çıkıyor. 1961 seçimlerini kazanarak gelen reformcu cumhurbaşkanı Joao Goulart’a ordu ancak üç yıl tahammül edip sonra devirmişti. Kurulan askerî diktatörlük, dile kolay, tam 21 yıl sürdü. Kendinden sonraki bütün diğer Latin Amerika diktatörlüklerinin de âdetâ rol modeli ve en dayanıklısı oldu. Çok sonra oluşturulan bir Hakikat Komisyonu’nun 2014’teki açıklamalarıyla doğrulandığına göre, 1964-85’te binlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı, gizli merkezlerde işkence gördü. En az 434 kayıp var; herhalde yargısız infazlara kurban gittikleri düşünülüyor.
Bolsonaro’nun gerek kendisi, gerekse bakanları bu darbeyi teorileştiriyor, zulmünü savunuyor, işkencecilerini koruyor. 2019’da askerî müdahalenin 55. yıldönümü, Cumhurbaşkanının emriyle millî bayram olarak kutlandı. Gerçi kararname bir mahkeme tarafından iptal edildi ama sonra başka bir mahkemenin kararıyla tekrar uygulanabilir oldu. Bu arada Eğitim Bakanı Ricardo Velez bir ekonomi dergisine, “31 Mart 1964’te olan, Brezilya toplumunun egemen bir kararıdır” dedi. Askerî yönetim, diye devam etti, “zora dayalı bir demokratik rejimdi ve o sırada gerekliydi.” Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Goulart’ın devrilmesinin, “zamanın anayasasına karşı bir darbe değil, sadece anayasal bir kayma” demek olduğunu iddia etti.
Türkiye’de 12 Eylül’ün bir numarası Kenan Evren, 17 yaşındaki Erdal Eren’in göz göre göre idamı bağlamında “Asmayalım da besleyelim mi?” diye bir cümle kurabilmişti. Bolsonaro da bir konuşmasında, Brezilya’nın askerî rejiminin “hatâ”sının solcuları “öldürmek yerine işkenceden geçirmek” olduğunu söyleyebildi. Daha korkuncu, Brezilya Barolar Birliği Başkanına, “Eğer … babasının askerî dönemde nasıl kaybolduğunu merak ediyorsa, ben ona anlatayım” (Se o presidente da OAB quiser saber como o pai desapareceu no periodo militar, eu conto para ele) demesi oldu. Günümüzün otoriterleşme eğilimleri açısından, her türlü insan hakları kuruluşu son derece şüpheli. Hele bu alanda çalışan uluslararası örgütler, kâh şu kâh bu devletin yerli ve millî iradesine karşı mutlaka bir komployu, yıkıcı bir faaliyeti temsil etmekte. Büyükada aktivistlerini, sadece onları peşinen yargılayıp mahkûm eden medya ve troller unutmuş gibi yapabilir. Bolsonaro bu açıdan da son derece net. Seçim kampanyası sırasında, “insan hakları[nın] Brezilya’ya zarar vermek [anlamına geldiği]” gerekçesiyle, insan hakları örgütlerine yardımı keseceği vaadinde bulundu.
(2) Son derece saldırgan bir kadın düşmanı ve LBGT düşmanı. Âdetâ varlığının her zerresinden ezici, kahredici bir macho’luk fışkırıyor. Geçmişte, solcu İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen Maria do Rosario’ya, “Senin ırzına geçmem çünkü sen buna lâyık değilsin” dedi. Nisan 2017’de kamuoyu önünde yaptığı bir konuşmada kendi kızından dahi ne kadar adî bir şekilde söz edebildiğiyle büyük tepki topladı: “Beş çocuğum var. Dört oğlum oldu ve beşincisinde zayıfladım ki bir kız çıkageldi.” Brezilya yasaları, kadınların kadın oldukları için öldürüldüğünün ispatlanabildiği cinayetler için ağırlaştırılmış cezalar öngörüyor. Bolsonaro bu femicide maddelerinin de kaldırılmasından yana (Brezilyalı siyahları koruyan pozitif ayırımcılık önlemlerinin de kaldırılmasından yana olduğu gibi). Öte yandan, cinsiyete dayalı ücret ve maaş farklarını savunuyor. 2016’daki bir televizyon röportajı sırasında, işveren olsa bir kadına “bir erkekle aynı maaşı” vermeyeceğini söyledi ve gerekçe olarak da kadınların hamile kaldığını gösterdi. Heteroseksüellik dışındaki cinsel tercihlere ise başka türlü bir nefret beslemekte. 2011’de katıldığı bir televizyon programında, “çocuklarımın gay olabileceği aklımdan bile geçmedi, çünkü iyi bir öğrenim gördüler” dediği için para cezasına çarptırıldı. Gene geçmişte, eşcinselliğin “[çocuklara] dayak atmamaktan” kaynaklandığı yorumunu da getirdi.
(3) Brezilya’nın 1985’ten bu yana gelişen bütün demokratik kültürünü tersyüz etmeye çalışıyor. Bu, özellikle Eğitim ve Kültür Bakanlıklarının görevi. Daha önce sözünü ettiğim Eğitim Bakanı Ricardo Velez, askerî diktatörlüğün aklanması ihtiyacını çocukların “daha geniş bir tarih” öğrenebilmesi ve 1964’te olanlar hakkında “doğru ve gerçek bir fikir” edinebilmesi şeklinde ifade ediyor. Bu doğrultuda müfredatın ve ders kitaplarının değiştirilmesini istiyor. Tutun ki (a) 27 Mayısçı Cemal Gürsel ve Millî Birlik Komitesi; (b) 12 Martçı Memduh Tağmaç ve zamanın kuvvet komutanları; (c) 12 Eylülcü Kenan Evren ve onun cuntası; (d) 28 Şubat 1997 “light” darbecileri… toptan geri gelmiş, Millî Eğitim Bakanlığı ile Talim ve Terbiye Kurulu’na oturmuş. Türkiye’nin yakın tarihindeki bütün askerî rejimleri toptan savunan bir müfredat talep etmekte.
Paulo Freire (1921-1997), Brezilya’nın yetiştirdiği ünlü bir düşünür, eğitimci, filozof. Siyasal görüşleri bakımından bir Hıristiyan sosyalist. 1940’lar ve 50’lerde yoksullara, özellikle şekerkamışı işçilerine okuma yazma öğretme çabalarıyla öne çıkmış. 1964 darbesinden sonra 70 gün hapiste kalmış. Yıllarca sürgünde, Bolivya ve Şili’de yaşayıp çalışmış. 1967’de Özgürlük Pratiği Olarak Eğitim (Education as the Practice of Freedom) ve 1968’de ünlü Ezilenlerin Pedagojisi (Pedagogy of the Oppressed) kitaplarını çıkarmış. İkincisi Portekizceden İspanyolca ve İngilizceye de çevrilmiş. Yazarı Harvard’dan misafir öğretim üyeliği dâveti almış. Ama eseri kendi memleketinde ancak 1974’ten sonra yayınlanabilmiş. Freire 1980’de dönmüş ülkesine. İşçi Partisi’ne katılmış. Sao Paulo eyaletinin Yetişkin Eğitimi projesine danışmanlık yapmış. İşçi Partisi 1988 Sao Paulo belediye seçimlerini kazandığında, Freire belediyenin Eğitim Sekreteri olmuş. 1997’de kalp krizinden hayata veda etmiş.
Paulo Freire günümüz eğitiminde kök salan “eleştirel düşünme” (critical thinking) fikrinin babası. 1985’ten itibaren bu fikir Brezilya eğitim sistemini derinden etkilemiş. Bolsonaro ise bu yaklaşıma müthiş düşman. Öğrencilerin tekrar otoriter bir eğitimin pasif alıcılarına indirgenmesinden yana. Freire’nin ideallerinin kökünü kazımak için gerekirse “elinde bir alev makinasıyla eğitim bakanlığına gireceğini” ilân ediyor.
* * *
Oradan gelelim, çok yakın zamanlara ve Kültür Bakanlığına. Bolsonaro’nun bu görevi emanet ettiği Roberto Alvim, eski bir tiyatro yönetmeni. Geçtiğimiz günlerde, Brezilya kültürünü tekrar ve alabildiğine sağa çekip yeknesaklaştırmaya yönelik çeşitli girişimleri arasında, bir de yeni bir “millî sanat” ödülü ihdas etmeye kalkıyor. Aklıma derhal, yenilginin artık İttihatçıların kapısını çaldığı bir noktada, Enver Paşa’nın 1917’de başlattığı “millî edebiyat” hamlesi geldi. Hani şu, Ömer Seyfettin’in bütün Eski Kahramanlar dizisini; Kızılelma Neresi, Ferman, Teselli, Forsa, Büyücü, Kütük, Vire, Teke Tek gibi hikâyelerini; üzerine bir de Kaç Yerinden’i kaleme almasına vesile olan.
Geçelim. 1917’de video klibi diye bir iletişim enstrümanı yoktu. Şimdi var. Ve başlangıçta hiç amaçlanmayan, istenmeyen, beklenmeyen sonuçları olabiliyor. Örneğin Roberto Alvim, yeni ödülünü duyurmak için doldurduğu altı dakikalık video klibinde şu ilginç cümleleri sarfediyor: “Önümüzdeki on yılın Brezilya sanatı kahramanca olacak ve millî olacak, halkımızın âcil özlemlerine derinden bağlı… büyük bir duygusal katılım kapasitesi edinecek, ya da hiçbir şey olmayacak” demiş. Okkalı bir programatik manifesto. Bu arada arka planda (Hitler’in favori bestecisi) Wagner’in Lohengrin operası çalıyor; onu da unutmayalım. Millet cahil ve enayi değil. Birileri, Nazilerin ünlü Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in şu cümlelerine benzerliği hemen farkediyor: “Önümüzdeki on yılın Alman sanatı kahramanca olacak, çelikten-romantik olacak,… millî ve hissiyat yüklü ve angaje olacak, ya da hiçbir şey olmayacak.”
Kıyamet kopuyor. Brezilya, gazeteler ve televizyon kanalları üzerine mutlak bir medya tekelinin kurulamadığı ve herhalde hiç kurulamıyacağı bir ülke. Çok-sesliliğin kökü kazınamamış, kazınamıyor. Bu sayede hem çok sert protestolar yükseliyor, hem karşı tarafta daha büyük garabetler yaşanıyor. Roberto Alvim Facebook sayfasında kendini önce “tamamen tesadüf” diye savunuyor. “Tek bir cümle”de ne var demeye getiriyor. “Ben asla Goebbels’ten alıntı yapmadım ve yapmam. Ama cümlenin kendisi mükemmel gerçekten” sözleriyle, özürü kabahatinden büyük denecek bir noktaya geliyor. İkinci bir açıklama yüklüyor gene Facebook’una. Konuşmasını “danışmanlarının milliyetçi sanat hakkında getirdiği çeşitli fikirlerden hareketle” kaleme aldığını söylüyor (yani bunların arasında Goebbels’ten cümleler varsa, kaynağını bilmeden alıp kullanmış olabileceğini imâ ediyor). Fakat her iki metinde, arka plan müziği olarak neden Wagner’i seçtiği konusuna hiç girmiyor. Bu müziği hangi çağrışımları nedeniyle tercih etmiş olabileceğine yönelik sorulara hiç cevap vermemeyi tercih ediyor.
Bolsonaro dahi kaldıramıyor bu kadarını. Gerçi kendisinin de Nazizme ilişkin tuhaflıkları eksik değil. Geçmişte, hem de İsrail ziyareti ve Yad Vashem soykırım müzesini gezerken, Nazizmin “nasyonal” sözcüğünün yanısıra “sosyalist” sözcüğünü de içermesi itibariyle “tabii” aşırı sol bir akım olduğunu iddia etmişti. Gene de Goebbels’in cümlelerini tekrarlamak Bolsonaro’ya bile, en azından doğurduğu tepkiler ve yalnızlığa gömülme tehlikesi karşısında, herhalde çok fazla geliyor. İran benzeri (bkz dünkü Hamaney’in hamaseti yazım) bir kuyruğu dik tutma ve asla geri adım atmama geleneğinin güçlü olduğu Türkiye’de, hiçbir şey olmayabilirdi. Brezilya’da olabiliyor. Bolsonaro “Nazizm ve komünizm gibi totaliter ve soykırımcı ideolojileri toptan reddettiğimizi bir kere daha tekrarlamak isterim” sözleriyle Roberto Alvim’i bakanlık görevinden alıveriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024