Hasan CEMAL
Zaman da ne demek?
Ne kıymeti var zamanın, denizde öyle bir kelime yok!
Sadun Boro şöyle diyor: “Her şeyden uzak asude bir hayat. Zaman... O da ne demekmiş?.. Neptün dümende, görünmez dümencimiz tekneyi idare ediyor” Denizi seveceğim galiba...
Aslan Cimbom, Saracoğlu’nda kupayı kaldıranca Bonifacio’da bir aslan heykeli bulup tüm Fenerli dostlara gönderdim.
Lyon Körfezi,
11 Mayıs 2012, Cuma,
Saat 04.05
Uyku tutmadı, kalktım. 34 saattir yoldayız, açık denizde. Havuzlukta telaş havası. Cüneyt’le Gökhan Kaptan faaliyet halindeler.
Kötü haber:
Oto-pilot devre dışı.
Kaptan Neptün tatile çıkmış!
Allah’tan kara gözükmüş durumda. Korsika’nın, Bonifacio’nun ışıkları seçiliyor. Mehtap var. Hava ılık. Uzaktan fenerin ışıklarını izliyoruz.
“Yedi tane çaktı, durdu.”
“Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi... Bu feneri tutarsam kurtarır mıyım?”
“Beyaz mı çakıyor fener?”
“Beyaz. Bir yedi çakıyor, bir yedi daha...”
Gökhan Kaptan radarın başında, Cüneyt dümenin. Uzakta iki fener var. İskeledeki (sol taraf) kırmızı, sancaktaki(sağ taraf) beyaz çakıyor. Bu iki fenerin arasından Korsika adasının Bonifacio limanına giriş yapacağız.
Yaklaştık, 5 mil kaldı.
İskelede kırmızı çakan feneri kaybettik. Sadece beyaz çakıyor, sancaktaki... Radarda, iskele tarafında kara parçası görünüyor. Biz iki fenerin ortasına doğru seyrediyoruz.
Cüneyt, Gökhan Kaptan’a:
“Bas bakalım bir daha ve bildiğin bütün duaları oku.”
Yine o ses, dııt dııt, oto-pilot tıklıyor.
“Hay ananı...”
Gökhan Kaptan dümende:
“Burası bir boğaz, Bonifacio’nun girişi. Yedi sekiz tane fener var. Radar gösteriyor, kayalık yerler. Dikkatli olmak lazım yine de. Görsel seyir önceliklidir.”
Sancakta, uzakta bir ışık, gemi geçiyor.
Saat 04.45
Peace, suları yararak fışır fışır yol alıyor, saatte 6.7 mille. Radarın siyah ekranının üstünde sarı sarı gözüken kayalıklara gözüm takılıyor.
Onların üstüne düşmeyiz ya?
Gülünüyor soruma.
Yaşasın, gün ağarmaya başladı.
Kara çok daha iyi seçiliyor. Fenerlerden iyice açılarak, iskeledeki burnun içinden limana giriş yapacağız.
Gökhan Kaptan:
“Bu gibi durumlarda GPS’i değil, radarı kullanmak daha iyidir. Radar anlıktır çünkü. GPS biraz daha gecikmeli, zira önce uyduya çıkacak.”
Mazot gece yarısından sonra azalmış. Otopilot devreden çıktıktan sonra bir süre yelken bastık.
Saat 05.35
Ortalık iyice ağırdı.
“Gelmişiz artık Kaptan.”
“Gelmeden gelinmez denizde! Balık ağına rastlamamak için dua ediyorum.”
Sular koyu lacivert ve çırpıntılı.
Ufukta yangın var!
Şafak söküyor.
Karada belli belirsiz sis bulutu ya da puslu hava ipince uzanıyor, burun boyunca...
Saat 05.50
Şafak söktü.
Cüneyt:
“Hazreti güneş en nihayet gözüktü.”
Sanki sabah olmayacakmış gibi bir hisse kapılıyor insan. Güneş, Bonifacio Boğazı’nın üstünü yangın yerine çevirerek, kocaman bir alev topu halinde yükseliyor.
Ve Bonifacio limanına kapağı attık, açık denizde, üstelik Lyon Körfezi’nde 36 saatlik bir yolculuktan sonra.
Bu arada rahat bir nefes aldığımı itiraf edeyim, sersemlemiş halde ayağımı karaya bastığım vakit.
Sadun Boro, Bir Hayalin Peşinde adını taşıyan kitabında (Denizler Kitabevi) şöyle der:
“İlk günlerde rastlanan kötü hava şartlarıdır ki, nice uzun seyahat meraklılarını daha ilk kapağı attıkları limanda senelerin mahsulü hülyalarından vazgeçirtip, bir daha böyle bir şeye kalkmaya tövbe ettirmiştir. Ben de bu ilk fırtına ve kötü şartlar içinde zaman zaman bunalmış ve ümitsizliğe düşmüştüm.
İşte böyle bir anda beni bu fırtınanın içinden çekip alsalardı, eminim bir daha denize adımımı atmazdım.
Ama değil mi ki, bu ilk açık deniz fırtınasının bütün meşakkatini çektikten sonra selamete eriştik, o korku hissi yerini denize karşı sonsuz bir sevgi ve hürmete bıraktı.
Her denizci yaşadığı ilk fırtınada aynı hisleri yaşar ve ondan sonra şerbetlenir, kanıksar.”
Bakalım Hasan Kaptan ne zaman yaşayacak böyle bir fırtınayı?..
Saat 06.15
Önümüzde devasa dimdik yükselen, dikdörtgen şeklinde tuhaf bir kara kitlesine doğru yol alıyoruz.
Neredeyse toslayacağız!
Öyle bir duygu uyanıyor içimde. Sabahın ilk ışıklarında karanlık bir heyula yükseliyor Peace’nin karşısında...
Burundan içeriye doğru kıvrıldıkça kıvrılıyoruz, ilginç bir fiyort. Kendini hemen ele vermeyen bir liman Bonifacio, şirin bir yer.
Saat 07.00
Bonifacio kalesindeki kiliseden çan sesleri geliyor. Ortalıkta kimsecikler yok. Limanda açık bulduğum ilk kahveye oturuyorum.
Günün ilk kahvesi çok iyi geliyor, yanında da taptaze bir çörek... 36 saatlik açık deniz yolculuğunun son 10, 15 saatinde sıcak bir şey girmedi midemize. Kahvede Norah Jones söylüyor, yumuşacık sesiyle...
Gevşiyorum.
Bonifacio Kalesi surlarıyla birlikte sabah pusunun içinden tüm heybetiyle çıkıyor.
“Yağmur çiseliyor. Hava yeni ağırmış. O aşina siluet yavaş yavaş bir sis, bir pus perdesinin arkasında siliniyor” diye anlatıyor Sadun Boro, Bir Hayalin Peşinde isimli kitabında...
Günün ilk sessizliği ne kadar güzel.
Denizi seveceğim galiba.
Sadun Boro şöyle diyor:
“Her şeyden uzak asude bir hayat.
Zaman...
O da ne demekmiş?..
Ne kıymeti var zamanın. Denizde öyle bir kelime yok...
Neptün dümende, görünmez dümencimiz tekneyi idare ediyor.”
Bizimki bozuldu Sadun Abi. Peace’i Bonifacio kalesinin dibine çektik, oto-pilotun yenisini bekliyoruz firmadan.
Ve yarın akşam Saraçoğlu’ndaki süper finali bekliyoruz. Bizim bütün teknik hazırlıklarımız tamam maçı internetten izlemek için. Ah şu kupayı Saraçoğlu’nda bir kaldırsak...
Bonifacio Limanı,
12 Mayıs 2012, Cumartesi.
Saat 12.30.
Oto-pilot’un yenisi geldi, Gökhan Kaptan monte etti. Rahatladık. Ama hava kötü. Vira demir diyemeyeceğiz. Bir iki gün buraya tıkılacağız anlaşılan.
Akşamı bekliyoruz heyecanla. Cüneyt, Kaptan Gökhan ve ben, üçümüz sıkı Galatasaraylı...
Melo’yu tanıdı, GS’li oldu
Hızlı interneti olan mekânı da tespit ettik:
Hotel Residence du Centre Nautique. Yemekleri de çok güzel. Her şey deniz ürünü ve makarnaüzerine. Garsonlara gecenin mana ve ehemmiyetini de anlattık.
Anladılar ve tümü Cimbomlu oldu.
Hepsi paylaştı coşkumuzu.
Garsonlardan biri Brezilya’lıydı, Melo’dan dolayı bize katıldı. Biri de İtalyan’dı, Fatih Hoca’yı tanıdığı için bizi tuttu.
Saat 23.30
Gece boyunca yaşadığımız heyecan fırtınasını kolay anlatamam. Ve şampiyonluk kupasını Fatih Hoca’yla aslanlarının elleri üstünde, Saraçoğlu’nda gördüm ya, bundan sonra gam yemem dedim kendi kendime...
Üç gündür bu şirin limandayız. İnşallah yarın öğleden sonra vira bismillah diyeceğiz.
Zor bir etap!
Açık denizde 360 mil yol yapacağız, Sicilya’nın Messina Boğazı’na kadar.
50 saate yakın bir seyir.
Cenova Körfezi’nden fırtınamsı bir hava bekleniyor. 15-20 knot arası. Bir knot, 1.82 kilometre. 5 knot eşittir 1 şiddet (rüzgarın gücü) denilebilir. Fırtına ise 30-35 knotla başlıyor.
Yuvarlana yuvarlana gireceğiz
Deniz eksik kabul etmez!
Bugün her şeyimizi aldık, tamamladık. Havayı önümüze katarak gitmeyi planlıyoruz. Mare Tirreno’ya, Tiran Denizi’ne açılacağız. Alpler’den patlayan soğuk hava, Cenova Körfezi üzerinden bizim seyredeceğimiz denize ulaşıyor.
Gökhan Kaptan bugün öğle vakti elinde hava raporlarıyla geldi:
“Bu yolculuğumuz biraz zor, sert geçecek. Göze alamazsak, hafta sonuna kadar burada kalmak mecburiyeti doğar. Yuvarlana yuvarlana gideceğiz çare yok.”
“Ne demek yuvarlana yuvarlana?”
“Dalgalar bizi fena sallayacak demek.”
Haydi hayırlısı!
Gökhan Kaptan açıklıyor:
“Mevsim geçişlerinde, yaza girerken, deniz karadan daha geç ısındığı için bu tür fırtınalar oluşuyor. Hava dursa da, ölü denizler (soluğan deniz) devam eder. Yani hava durur ama dalgalar durmaz, bir kaç gün devam eder. Yani her halükarda sallanacağız.”
“Yani biraz heyecan olacak!”
“Evet ama merak etmeyin. Teknenin altında salma var, hacıyatmaz gibi sallanır durur. O yüzden ben bu yelkenli teknelere daha çok güvenirim.”
“Direğin başında ne yapıyorsun?”
“Sert havalara gireceğimiz için direğin kıç ıstralya tellerini geriyoruz. Direği biraz geriye doğru eğiyoruz. Rüzgâra fırtınaya karşı direği biraz daha sağlamlaştırıyoruz.”
Bir haftadır yollardayız.
Sadun Boro’nun Pupa Yelken, Bir Hayalin Peşinde, Kısmetin Dümen Suyunda isimli kitaplarını keyifle okudum.
Ve Sadun Abi sayesinde yeni bir dünyanın içine yaşama sevinciyle girmeye başladım.
Kaptan’ın günlüğü...
YARIN: Tiran Denizi’nde fırtına...3.5’luk dalga yaklaşırken için fena olmiyor değil.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024