Mümtazer TÜRKÖNE
Şu sıralarda hepsinin üzerinde baskı kuran Özgür Özel’inki.
Diğerleri?
En görünür ve kalıplaşmış sıçramalarla Erdoğan, ezberlediğimiz bilmecelerle dolu Bahçeli ve küçük bir havuzdan okyanusların derinliğini hatasız ölçen ve “Teröristbaşı” sıfatından hızla uzaklaşıp artık Türkiye siyasetinin ağır abisi haline gelen Öcalan. Bu dört siyaset tarzı, Zeus’un şimşekleri gibi birbirine çarpıyor ve devlet işlerinin görüldüğü karanlık dehlizler gündüz gibi aydınlanıyor.
“Nereye gidiyoruz?” sorusunun cevabını bu aydınlıkta, dört tarz-ı siyasetin birbiriyle çarpıştığı alanlarda ararken iki kritere göre bir ayrıma gitmemiz gerekiyor.
Dil ve Strateji:
Birincisi:
Dil düşünceyi aktarmanın değil saklamanın aracıdır. Bahçeli ve Öcalan bu prensibe uygun konuşuyor. Çok konuşan ve makine gibi mesaj üreten Erdoğan ve Özel, bu prensipten uzak politika yapıyor.
İkincisi strateji adı verilen zekâ ve hesap-kitap işi siyasî planlama yeteneğine dair. Bahçeli’ninki ince ayarlı. Keskin nişancılar gibi havayı, rüzgârı, nemi, sıcaklığı, mesafeyi hesapladıktan sonra soğukkanlı bir şekilde nokta atışı yapıyor ve hedefi suya gömüyor.
Öcalan teori ile politika pratiğini görünmeyen dikişlerle bütünleştiriyor, zihni berrak ve attığı adımlar, kendi tabanı anlamasa bile tutarlı. Şartların olgunlaşmasını beklerken, kendisi de en yapıcı pozisyonda ortamı ısıtacak katkılarda bulunuyor.
Saray’a iktidarı kaybetme korkusu bir kâbus gibi çökmüş, önüne çıkan her gündemi simsiyah güneş gözlüklerinin arkasından bu gözle ele alıyor. Geri dönüşü olmayan 19 Mart operasyonundan sonra, bir çıkış yolu bulamadığı için stratejik hamle yeteneğini bütünüyle kaybetmiş vaziyette. Asa ve mühür elinde olmasına rağmen, sert esen rüzgârlara ve akıntıya karşı koyamıyor, istikamet tutturamıyor.
Politik zemin üzerinden hegemonyasını kuran Özgür Özel’in dilinin altında sakladığı bir şeyler, attığı adımların arkasında inceden hesaplanmış bir strateji var mı? Dil ve strateji; ikisi tek bir pozisyonda birleşiyor. Özel’in sağlam bir stratejisi var ve çok konuşarak, yani dili aktarma aracı olarak kullanarak bu stratejiyi bütün detayları ile önümüze seriyor. Bir stratejisi var ve bunu açıklıkla dile getiriyor. Gizlediği sakladığı hiçbir şey yok ve üstelik bu açıklık politikası onu daha inandırıcı ve sahici kılıyor. Elbette karşı cepheye de tedbir alma fırsatı veriyor.
Komisyon ne anlama geliyor:
“Terörsüz Türkiye”den uzaklaşıp “Kardeşlik ve Dayanışma” adını alan Süreç, Komisyon sayesinde neredeyse bütünüyle CHP’nin kontrolüne ve denetimine girmiş oldu. Sadece Süreç değil, Süreç sayesinde hemen bütün alanlarda siyasî inisiyatif yeteneği de artık CHP’nin elinde. Buradan yürürse CHP Türkiye’yi tez zamanda seçime götürebilir. Özgür Özel bu durumun farkında ve kemiksiz bir dille bu durumu kendi tabanına izah ediyor.
Durumu şöyle özetleyelim:
Süreç, dev bir kaldıraç gibi Türkiye’yi otoriter rejime giden dar ve dik patikadan alıp, otoban gibi geniş ve düz demokrasi ve hukuk yoluna taşıyor. Erdoğan elinde tuttuğu otorite araçlarını kaybedeceği, daha ötesi iktidardan olacağı için gelişmelere uzun süre direndi. Komisyon’un teşkili, iradesini ve gücünü aşan mecburiyetlere teslim olduğunu gösteriyor. Mecburiyet, Türkiye’de Süreç’i tetikleyen bölgesel gelişmelerdi: İran’ın oyundan düşmesi, Suriye’de rejim değişikliği ve jeopolitik dengelerin yeniden inşa edilmesi. Daha yeni, birkaç gün önce Erdoğan’ın kapımıza bırakılmış öksüz bir yavru kedi gibi Süreç’i sahiplenmesinin sebebi de, Suriye’de Türkiye’nin, Büyük Güçler ile uzlaşarak elde ettiği pozisyonu kaybetme riskiydi: Dürzi-Bedevi çatışması, İsrail’in müdahalesi ve ABD politikasının yalpalaması…
Erdoğan CHP’yi dışarda tutmak için iki deneme yaptı. Türk-Kürt-Arap İttifakı söylemi ve CHP’yi dışarda bırakarak DEM’i Cumhur İttifakına dahil etme teşebbüsü. Komisyona, tam da Özel’in farkettiği şekilde CHP’yi kritik role soktuğu için sonuna kadar direndi. Komisyon, yani Süreç Türkiye için ertelenemez bir Milli Güvenlik Sorunu ve Beka Meselesi olduğu için evet demek zorunda kaldı.
Baksanıza tepede bir orkestra şefi gibi harmoniyi sağlayan MİT Başkanı var. CHP, ona güveniyor ve tavsiyelerine uyuyor. Erdoğan ne yapsın?
Özel, nitelikli çoğunluk şartını dayatıp kabul ettirerek ayağına gelen bu fırsatı bir zafer çelengi ile taçlandırdı.
Komisyonu bir boks ringi olarak tasavvur edin:
Saray ile CHP arasında, bir hayat-memat meselesine dönen karşılaşma, CHP’nin bileklerinde ters kelepçe memleketin orta yerinde kurulu ringde yediği dayağa dönmüştü. Komisyonla birlikte roller değişti. Hala CHP’nin kolları bağlı, ama bu sefer AK Parti’yi köşeye kıstırıp, Tayland boksu kurallarıyla kafa-tekme darbeleriyle durumu lehine çevirebilecek.
Komisyon, DEM, daha doğrusu Kürt siyaseti için son derece verimli bir halkla ilişkiler alanı demek. “Hakikatleri Araştırma Komisyonu” talepleri yerine gelmiş ve biriktirdiklerini sergileme fırsatı bulmuş olacaklar. Kürt sorununun konuşulması, empati duygusunun gelişmesi ve gerçekten bir kader birliğine geçiş iradesinin ete kemiğe bürünmesi için bu komisyon çok önemli destekler sağlayabilir. Öcalan’ın bu komisyon üzerindeki ısrarı da büyük ölçüde memleketteki tek taraflı havayı değiştirmek içindi. Sırtımızda yumurta küfesi taşımıyoruz. Kürt sorunu, Türklerle Kürtler arasında bir kavganın konusu değildi. Doğrudan Devlet’in zorladığı ulus devlet formatı ile Kürtler arasındaki uyuşmazlığın eseriydi. Devlet bu sorunu, çözecek. Komisyon bu çözümü geliştirecek, tasdik edecek ve halka mal olacak.
15 Temmuz’dan sonra kurulan Darbe Komisyonu’nun ne kadar baskıya maruz kaldığını ve nihaî raporunu açıklayamadığını hatırlayın. Bu tür komisyonlar, keramet sahibi iktidarların işine gelmiyor.
Komisyon ile birlikte CHP’nin önünde son derece verimli ve etkili bir alan açıldı. Özgür Özel durumun farkında. Komisyonu, dikta rejimini engelleyecek bir zemin olarak kullanacağını açıkça söylüyor. Demokrasi ve hukuk, Süreç’in olmazsa olmazı olduğuna göre CHP’nin bu hamleleri DEM ve diğer muhalif partiler tarafından da desteklenecek. Bahçeli nokta atışlarla, demokrasi ve hukukun devletin bekası, yani Süreç için ne kadar hayati olduğunu vurguladığına göre AK Parti sap gibi tek başına ortada kalacak.
Komisyon, dört tarz-ı siyasetten sadece AK Parti’nin daha doğrusu Sarayınkine kapı aralamıyor. CHP’nin, Özgür Özel’in dilinden açık siyaseti bu fırsatı sonuna kadar kullanacaklarını, etini, sütünü, yününü demokrasi ve hukuk için kullanacaklarını gösteriyor.
Bize de “Kardeşlik ve Dayanışma Komisyonu memlekete hayırlı olsun!” demek düşüyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025