Sezin ÖNEY
Daha Berkin’e doğrudan hedef alan, onu başından vurup komalık edip öldürenler bulunmadan Silvan’da Mehmet Ezer vuruldu.
Bir çocuk...
Daha...
Vuruldu.
Bu esnada...
Seçilenler ve seçmenler olarak bir nevi “a la turka Titanik” yolcusu gibiyiz.
Gemi batıyor; bizler hangi müzik çalacak, nasıl dans edeceğiz kavgası veriyoruz.
Horon mu tepilse, halay mı çekilse, vals mı yapılsa...
Gemi batarken, hangi dans illa ki edilecek?
Hangi müzik çalacak?
Hangi müzisyen ne kadar detone çalıyor; ne kadar yeteneksiz; “bizim müzisyen” ne kadar yetenekli bir virtüöz onun kavgası veriliyor.
Ve aslında...
Dans edilebilse...
Herkes birbirinin ayağına basma derdinde...
Bu arada, geminin kaptanı buzdağına bir kez çarptırmakla yetinmemiş, gemiyi geri basıp basıp ardından son sürat buzdağına toslatıyor.
Ama en önemlisi hangi müzik, hangi dans değil mi?
Kaptanın yakasına sarılıp bari “bir kez daha toslatma” diyemiyoruz mürettebat ve yolcular olarak.
Topluca batan gemiyi terk edip, yeni bir hayat kurmak üzere bir adaya gidecek filikaları yapamıyoruz...
Tüm malzeme de eldeyken...
Kaptanın gücünü sorgulamayan alt kamaralar var bir de... Geminin battığından bile haberleri yok. “Kaptanımız en iyisini bilir” diyerek alt kamaraya tıkılıyor ve sadece bir üstteki müzik kavgasına kızıyorlar.
Kaptan ve kaptan köşkü ise, gayet keyifli; çünkü geminin idaresi onlarda... Enkazınki de onlarda olacak.
Sorunun müzisyenler, orkestralar değil; geminin kendisi, kaptan ve hatta alt-üst kat kat yolcular- mürettebatın tümü olduğunu görecek miyiz bir gün?
Titanik, pardon... Türkiye’de... 31 Mart sabahı nasıl bir gün olacak?
Erken 1 Nisan şakası gibi...
Sistemin dişlileri olduğumuz için hepimiz; sistem değişmeyecek.
Oyun kurucu, hâlâ AKP olacak.
Ülke büyük ihtimalle, Titanik’in ışıkları henüz yanarken erken genel seçimlere gidecek.
Bu yerel seçimlerin hiçbir “yerel hâli” yok; ancak yerelin genele etkisini izlemek için beş başlıca şehir var; İstanbul, Ankara, Urfa, Adana ve Erzurum.
Bu şehirlerden İstanbul ve Ankara, CHP’nin olası bir iktidar partisi olarak potansiyelini sınayacak. Eğer bu şehirlerden en az biri alınırsa, özellikle zamanında yapılacak genel seçimlerde bir iktidar değişimi olasılığı da artar.
Erzurumve Urfa, MHP ve BDP’nin potansiyellerini sınayacak.
Erzurum alınırsa, AKP ile MHP bir milliyetçilik çekişmesine ilerler. Adana ise, Güneydoğu’dan gelen göçlerin başkenti, Güneydoğu bölgelerine komşu bir nevi “serhat” şehri hâline dönüşüyor. MHP’nin bu şehirdeki gücü, “komşuluk” ilişkileri açısından önemli.
“Komşuluk”; çünkü bu seçimler aynı zamanda Türkiye’de BDP’nin öncülüğünde özerkliğin haritasının çizileceği seçimler olacak. BDP’nin yerel yönetim olarak sandıktan güçlü bir çıkış yaptığı kentler, özerkliğin de kabul gördüğü yerler olarak algılanacak parti tarafından.
Urfa’da sandıktan, kimin çıktığı da, bu harita açısından kilit önem taşıyor. Hem muhafazakârlığı, hem de yıllardır devletin bölgede, Diyarbakır’a alternatif bir merkez yaratma çabası, göreceli zenginliğiyle Urfa, çok şey ifade ediyor sessiz sedasız.
Ve tabii, Türkiye’nin dış sınırlarına açılan bir kent, “Ortadoğu’ya kapı” olmasıyla da...
Gültan Kışanakve Besê Hozat’ın, “Yerel seçimlerde BDP’ye verilen oylar özerkliğe verilen oylardır” ve “Yerel seçimler, özerkliğin referandumudur” açıklamaları öncesinde, bu konuyu vurguluyordum.
Bu yılki Newroz kutlamalarından edindiğim izlenimle, “Diyarbakır artık Amed, Amed artık özerk” demiştim.
Özerklik, aslında tüm Türkiye için, Ankara bürokrasisinden seçmenlerin ve yerel yöneticilerin kendisine, istenen bir dönüşüm hamlesi.
Ancak, elbette ki her konu gibi, özerklik de, olması gerekten çerçeveden çıkarak, kutuplaşmayı körükleyen biçimlerde tartışılacak Türkiye’de.
Her şeyin ötesinde, 31 Mart sabahı şunun farkına varacağız... En büyük hırsızlık, yolsuzluk, Türkiye’nin ahlaki, etik zemininin çalınması oldu.
Toplum olarak altımızda bir zemin yok ayak basabilecek.
O nedenle, topluca batıyoruz; seçim sonuçlarından bağımsız olarak.
Siyasetin “Erken 1Nisan şakası” da, bu yıl hiç gülünç olmayacak.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024