Yıldıray OĞUR
Fotoğraf önceki gün Iğdır’da İran sınırında, Ağrı Dağı’nın eteklerinde çekildi. İnsanın bir kere görünce sonra hiçbir şey olmamış gibi başka şeyler yapmaya devam edemediği, aklından çıkmayan türden karelerden...
Iğdırlı bir yerel muhabir başka bir haberin peşinde koşarken tesadüfen görmüş. Ağrı dağına o kadar yakın ki karla kaplı görkemli dağ kadraja sığmamış. Tepede taşların yanında tam 208 insan var. Günlerce yürüyerek sonunda İran sınırından Türkiye’ye geçmeyi başardıktan sonra tepede dinleniyorlar. Çünkü önlerinde yürünmesi gereken koskoca bir Türkiye var.
Afganistan, Pakistan, Gine, Gana’dan geldikleri tahmin ediliyor. Tam olarak hangi ülkeden olduklarını bilmek için sınırı geçen kaçaklara uygulanan resmi prosedürün uygulanması gerek.
Araçların ayarlanması, en yakını Aşkale’de olan Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilmeleri, orada kayıt altına alınmaları ve sonra da sınır dışı edilmeleri.
Bütün bu işlemler iki aya yakın sürüyor, bu iki ay boyunca Geri Gönderme Merkezi’nde misafir edilmeleri gerekli. Ama artık Geri Gönderme Merkezlerinde yeni göçmenler için yer yok. 208 kişiyi Aşkale’ye götürmek için araç ayarlamak gibi işler için de yeterli bütçe, vakit de yok.
Çünkü artık sayılar kontrol edilemez noktada.
***
2017 yılında İran sınırından kaçak geçerek yakalanıp güvenlik güçleri tarafından yakalanıp Erzurum İl Göç İdaresi Müdürlüğü'ne teslim eden kaçak göçmen sayısı 5008 iken, bu sayı 2018’in ilk 75 gününde 7 bine ulaşmış durumda.
İran sınırı dağlık ve geniş bir arazi. İran devleti göçmenlerin İran’ı transit olarak geçtiğinin farkında o yüzden sınırdan geçişlerine ses çıkarmıyor. Türkiye sınırının ise her noktasında duvar yok. Zaten duvar da çözüm değil, binlerce kilometre yürüyerek oraya gelen insanlar için duvarları aşmak da sorun değil. Bir resmi görevli “duvarı da delip geçerler” diyor.
O yüzden Türkiye de sınırı geçen herkesi yakalayıp, Geri Gönderme Merkezi’ne gönderemiyor artık.
Bu yüzden Iğdır’da Ağrı Dağı’nın eteklerinde dinlenen 208 göçmen de resmi olarak kayda alınıp, zorunlu olan prosedürlere sokulamamış. Yürümeye devam etmişler. Her gün yaşadıkları yerlerden yürüyerek geçen bu insanlara etraftaki köylüler ve yerel STK’lar yemek ikram etmiş. Sonra... Sonra tekrar yürümeye devam etmişler.
Bir süre önce Anadolu Ajansı Erzurum Bölge Müdürlüğü’ne atanan gazeteci Yahya Şekerci’nin ilk dikkatini bütün bölgedeki karayollarının kenarlarında 10-15’li gruplar haline yürüyen insanlar çekmiş. Öylesine hiç durmadan yürüyorlar. Myanmar’dan gelenler dahi var. En doğal göç yöntemi olan yürüyerek kilometrelerce yol almışlar, artık sınırların bir hükmü kalmamış durumda.
Anadolu Ajansı, üst üste yaptığı haberlerle dikkatleri kimsenin umurunda olmayan, tek kelime dil bilmeyen, nerede olduklarının dahi farkında olmayan, sadece durmadan ve yorulmadan Batı’ya doğru yürüyen kaçak göçmenlerin trajedisine çekmeye çalışıyor.
O haberler göçmenler meselesinin artık sadece “can sıktığı” Türkiye’de arada sırada medyaya düşüyor. Genelde de ancak fıkra gibi olduklarında. “14 kişilik bir minibüse bindirilmiş 71 kaçak göçmen yakalandı”, “Kamyondan 170 göçmen çıktı”, ya da instagram fenomenlerinin favorisi Doğu Ekspresi’ne sahte belgelerle binen 40 göçmen trenden indirildi” gibi haberleri muhakkak görmüşsünüzdür.
Onlar içinse bütün bu zorlu, imkansız denen yolculuklar biraz daha Batı’ya doğru gitmiş olmak demek sadece. Bir süre alıkonulduktan sonra ya kaçarak ya da zaten yer olmadığı için bırakılarak yürümeye devam ediyorlar. Sonra kaçak bir başka yolculukla biraz daha yol alıyorlar. Amaç Trakya’ya ya da Ege sahillerine ulaşmak ve Avrupa’ya geçmek. Bir kısmı için belki İstanbul’da tutunmak...
Herkes bu kadar yola ve soğuğa dayanıklı değil. Erzurum’da sırtında taşıdığı bebeği soğuktan donan anneler, ayakları köpekler tarafından parçalanınca hastaneye kaldırılan çocuklar...
Ama en akıldan çıkmayanı, bu kadar bile şanslı olmayanlarla ilgili Yahya Şekerci’nin paylaştığı bir bilgi.
***
Sınırı kaçak olarak geçmeye çalışırken, İran’la tabii sınır olan Aras Nehri'nde boğulanlar yüzünden nehrin tabanı cesetlerle dolmuş durumda. Askeri bölge olduğu için avlanmanın yasak olduğu Aras Nehri’nin bu bölgesinde yaşayan, insan boyutuna ve kilosuna ulaşabilen yayın balıklarının bu cesetlerle beslenip normalden iri hale geldiği söyleniyor.
Konu bölgedeki kamu görevlilerinin birinci gündemi. Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu,"Bu, sadece basit zabıta tedbirleriyle aşılabilecek boyutu çoktan aştı. Van, Ağrı, Kars ve Iğdır'daki hudutlarımızda çok ciddi tedbir almak zorundayız” diyor.
Fakat binlerce kilometre yürümeyi göze almış çaresiz insanları durdurmak zor. Anadilleri dışında dil bilmedikleri için neden geldiklerini, nasıl bu kadar risk aldıklarını sormak da mümkün değil. Ama aynı yolu kullanarak Afganistan’dan Avrupa’ya ulaşmış Zakira Hekmat Frotan’ın 2015 yılında yaşadıklarını anlattığı yazısının girişi belki onlara da sözcü olabilir:
“Belki siz evinizde rahat oturup ve bu hikayeye saçma diyebilirsiniz, neden gidiyorsunuz diye sorabilirsiniz ama savaş her şeyi berbat eder. Mecbur kalınca bir defa yaşamak için bin defa ölmeye hazır olursunuz”
Bir gün arşivleri açıp okuyacaklar için tarihe bile derdini anlatamayacak insanlar adına bir kayıt düşmüş olalım: 2018 yılında Afganistan’dan, Myanmar’dan, Gana’dan yola çıkıp, otoban kenarlarından yürüyerek bütün Türkiye’yi aşarak Avrupa’ya ulaşmaya çalışan insanlar vardı...
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025