Ahmet AY
Artık Kürtlerin Türklerle kardeşliğini yazmaya utanıyorum, çünkü bu öyle bir kardeşlik ki yeryüzü bugüne değin bu kadar sağlam bir kardeşliğe tanıklık etmedi.
1071 öncesi başlayan kardeşlik, Malazgirt Meydan Muharebesinde aynı cephede omuz omuza savaşarak şehid düşen iki halkın kaderini birleştirdi. O gün bugündür Türklerle Kürtlerin birlikteliği zafer ve onur, g/ayrılıkları da mağlubiyet ve pişmanlık getirmiştir.
Suriye Kürtleri, 18 Mart günü TSK ve ÖSO Afrin’i PKK’nın tasallutundan kurtarınca bunu zılgıtlarla, tekbirlerle kutladılar. (Bakın bu niteleme de başka bir dert, çünkü ‘bizim Kürtler’ varken Suriye diye bir devlet yoktu. 1916 Sykes-Picot ile İngilizlerle Fransızların cetvelle çizdiği ve bize de dayattığı sınırlardan dolayı bugün “Suriye Kürtleri” diyoruz. Halbuki bu sınırları kabul etmemiz ardır.)
Bu iki açıdan önemlidir:
Birincisi, Amerika ve ortağı PKK/YPG’nin “DEAŞ’tan kurtardığı!” şehirlerde tıpkı DEAŞ’ın yaptığı gibi şehri harabeye çeviriyorlardı. Türkiye ve ÖSO ise yüzlerce köy, kasaba ve nihayet Afrin’e girdiklerinde bu yerleşim birimlerine bir zarar gelmesin diye azami gayret gösterdiler. İkincisi, Amerika’nın bütün fitne ve kışkırtmasına rağmen Kürtlerin gönlünden Türklerle olan kardeşliğini zayıflatamadı. Hangi ülkede yaşıyorlar ise yaşasın, Kürtlerin gönlünde en güvendikleri ülkenin Türkiye olduğu gerçeğini silemedi. Böylece Amerika bundan böyle bu coğrafyada Kürtler üzerinden Türkiye aleyhinde bir oyun tezgahlamamayı öğrenmiş oldu. Gerçi Amerika gibi bir devletin bugüne kadar bunu fark edememesi kendi ayıbı, lakin bundan böyle aynı hatayı tekrarlaması halinde bunun Amerika için sadece bir ayıptan ibaret kalmayacağını da biliyoruz.
Netice itibariyle Afrin Harekâtı önceki gün bitti. Amerika’nın Afrin ve Kürtler üzerinden Türkiye’ye verdiği gözdağı ve tehdit Türkiye’nin kararlılığı ve Afrinli Kürtlerin feraseti ile sona erdi. Şimdi Türkiye ABD’nin elindeki son kozları da almak için işinin bitmediğini yüksek sesle dile getiriyor. Buna inanan ABD can simidi gördüğü “DEAŞ’ına” sarılıyor:
“Dikkatlerimizi DEAŞ’a yoğunlaştıralım.”
Yer miyiz Coni?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü Ak Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşma ABD’nin manevralarının kuşku bırakmayacak şekilde anlaşıldığını ve bundan böyle Türkiye’nin ABD’ye güvenmeyeceğini ortaya koyuyor:
"Bir taraftan ‘stratejik ortağımızsınız’ diyeceksiniz sonra teröristlerle işbirliği yapacaksınız. İşte gerçek ortada. Eğer bizimle stratejik ortaksak bize saygı duyacaksın ve bizimle beraber yürüyeceksin. Ve bizi aldatmaya kalktınız. Hep söylüyorum, 5 bin TIR, fazlası var azı yok buraya silah soktunuz. 2 bin kargo buraya mühimmat soktunuz. Biz sizden paramızla silah istedik bize vermediniz. Ama terör örgütüne ücretsiz olarak bu silahı mühimmatı verdiniz. Bu nasıl ortaklık? Bu nasıl dayanışma?”
Gerçekten de bu nasıl ortaklık, nasıl dayanışma?
Bütün güvenirliğini YPG’ye feda eden ABD hala, “DEAŞ’la mücadele” diyerek bölge halkını kandırabileceğini düşünüyor. Oysa bütün bölge DEAŞ’la mücadele diye bir sorunun kalmadığını (haddizatında olmadığını) gayet iyi biliyor.
Aslında topyekûn saldırıya geçti ABD,
AB ile yaşanan çelik ticareti krizini Çin’e de taşıdı. Galiba Çin ile de ipleri koparmaya niyetli. Küresel Sermaye bu savaşta ne kaybedeceğini gayet iyi biliyor, bu yüzden ABD’nin başlattığı bu savaşın tırmanmasına izin verir mi bilemem. Lakin ortam gittikçe kızışıyor. Adı da konmuş bir savaş yaşıyoruz. Artık bunun bir hamle sonrasının 3. Dünya Savaşı olduğunu bilerek adımlarımızı atıyoruz.
Türkiye’nin Güney sınırlarında güvenliği öncelemesinin bir sebebi de bahsettiğimiz büyük bir savaşın kapıda oluşu ile alakalıdır. Afrin halkı da, Cizreliler de, Diyarbakırlılar da yaşananları görüyor ve çevresinde olan biteni doğru okuyor. Mesela, Türkiye Zeytin Dalı Harekâtı’nı başlattığı günlerde bölgede görüştüğüm pek çok kişi “keşke olmayaydı” derken bugün, “Amerika’nın kirli planını bozduk” diye seviniyor ise bu önemli bir kriterdir.
17 Mart günü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Ak Parti Diyarbakır İl Kongresinde yüz bine yakın Diyarbakırlının -hem de bayraklarla, tekbirlerle- Sayın Erdoğan’ı karşılaması bir diğer önemli kriterdir.
Amerika Diyarbakır Kriterlerini göz ardı eder ise bölgede tutunamayacağını bilmeli. YPG ile iş tutup, 3-5 Arap şeyhi ile bölgenin jeopolitiğini ve enerjisini kontrol altına alacağını düşünen ABD Trump’ı yemekle kalmaz, kendi kendisini yer bitirir. Bu son paragrafı unutmayın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019