Ahmet AY
Geçen yazımızın sonunda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 3 Haziran günü Diyarbakır’da düzenlenecek mitingine değinmiş ve Diyarbakır’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a derin muhabbetinin mitinge yansıyacağını söylemiştik.
Yanılmadık.
Diyarbakır son yılların en kalabalık, en coşkulu mitingine şahitlik etti. O muazzam kalabalığı başka yöne çekerek basitleştirmek siyasi körlüktür. Tıpkı mitingin kalabalık geçeceğini söylediğimizde karşı çıkanların yanıldığı gibi, “toplama, zoraki” gibi gerekçelerle mitingi hafife almak isteyenler de yanılıyorlar.
Ama bir şey daha var;
AK Parti bu kalabalığa bakarak rehavete kapılmamalı, on binlerce Diyarbakırlının alanı tıklım tıklım doldurması, seçmenin kararının her hal-û kârda değişmeyeceği anlamına gelmeyeceğini unutmamalı. Çünkü;
Bir yandan SP, öbür taraftan İP, ama bilhassa HDP ile HüdaPar’ın seçim çalışmaları gece gündüz ve her mezrayı içerecek şekilde sürüyor. AK Parti’nin henüz söz konusu partilerin çalışma performansını yakaladığını söyleyemeyiz. Bunun sebeplerinden biri de adayların HDP’nin %10 barajına takılacağına dair beklentileri olsa gerek. (Bu konuyu birilerini inciterek de olsa sonraki yazılarımızda enine boyuna yazacağız)
Seçime 2,5 hafta kaldı, yani 17 gün. Bu süre ülke siyaseti için çok uzun olacağı gibi, bölge siyaseti için çok çok kısadır. Bu sebeple hem adayların hem de teşkilatların köy köy, mahalle mahalle gezerek kendilerini anlatmaları hayati derecede önem arz eder.
Bunun neden önemli olduğunu da açıklayayım:
HDP, HüdaPar, SP, İP gittikleri her yerde -ki bazı stratejik ilçe, köy ve hanelere tekrar tekrar gidiyorlar- bu seçimlerde kendilerine oy verme konusunda vatandaşı 4 bin, 5 bin sözcükle ikna etmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken AK Parti adayları ile ilgili iddiaların yanı sıra parti ile ilgili propagandalarının AK Partiye oy vermeye niyetli seçmenin kararını değiştirecek kadar etkili olduğuna dair duyumlar alıyoruz.
Hatta, söz konusu partilerden bazıları daha taktiksel davranarak Sayın Erdoğan’dan vazgeçmeyen seçmenlere, “Tamam, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti adayı olan Recep Tayyip Erdoğan’a oy verebilirsiniz, ancak Milletvekili seçimlerinde bize oy verin ki denge sağlansın” diyerek 24 Haziran akşamı farklı bir seçim sonucu için çalışıyorlar. Anladığım kadarıyla bu taktik kısmen de olsa tutmuş.
O zaman ne yapılmalı?
Seçim çalışmasını yürüten AK Partililer bu taktiği köy köy, ev ev gezerek, “Meclis çoğunluğu AK Parti’de olmaz ise Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan’ın arzu ettiğimiz şekilde bir performans sergileyemeyeceğini hatta sistemin tıkanabileceğini” anlatarak bozmalıdırlar. Aksi taktirde Diyarbakır’da Cumhurbaşkanlığı ile milletvekili sandıklarında çok farklı iki sonuçla karşılaşabiliriz.
Başka bir konu da adaylarla ilgili süren propagandadır.
Kör ve sağır davranamayız,
Doğru veya yanlışlığı bir yana, adaylarla ilgili yoğun bir şekilde dolaşımda olan iddialar seçmenin kararını etkiliyor. İlk kez bir seçimde adaylar -hem de kesintisiz bir şekilde- bu kadar tartışmanın merkezine alınıyor.
Ayrıca,
Son zamanlarda gittiğim her yerde hatta il dışında bile karşıma çıkan ve beni üzen bir konuya da değinmek isterim. Şöyle ki;
25 Mayıs günü aday tanıtımı esnasında adaylıklar üzerinden yaşanan kavga ciddi hayal kırıklığına ve kırgınlıklara yol açtı. Kavga orada kalsa idi tölere edilebilirdi. Lakin devam etti.
Bilhassa Müslümanlar için 5. Harem-i Şerif olan Diyarbakır Ulu Camii’nde ve üstelik teravih namazı kılındığı esnada bazı partililerin adaylıklardan dolayı Cami içinde kavga etmeleri Cami cemaatinde ve şehirde çok ciddi infiale ve kırılmaya sebebiyet verdi.
Bununla da kalmadı.
Bunu duyan muhalefet gittiği her yerde, “Bugüne kadar Müslümanların 5. Harem-i Şerif’i olan Ulu Camii’nde hiç kimse kan dökmedi ama ‘AKP’liler adaylıklardan dolayı kafa, kaş yararak kan döktüler” diyorlar. Hatta bazıları gittikleri köylerde bu olayla alakası olmayan kan-revan kavga fotoğraflarını, “Ulu Camii içinde ‘AKP’lilerin kavga görüntüleri” diye gösteriyorlarmış. Bilhassa arada kalan seçmenin bu kavgadan ve akabinde süren kara propagandadan son derece etkilendiğini belirtmek isterim.
AK Parti 24 Haziran akşamı üzülmek istemiyorsa daha hassas ve daha gayretli çalışmalıdır. Zira Büyük Türkiye yolculuğundayız, eğer Diyarbekir gibi mübarek bir şehir bu kutlu yolculukta “yorgun düşer” ise bu da bizlerin ayıbı ve kaybı demektir.
Olmasın.
Devam edeceğiz.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019