Akın ÖZÇER
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın çok tartışılan konuşması yazımın konusunu seçmekte bana esin kaynağı oldu ama bu başlığı çok uzaklarda, Brezilya’nın Minas Gerais Eyaleti’nin yaklaşık 700 bin nüfuslu Uberlândia kentinde çıkan Correio gazetesinde buldum. Gazetenin 19 Mart tarihli nüshasında yayımlanan Profesör João Batista Domingues Filho imzalı köşe yazısı aynen bu başlığı (Juristocracia contra a soberania) taşıyor.
“Juristocracia” veya yargının diğer erklerden üstünlüğüne dayanan siyasi sistem Brezilya’da sıkça tartışılan bir konu. Yasamayı temsil eden Kongre ile yüksek yargıyı temsil eden Federal Yüksek Mahkeme, kısa adıyla STF (Supremo Tribunal Federal) arasındaki gergin ilişkiler, 21 yıl askeri diktatörlük (1965-85) altında yaşamış bu dev ülkenin en büyük sorunlarından birini oluşturuyor. Bugün Türkiye’de darbe yönetimi altındaki Mısır’da yargının idam kararları tartışılıyor ama bence bu konuyu 1988 anayasasıyla demokrasiye geçmiş Brezilya üzerinden örneklendirmek Türkiye bakımından çok daha anlamlı olur.
Federal Yüksek Mahkeme (STF)
STF, Brezilya’da yargı erkini kullanan en yüksek organ; hem Anayasa Mahkemesi, hem de -Türkiye’den farklı olarak- “Süper Temyiz Mahkemesi” işlevini üstlenmiş durumda. 1988 anayasasının bekçiliğini yapan STF, yasaların anayasaya uygunluğunu doğrudan –başvuru üzerine değil- denetleme yetkisine sahip. 2002’den bu yana tüm toplantıları televizyondan canlı olarak yayımlanıyor.
Mahkeme 11 üyeden oluşuyor ve bu üyelere, hükümet üyeleriyle hiçbir benzerlikleri olmasa da Bakan (Ministro) adı veriliyor. Belki de gölge kabine gibi çalıştıkları içindir kim bilir. Bu üyeler Devlet Başkanı tarafından 35 ile 65 yaş arasında belirli niteliklere sahip hukukçular arasından seçiliyor ve Senato tarafından salt çoğunlukla uygun bulunmaları halinde atanmış oluyorlar. Üyelerin Türkiye’de olduğu gibi 65 yaş haddi dışında anayasa ile sınırlanmış görev süreleri bulunmuyor.
Demokratik ülkelerde mahkeme üyelerinin görev süreleri genelde dokuz (Fransa, İspanya, İtalya) ya da 12 yılla (Almanya) sınırlı tutulduğu dikkate alındığında, bununanti-demokratik bir uygulama olduğunun altını çizmek gerekir. Örneğin 65 yaşını gelecek yıl dolduracak olan José Celso de Mello Filho ve 2016’da dolduracak MarcoAurélio Mendes De Farias Mello toplamda 26’şar yıl görev yapmış olacaklar. Brezilya’da başkanlık sistemi olduğundan halk tarafından seçilen Devlet Başkanı tarafından atanmaları kendilerine demokratik meşruiyet kazandırıyor belki ama başkanlar değişirken onların bu kadar uzun süre görevde kalmaları ister istemez siyasallaşmalarının önünü açıyor.
Başkanlık sistemi olmayan Türkiye’de, bileşimi farklı ve 12 Eylül referandumuyla bir ölçüde demokratik meşruiyet kazanmış olsa da, Anayasa Mahkemesi’nde, Başkan Haşim Kılıç gibi, 20 yıl gibi çok uzun bir süre görev yapmış, yapacak olan üyeler var. O bakımdan yeni anayasada mahkeme üyelerinin görev süresinin tercihan dokuz yılla sınırlanması şart.
Halk egemenliğinin hukukileştirilmesi
OAB/RJ dijital portalı, geçen 22 Martta, São Paulo Üniversitesi’nden siyasetin ve halk egemenliğinin hukukileştirilmesi konusunda doktorası olan filozof Maria Luiza Quaresma Tonelli ile yapılan bir röportajı yayımladı. Maria Luiza diktatörlük dönemi ardından yapılmış olan 1988 anayasasının Brezilya’da halk egemenliğini yargının vesayeti altında tuttuğunu vurguluyor. Bunu Brezilya’nın Latin Amerika’nın en uzun askerî diktatörlük dönemini yaşamış olmasına bağlayan Bayan Tonelli, demokrasi kültürünün gelişmediği ülkelerde halkı sorunların siyasetle değil, hukuk yoluyla çözülebileceğine ikna etmenin daha kolay olduğuna dikkat çekiyor. Bu durumda siyaset alanını hukukun doldurduğunun ve bu nedenle halkın egemenlik alanını daralttığının altını çiziyor.
Brezilya’da Bayan Tonelli’nin işaret ettiği STF’nin yasama alanına müdahalesi üzerine yazan çok. İnternette arama motorlarına “juristocracia” yazıldığında çıkan yazıların büyük kısmının Portekizce olduğunu ve bu konudan söz ettiğini fark etmek mümkün. Alagoas Eyaleti Federal Üniversitesi (UFAL) Anayasa Hukuku Profesörü Othoniel Pinheiro Neto da konuyu ele alan hukukçulardan. “STF, Kongre ve yurttaşlar; demokrasi ile jüristokrasi arasında” (O STF, o Congresso e os cidadãos: entre a democracia e a juristocracia) başlıklı yazısında, 2011’de Kongre tarafından hazırlanan, ancak hâlâ yürürlüğe girmemiş olan “PEC 33” işaretli anayasa değişikliği önerisini savunuyor.
Söz konusu öneri, STF’nin doğrudan anayasaya aykırı ilan edeceği anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmeden Kongre’ye iade edilmesini ve Kongre tarafından uygun görülmüyorsa halkoyuna sunulmasını öngörüyor. Pinheiro Neto, Yüksek Yargı’nın iptal kararlarının karşına doğrudan egemenliğin sahibi halkın çıkarılmasını SFT’nin yasama alanına sürekli olarak müdahale etmesinin önüne geçecek demokratik bir önlem olarak alkışlıyor.
Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin STF gibi yasaların anayasaya uygunluğunu doğrudan denetlemesi de, süper temyiz yetkisi de bulunmuyor. Bununla birlikte, mahkemenin bugüne kadar altına imzasını atmış olduğu yasama alanına müdahale anlamı taşıyan yanlış kararları da var. Bunlar arasında anayasa değişiklikleriyle ilgili olanlar da (büyük bir çoğunlukça kabul edilen başörtüsü yasağının kaldırılmasına ilişkin değişiklik gibi) bulunuyor. O bakımdan Brezilya’daki anayasa değişikliği önerisine benzer bir hükmün yeni anayasada yer alması düşünülebilir. Hassas bir konu olduğuna şüphe yok ama Pinheiro Neto’nun altını çizdiği gibi, yargının da yasamanın yerine geçmek suretiyle egemenliğin sahibi olan halkın iradesine karşı kendi iradesini ortaya koymaya hakkı bulunmuyor.
Brezilya’da hazırlanan bu anayasa değişikliği önerisinin akıbetine gelince, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından kabul edildikten sonra, STF üyelerinden Gilmar Mendes, öneriyi “karanlık bir manevra” olarak nitelemekle kalmadı; 1937 anayasasının da dönemin Başkanı Getúlio Vargas’a Yüksek Mahkeme kararlarını iptal yetkisi verdiğini hatırlattı. Başkan Vargas diktatör olarak biliniyor.
Aslında önerinin henüz Kongre’den geçirilememesinin bir başka nedeni de iktidar partisi PT (Partido dos Trabalhadores) üst yönetiminin (Parti Başkanı José Genoino ve Kongre Başkanı João Paulo Cunha) STF tarafından hapis cezasına mahkûm olmasına neden “mensalão” yolsuzluk skandalıydı. Çünkü her iki isim de Anayasa Komisyonu üyesiydi ve Kongre’nin mahkûmiyet kararına karşı söz konusu öneriyi STF’ye karşı bir silah olarak kullandığı algısı yaratılmıştı.
Brezilya’da mahkûm olan isimlerin milletvekilliğinin düşüp düşmeyeceği konusunda Kongre ile STF arasında da sert tartışmalar yaşandı. Özet olarak belirtmek gerekirse yasama ile yargı arasındaki çatışma, Brezilya gibi dünyanın 7. büyük ekonomisine sahip bir ülkede de siyaset gündemini işgal ediyor.
Görünen o ki kendi bölgelerinin vazgeçilmez iki siyasi aktörü Türkiye ve Brezilya’nın, hızlı gelişen ekonomilerine karşın üstesinden gelmeleri gereken benzer demokrasi sorunları var. Jüristokrasi ya da yargı vesayeti bu sorunların başında geliyor kuşkusuz. Ama 2013 itibariyle iki ülke arasında daha başka benzerlikler de ortaya çıkmıştı; iktidar partilerine bulaşan ya da bulaştırılmak istenen yolsuzluk iddiaları, birbirini izleyen dönemlerde meydana gelen şiddetli sokak eylemleri gibi.
Bilmem ama bana birileri Türkiye’ye, Mısır ya da halkı Müslüman başka bir Orta Doğu ülkesi değil de, Brezilya gibi bakıyorlar gibi geliyor. Ekonomik gerekçeler siyasi nedenlerin arkasına gizleniyor belki de kim bilir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları






























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
6.12.2025
1.12.2025
13.11.2025
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025