Dani Rodrik Balyoz davasında delil çelişkileri üzerine yaptığı yayınlarla sık gündeme geliyor. Son olarak Radikal gazetesine bir söyleşi vermiş. Şöyleşinin bir bölümü her zaman olduğu gibi Türkiye'deki liberal kesime yönelik eleştirilerini içeriyor.

Rodrik liberal olarak tabir ettiği kişilere kızıyor, askeri vesayete karşı oldukları için, kimi sorunlara ve ihlallere göz yumduklarını düşünüyor, özellikle Balyoz davasına dair kendi çalışmalarını dikkate almadıklarını söylüyor. Sık zikrettiği isimlerden birisi benim, özellikle bir yazımda geçirdiğim 'darbeci çocuğu' ifadesi Rodrik'i çok rahatsız etmiş görünüyor.

Rodrik ve eşinin çalışmaları, çalışmaların kuşattığı simgesel anlam, bugün yeniden yargılamayla ilgili tartışma açısından hala önemli bir pist...

Rodrik ve eşi sadece kimi bulguları ortaya koymadı.

Aynı zamanda 'siyaset' yaptılar. Başlangıçta, Türkiye'de yaptıkları ilk toplantılarda farklı bir tutumları vardı, görev suçu ve darbe hazırlığı ihtimalini yok saymadan sahte belgelerden söz ediyorlardı. Ancak bilinçli ya da değil hızla farklılaştılar. Çalışmalarını anlatma, aktarma, bunlar üzerinden kamuoyu oluşturma gayretlerinde kullandıkları dil, adli süreçlerin tümüyle sahte olduğu fikri üzerine temellendi. Sadece adli süreçlerin değil Türkiye'deki tüm değişim sürecinin sahte ve karşılıksız olduğu kanaatini ABD'de, basın ve üniversite düzeyinde bir 'siyasa'ya çevirdiler. Bu kategorik davranış, Rodriklerin sınırlarını doğru çizememesi, liberal tabir ettiği yazarların önemli bir kısmının kendisinden uzak durmasına, çalışmalarına şüpheyle yaklaşmasına özellikle neden oldu.

Ayrıca kabul etmek gerekir ki, aklanmaya çalışılan kişi, 1990'lardan bu yana eylemlerini, tarzını, iddialarını yakından izlediğimiz, daha doğrusu 'izlemek zorunda kaldığımız' Çetin Doğan olunca, bu blokaj biraz daha arttı.

Ancak Rodrik'in liberaller 'askere karşı oldukları için sahtecilikleri bilerek görmezden geldiler' iddiası siyaseten ve ahlaken sorunludur.

Nitekim pek çok kişi örneğin Kürşat Bumin, Ahmet İnsel gibi isimler herkesten önce, daha soruşturma düzeyinde 'zihniyet suçu, zihniyet polisliği ve cadı avı' gibi terimlerle risklere işaret ettiler, ihlallerin altını çizdiler. Ben 2010'dan itibaren Avcı, Şık ve Şener olaylarıyla ve cemaatin açık çıkar hamlelerine girmesini görmemle birlikte, Balyoz davasının da altını çizerek bu ihlallere işaret ettim. Temizlik süreçlerinin temiz olması talebi şu ya da bu aşamada, şu ya da bu farkındalıkla dile getirilmeye başladı.

Dani Rodrik'in duruşunun bugüne göndermeleri de sorunludur...

Simgelediği 'sivilleşme süreci eşittir sahtecilik' denklemi, muhtemelen liberal kesime her fırsatta yüklenmesinin nedenlerinden birisi de bu, hala temel bir 'mesele'.

Soru şu:

Ergenekon, Balyoz ve diğerleri bir değişim sürecinin, kimi hukuki aksaklıklar bulunan adli bir temizlik ve yaptırım hamlesini mi ifade eder? Yoksa bu davalar tümüyle sahtecilik ve ihlallerden mi ibarettir?

Soruya verilecek yanıt, önümüzdeki dönemde bu açıdan izlenecek siyasi ve hukuki yol son derece önemlidir. Adaletin tesisi ve hak iadesi yanında yeniden yargılama meselesi, bu geriye dönüşün derinliği, niteliği ve sonuçları geçmiş 5 yılın, belki 10 yılın siyasi açıdan yeniden değerlendirilmesine yol açacaktır.

Şöyle söyleyelim:

Balyoz ve Ergenekon davalarında tüm hükümlü ve sanıklar, yeni dönem koşulları içinde 'aklanırsa', AK Parti'nin sivilleşme sürecinde politikaları, ona verilen liberal ve demokrat destek, bir çırpıda 'zulüm eylemleri'ne, geçtiğimiz dönem ise ulusalcıların savundukları gibi 'zulüm dönemi'ne indirgenir.

Davaların içeriğine, dosyalara bir bütün olarak bakıldığında böyle bir sonuç başka hakkaniyetsiz bir siyasallaşmanın ürettiği absürd bir durum oluşturur. Tüm darbeciler aklanır. Veli Küçüklerden mağdurlar, Çetin Doğanlardan demokrasi kahramanları doğar.

Geçenlerde yazdım, tekrarda fayda var, yeniden yargılamada iki hususa dikkat etmek gerekir:

1.Yeni hukuk ihlalleri üretmemek...

2.Yeniden yargılamada tüm bir dosya bazında değil tek tek hükümlüler çerçevesinde değerlendirmelere dayanmak...

Çetin Doğan da, (seminer notları tersini söylese de) durumu buysa, beraat edecekse, bu çerçevede eder...