Ali BAYRAMOĞLU
HDP'nin barajı geçmesi ya da geçmemesi…
“Bunlardan hangisi yeğdir” sorusuna iki açıdan bakmak mümkün.
İlki açık: Demokratik açıdan ve ilkesel olarak temsil gücü olan herhangi bir siyasi partinin, özellikle Kürt sorununu taşıyan bir partinin baraj altında kalması yeğlenemez.
İkincisi siyasi gerçeklerle ilgilidir. Kendisine şu soruyu soran çok sayıda insan bulunuyor: Türkiye'nin demokrasi ve istikrar istikametinde yol almasına HDP'nin barajı geçmesi mi yoksa tersi durum mu hız katar.
Kamuoyunun bu konuda ikiye bölündüğü ortada.
Muhaliflerdeki umutsuzluk, HDP'nin geleneksel seçmeni dışındaki bir kısım seçmeni de HDP'ye itiyor. Etyen Mahçupyan'ın “Sünni sorunu” yazısındaki projeksiyon dikkat çekiciydi:
“Seçime katılımın yüzde 85-90 aralığında olabileceği düşünüldüğünde, HDP'nin barajı aşmak için 4,7 milyon oya ihtiyacı var. Anketler desteğin şu günlerde 3,8'e ulaştığını ve yurtdışı oyla birlikte 4 milyona varılacağını gösteriyor…”
Etyen, aradaki farkın kapanmasının Alevi seçmenlerin davranışına bağlı olduğunu söylüyor. Duruma Alevi seçmenlerin ötesine bakmakta da fayda var. Zira HDP'yi daha etkin bir muhalif, en azından Erdoğan'ı engelleyecek unsur olarak gören büyük kentli pek çok CHP'liyi de HDP'ye itecektir.
HDP'nin oyunu yüzde 40 civarında arttıran faktörler bu parti barajı geçse de geçmese de önem taşıyacak, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde siyasi ruh halinin ciddi bir boyutunu oluşturacaktır.
HDP'deki bu yükselmeyi sağlayan faktörler neler peki?
Bunlar arasında doğal olarak “muhalefet boşluğu ya da diğer bir ifadeyle CHP sorunu”, “hakim parti rejiminin ve iktidar üslubunun yarattığı gerginlik ve yorgunluk” ve en az bunlar kadar önemli olan “çözüm sürecinin varlığı” bulunmaktadır.
Çözüm süreci çatışmaya ara verdiği, konuşma ve uzlaşma üzerinden bir sorunu çözmeyi mümkün hale getirdiği, yeni bir Türkiye umudunu gerçekleşebilir kıldığı oranda HDP'yi sistem içine taşımıştır.
HDP'nin Türkiyelilik iddiasını anlamlı kılan da bu süreç olmuştur.
Peki seçim sonrası ihtimaller…
HDP'nin sırtında iki yük var: Kürt soru ve Türkiyelilik meselesi…
Bunlar nasıl bağdaştırılacaktır, asıl mesele budur.
HDP barajı geçtiği takdirde bu ray üzerinde hareket etmeye devam edecek midir? Kürt meselesinin bağımlı değişkeni olmanın ötesine çıkıp Türkiye partisi olmanın gereğini yerine getirecek, alacağı yeni oyların hakkını verebilecek midir?
Bunu yapabilirse, şüphe yok, anayasa yapımı, demokratik uzlaşma ve çözüm sürecinin derinleşmesi açısından ülke olumlu gelişmelere gebe olur.
Ancak bu zor iştir ve sadece bir ihtimaldir.
Kürt hareketinin bir seçim başarısı üzerine sistemi zorlayacak, kendi koşullarını dayatacak şekilde çıtayı yükseltmesi, Güney Doğu'daki parelel kimi oluşumları derinleştirmesi, stratejisini yeni bir güç unsuru üzerine oturtması da pek ala mümkündür. Nitekim daha dün gece telefonda görüştüğümüz HDP'li olmayan bir milletvekili adayı Güney Doğu'da örgütün ağır baskısı ve tehdidin nasıl soluk aldırmadığını ayrıntılarıyla anlatıyordu. Bu baskının HDP'nin çapını aştığına hiç şüphe yok. Bu durum bile yarına ilişkin bir sorunun yapısal ipuçlarını taşımaktadır.
Bu tür olumsuz bir ihtimal, AK Parti'nin, özellikle Tayyip Erdoğan'ın duruş ve bakışı da dikkate alınırsa, Türkiye'yi bugünleri aratacak bir krize sürükleyebilir.
Tersi durumda HDP'nin barajı geçmemesi halinde, kimilerinin iddia ettiği gibi çözüm sürecinde esas olarak bir kopuş yaşanacağını sanmıyoruz. Ancak sorun yaşanacaktır. Kürt hareketini temsil eden seçilmiş aktörlerin devre dışı kalması, AK Parti'nin bu sonucu kendi paradigmasına destek olarak algılayıp süreci ağırlaştırması bu açıdan açık risklerdir.
Çözüm sürecinin dışında HDP'siz bir meclisteki ilk soru “iktidar” meselesi, daha doğrusu güçlü tek partinin nasıl bir yol tuturacağı olacaktır. Dengesiz, denetimsiz bir başkanlık sistemi ihtimali karşımızdaki en büyük sorundur.
HDP'siz meclisteki ikinci soru ise, özellikle anayasa hazırlığına doğru siyasetin özellikle tek parti içinde dengeli ya da dengesiz, paylaşımlı ya da paylaşımsız ne tür şekil kazanacağıdır.
Nasıl?
Başka yazıya…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025