Atilla YAYLA
Önceki yazıma bazı GC mensupları ve destekçileri öfkeli tepkiler verdi. Diyorlar ki, GC sivil, AK Parti siyasal İslâm'ı temsil ediyor. Demokratik değerlere sahip çıkan da GC. AK Parti demokratik değerleri çiğniyor. Devlet iktidarını toplumu istediği anlamda dindarlaştırmak için kullanıyor. Otonom yapılanma konusunda ise iki çizgide itirazlarla karşılaştım. Bir grup diyor ki, Cemaat'e bu isim altında atılan suçlamalar yalan. İddia edilen şeylerin çoğu asla vuku bulmadı. Ne olduysa hayatın olağan akışı içinde ve kendiliğinden gerçekleşti. Cemaatin bu tür işlerle zerre kadar ilgisi yok ve olamaz. İkinci grup diyor ki, iddia edilen şeyler, Cemaat tarafından yapılmış olsa bile, suç değildir. Aksine ülkeye, demokrasiye ve temiz siyasete hizmettir.
Atalarımızın dediği gibi, eğri oturalım doğru konuşalım. Öfkeyi bir kenara bırakıp sakin bir şekilde tartışalım. Açık ki, ortada konuşulması, izah edilmesi gereken sevimsiz şeyler var. Bunlar hep GC ve otonom yapılanma etrafında gündeme geliyor. Bu da gösteriyor ki, GC ister istemez tartışma masasında. Bunun böyle olması ona duyulan özel bir nefretten çok kendisinin eseri.
GC'ye özel bir antipatim yok. Hatta, tanıdığım bazı Cemaat mensuplarına büyük sempati duyduğumu söylemem gerekir. Hakikaten, GC içinde çok iyi karakterli, fedakârca çalışan ve yaşayan, iyi gayelere hizmet eden insanlar var. Bu yüzden, OY ile GC'yi özdeşleştirmekten kaçınıyorum. Nitekim, bu insanlarla konuştuğum zaman gösterdikleri tepki, OY'ye atfedilen eylemleri ve faaliyetleri tamamen reddetmek, Cemaat'e asla yakıştırmamak ve böyle şeylerin Cemaat'le ilgisi olamayacağını söylemek. Ancak, onların iyi niyeti ve temennisi ortadaki delillerin çürütülmesini sağlamaya yetmiyor. Yasa dışı dinleme, soru çalma, sahte delil ve suç üretmek için tezgâh kurma vb. olaylarda hep OY üzerinden Cemaat gündemde ve bu hemen her çevrenin nazarında böyle. Ne zaman bu tür fiiller gündeme gelse Cemaat ve OY olağan şüpheli olarak görülüyor. Bu herhâlde tesadüf olamaz…
GC devlet odaklı düşünen ve davranan bir grup. Bu, bir dereceye kadar, dindarların devlet tarafından uzun süre maruz bırakıldıkları dışlanma ve ayrımcılığın sonucu olabilir. Ancak, bunu aşan bir boyut da var. Bu tür cemaatlerin çoğunda devlet iktidarını bir şekilde ele geçirme ve kendi amaçları için kullanma arzusu mevcut. GC bu çizgideki cemaatlerin en önde geleni. On yıllardır hep bu hedefi gözetmiş. Yaşı yeten herkes hatırlayacaktır, GC daima eğitimle eleman yetiştirme ve devlet kurumlarına yerleştirme peşindeydi. Yerleştirdikten sonra bu kimselerin peşini bırakmış olamaz. Nerede kendisine mensup kimlerin olduğunu bilmek için liste tutmak ve bir takip ağı oluşturmak zorundadır. Bu, kaçınılmaz olarak, en azından önemli gördükleri kamu kurumlarında, herkesin doğrudan doğruya veya dolaylı olarak fişlenmesi anlamına gelir.
Bir diğer gerçek, Cemaat'in dindar siyasetçilere ve siyasî partilere hemen hiç sempati duymamış ve siyasetten resmen daima uzak kalmış olmasına rağmen siyasetin içinde olması ve siyasî yollarla ulaşılabilecek mevki ve pozisyonları ele geçirmek istemesi. Bu tavır Kemalist vesayet mantığının bir taklidi. Kemalistler de demokratik siyaseti sevmez, ama sonuçlarını kontrol etmek, etkisiz kılmak için hukukilik kılıfı giydirilmiş olsa da gayri meşru yollarla devlet iktidarını ellerinde tutarlardı. Anlaşılan GC içinde de böyle bir anlayış gelişti. Siyasetçilere mahsus yetkiler ve onların takdirinde olan makamlar bürokratik bir güç oluşturarak ele geçirilmek istendi. Kemalist elitlerin de arzuladığı buydu: Siyaseten iktidara kim gelirse gelsin devlet iktidarının asıl sahibi olmak.
GC'nin içine gömülü OY'nın teokratik ve totaliter olduğunu söylerken de haksızlık yaptığımı düşünmüyorum. Bu yapılanma müthiş bir disipline dayalı. Mensuplarının hayatını en ince detaylarına kadar belirliyor. Tek tipleştirici bir iç eğitim süreci işletiyor. İçinde yer alıp da verilen emre itaat etmemek imkânsız. Bir imamlar ve abiler hiyerarşisine dayanıyor. Ana referansları dinî. Dış dünyaya sunduğu yüzü şartlara ve ihtiyaçlara bağlı olarak değiştirilse de iç yüzü böyle. Bu niteliklere sahip bir yapılanmaya totaliterlikten başka bir vasıf atfedilemez.
Daha önce de yazdığım üzere, OY'nın, GC'deki birçok masum insanı istismar ettiği kanaatindeyim. Cemaat'i bir dinî eğitim ve hayır odağı olmaktan çıkıp siyasî amaçlarla suç işleyen, gayri meşru ve ahlâk dışı işler yapan bir grup olmaya doğru itiyor. Buna asıl izin vermemesi gerekenler hayır hasenat işleri, dayanışma, dinî değerleri gençliğe taşıma gibi amaçlarla bir araya gelen samimî Cemaat mensuplarıdır…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019