Aydın ENGİN
Sanırım perde Ege’de, ulusalcı tosunların Baskın (Oran) eniştemi konuşturmamak için kolları sıvamalarıyla açıldı. Adeta filmin fragmanıydı. Sonra esas film başladı. Kayseri, Zonguldak, İzmit, Denizli’de milliyetçi tosunlar akil insanları konuşturmamak için kolları sıvadılar. Kimilerinde başardılar, kimilerinde tad kaçırdılar, kimilerinde sadece bağırıp çağırmakla yetinmek zorunda kaldılar. Ancak film besbelli ki devam edecek…
Aslında çok da dert etmiyorum. Bu ayıp eylemlerin yürümekte olanı olumsuz etkileyeceğini filan sanmıyorum.
Akil insanların yapıp edecekleri zaten pek sınırlı. Ne süreci, ne sonucu onlar belirleyecek. Ama olsa olsa itirazı olan, kafalarında soru işaretleri olan yurttaşların bazılarının kafalarındaki sorulları cevaplayabilirler, itirazlarını geri çekmelerini sağlayabilirler. Barışa giden yolun bıçak sırtında yürüdüğü bu günlerde bu kadarcık katkıyı bile önemsemek gerek. Onlardan ulusalcılık (=milliyetçilik) denen bataklıkta debelenenleri ikna etmelerini zaten bekleyen yok. Çünkü bu tosunların ikna olmaları zaten mümkün değil. Gençleri ezberleriyle, yaşlıları ezberlenmiş kalıplarıyla Kürt sorununun barışçıl çözümüne giden yolu tıkamaya yeminliler.
Bu tosunlar akil insan heyetlerini halkla temas ettirmemeye, ettiklerinde ortalığı kördöğüşüne çevirmeye kararlılar. Bu onlar için heyecan verici bir ulusal(cı) spora dönüştü. Riski hemen hemen yok. Barış sürecindeyiz diye İçişleri Bakanlığı polisten biber gazı ve cop kullanmamalarını istemiş. Dolayısıyla akil insanlarheyetini susturmak için hertürlü nümayişin önü açık. (Geçerken değinelim: Bakanlık isabet etmiş. Ulusalcıların da demokratik direniş hakları var ve buna polis zorbalığı ile engel olmak demokrasiye sığmaz).
* * *
Önce gazetelerdeki fotoğraflardan, ardından TV ve görüntülü servis sunan ajans kaynaklarından ulusalcı tosunların marifetlerine baktım.
Sizler de baktıysanız belki öfkelendiniz, belki alkış tuttunuz.
Benim içim acıdı.
Genç olanları beni pek etkilemedi. Ergenlik sivilcelerinden yeni kurtulmuş “Emperyalizm, Türklük, Türkçülük, ulusalcılık, yurtseverlik” gibi kavramları çorba etmiş ve papağan gibi yineleyen bu delikanlı ve genç kadınların er ya da geç milliyetçiliğin utancı, antiemperyalist mücadelenin anlamı üstüne bir bilinç sıçramasına uğrayacaklarına ve geriye bakıp “Amma da utanç verici işler yapmışım haaa” diye kendiyle hesaplaşacağına inanıyorum.O yoldan ve bilincin o bulanık eşiklerinden çok kişi (biri de bendim elbet) geçti. O genç erkek ve kadınlardan da umudu kesmek için çok erken.
Ancaaaak…
Ancak özellikle ajans görüntülerinde seçilen, devrimci mücadele kıdemleri 68 ve 78 kuşağına dayanan epey erkek ve kadın gördüm.
Kimileri ile mapus yatmış, ranza paylaşmış, volta atmışım. Kimileriyle bir mitingde, bir yürüyüşte yanyana durmuşum…
Tanıyorum onları. İster Sovyetler Birliği çizgisini, ister Mao çizgisini, ister Enver Hoca, ister Castro çizgisini savunmuş olsunlar bir yerlerde yolumuz kesişmişti. İyi tanıyorum. Kendilerini “Marksist – Leninist” olarak tanımlamışlardı. Bir Marksist-Leninist’in asla ve asla milliyetçi (=ulusalcı) olamayacağı bilgisi okudukları dergilerde, kitaplarda defalarca ve defalarca yinelenmişti.
Şimdi onlar safkan milliyetçi. Ulusalcılığın bal gibi milliyetçilik anlamına geldiğini biliyorlar ve kendilerini ulusalcı olarak tanımlıyorlar. Dahası siyasal olay ve olgulara bir milliyetçinin (hatta yer yer bir ırkçının) algı ve tepkileri ile bakıyor ve ona uygun davranıyorlar.
İçimi acıtan da bu…
60’lı ve 70’li yılların “Marksist- Leninist”lerini bugün milliyetcilik batağında görmek, gözlemek kimin içini acıtmaz ki …
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021