Aydın ENGİN
Tarafsız kalacağına yemin ederek düşlerindeki koltuğa oturan Cumhurumun Başkanı meydanlara çıktı ve parlamentodaki iki (sadece iki) partinin birlikte pişirip sadece birinin adıyla fırına sürüp Meclis’ten çıkardığı anayasa değişikliğini önce referanduma yolladı, ardından da meydanlara çıkıp seçmenlerin pusulaya “evet” mührü basması için kükremeye başladı.
Kâh suratından ve sesinden nefret fışkırtarak “hayır” diyeceklere verip veriştiriyor, kâh “evet” demeleri için terörist ilan ettiği HDP seçmeni Kürtlere “HDP’li kardeşlerim”; terör yardakçısı ilan ettiği CHP’lilere “CHP’li kardeşlerim” diye olta atıyor...
Besbelli ki yetmiyor.
Sonunda sadece anayasayı çiğnemekle yetinmedi, insanlığın ve evrensel hukukun binlerce yıldır, demokrasinin yüzlerce yıldır biriktirdiği ve ulaştığı düzeyi de ayağının altına alıp çiğnemeye başladı.
Önceki gün Manisa’da konuştu. Aynen alıntılıyorum:
“İdam talebi parlamentoya gelecek. Temennim odur ki parlamentodan geçtiği anda bana geldiğinde ben bunu onaylarım. Fakat bir sıkıntı anayasa değişikliği gerektiriyor. Gerekirse bunun için de bir referandum yolu açabiliriz. Eğer parlamentodan bu çıkmıyorsa bir referandum talebini şimdiden hatırlatıyorum. Onun için de gene millete gideriz. Millet idam diyorsa mesele bitmiştir.”
Osmanlı “Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkündür” diye bir özlü söz üretmişti. Peki “Bu kadar ilkel bir siyaset ve demokrasi kültürü” acep neyle mümkündür?
Millet deyince herhangi bir oylamada yüzde 50’nin mek parmak üstünde oy verenleri anlıyor. Nitekim daha önceleri de “Demokrasi sandıktır” diye bir inci savurmuştu.
Türkiye’nin altında imzası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Evrensel Bildirgesi gibi uluslararası kabul görmüş ve bağlayıcı bir geçerlik kazanmış kural ve ilkeler ya umurunda değil, ya onlardan haberi yok.
“Millet idam diyorsa mesele bitmiştir” diyebilen bir mantık hiç zorlanmadan, “Millet dünya dönmüyor derse mesele bitmiştir” diyebilir.
Keza “Millet yasalar geriye doğru da işletilir” gibi bir zırvaya “evet” derse hukukun “yasalar makable şamil olamaz” yani yasa çıkmadan öncesini kapsayamaz temel ilkesi çöpe atılır, dolayısıyla bizimki de “mesele bitmiştir” diye kükreyebilir...
Kuzey Kore, Çin gibi Asya despotizmi ile tek parti diktatoryasının buluştuğu ülkelerde ve ABD’nin ırkçılığın defteri bilinçlerde henüz dürülmemiş güney eyaletlerinde idam cezasının olması şu ana kadar Cumhurumun Başkanı’nın ileri sürebildiği tek gerekçe. O gerekçeye onun pek sevdiği, sık tekrarladığı bir deyişle cevap verilmeli:
“Sui misal misal değildir.” (Gençler için çevirisi: Kötü örnek, örnek alınmaz)
***
Yine de Tayyip Erdoğan’daki bu idam tutkusu açıklanmaya muhtaç.
Tutku dedim, çünkü idam cezasını sahiden de çok istiyor; ısrarla istiyor; ısıtıp ısıtıp kitlelerin önüne sürüyor; bilinçleri körelmiş yandaş kalabalıklarını “İdam, idam” diye böğürtüyor; ardından sırıtarak “Millet idam diyorsa mesele bitmiştir” buyuruyor.
Neden?
Kan kültürü gibi ilkel ve çağdışı geleneklere bağlılığından mı?
İslam hukukunun “kısasa kısas” kuralını içtenlikle benimsediğinden ve istediğinden mi?
Kürt sorununu yağlı ilmekle çözeceğini umduğundan mı?
Kendisine boyun eğmeyenleri, biat etmeyenleri, itiraz edenleri idam cezası ile korkutup susturmak gibi bir siyasal bezirgânlık hesabından mı?
İlkel, çok ilkel dürtülerle beslenen bazı seçmen kesimlerini kendine iyice bağlamak için mi?
Miting meydanlarında idam ipi dolandıran MHP’nin tepesine kapalı kapılar ardından verilmiş bir sözü olduğundan mı?
Galiba bunların hepsi...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021