Genelde siyasi konulara ilişkin yazılar yazdığım için bu günkü yazım kimi okurları şaşırtacak belki. Ancak siyaseti salt yaşı! büyük insanların kendi hırs ve beklentileri uğruna yaptıkları bir iş gibi görmeyenler beni daha iyi anlayacaklardır.

  Bir ülkede geleceği çocuklar üzerine kurmayı hedef almayan siyasetçiler bir kısır döngü içerisinde günlük politik çekişmelerin kurbanı oluyorlar.

 Oysa özellikle de bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin tüm politikalarını çocuklar üzerine oluşturmaları ve önceliği her konuda çocuklara ve gençlere vermeleri gerekir.

Çocuk ve gençlerin büyük çoğunluğu öğrenci olunca, asıl üzerinde durulması gereken alan da okullar oluyor. Eğitimin içeriği, eğiticilerin niteliği ve eğitim felsefesi kuşkusuz önemli ancak okulların fiziki koşulları ve okullarda öğrencilerin sağlıklı beslenmeleri de bir o kadar önemlidir.

 Bilindiği üzere öğrenciler okulda yemek ihtiyaçlarını büyük ölçüde kantinlerden karşılıyorlar. Oysa toplu yemek üretimi, uzmanlık ve mühendislik gerektiren bir iştir. Sağlıksız beslenme ve fast-food kültürünün sonucu olarak çocuklarımızda obezite, büyük bir tehlike olarak önümüzde duruyor.

 Çocukların sağlıklı büyümesi, obeziteyle mücadele için devletin yıllık harcadığı para yaklaşık 65 milyar lira. Oysa şu an öğrenim gören 17 milyona yakın çocukların okullarda sağlıklı beslenmesi için 13 milyarlık bir bütçe yeterli.

  Bir üniversitenin yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre kantincilerin yaklaşık yüzde sekseni ilkokul mezunu. Büyük bölümü de sağlıksız ve hijyen olmayan koşullarda üretim yapıyorlar. Önemli bir kısmı da dışarıdan üretim izni olmayan firmalara yemek yaptırıp, üzerine kendi karlarını da ekleyerek fahiş fiyatla öğrencilere veriyorlar. Bu durumda hem öğrenciler sağlıksız besleniyor, hem veliler ekonomik olarak zarar görüyorlar.

Tüm bu sıkıntıları ve yapılan uygulamaların sakıncalarını gören Türkiye Yemek sanayicileri Federasyonu okullarda öğrenciler süt verilmesini destekliyor ancak “süt yetmez, öğrencilere yemek de verilsin.” Diyerek yeni bir sosyal projeye imza atıyor.

Sözüm ona siyaset yaptığını sanan kimileri bu konuları küçümsüyorlar, ülkenin sözüm ona büyük sorunlarının yanında bu konular onların ilgi alanına girmiyor.

Oysa biliyoruz ki, bu ülkenin geleceği, barış ve huzurun sağlanması da ancak sağlıklı bir neslin yetişmesiyle mümkün olacaktır. Bu neslin okullarda kaliteli eğitim alması kadar sağlıklı beslenmesi de yaşamsal bir öneme sahiptir.

  Kuşkusuz okul kantinleri ve bu işletmeleri çalıştıranların da mağdur olmasını istemeyiz. Ancak herkes kendi işini yapmalı, Çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi gibi önemli bir konu kantincilerin vicdanına bırakılmayacak kadar yaşamsaldır.

  Umarım böylesine yaşamsal bir konu Milli Eğitim, Sağlık, Gıda Bakanlıkları tarafından da dikkate alınır ve geleceğimizin güvencesi çocuklarımız daha sağlıklı koşullarda, daha kaliteli eğitim alma imkanına kavuşurlar.