Cemile Bayraktar
Tam da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, ana muhalefetin bir numaralı ismi olarak nerede, muhalefet nerede şeklinde bir arayış içine girilecekti ki, Sn. Özel “Kürtler ve eşit vatandaşlık” çağrısıyla görevine geri döndü. Şöyle dedi Özel; “Kürtler, ‘ben eşit hissetmiyorum’ diyorsa onlar hissedene kadar hep birlikte mücadele edeceğiz.”
Üstelik Özel bunu, Kürt sorununun önemli nedenlerinden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin, yani Türkiye’nin ulusalcı, Kemalist kesimlerinin de partisinin genel başkanı olarak söyledi.
Ve üstelik Özel, CHP’nin haksız bir biçimde teröristlerle ittifak halinde olduğu iddiasıyla sıkıştırıldığı bir dönemde bu çağrıyı yaptı.
Özel’in söylemleri, icraat açısından bir yere varır mı henüz bilmiyoruz ancak CHP’nin genel tavrı, ideolojik yaklaşımı göz önünde bulundurulursa bu açıklama olumludur, yerindedir, gereklidir.
Olumlu karşılanabilir ama kimin açısından?
“Ben bir Kürt olarak, Türkiye’de kendimi eşit vatandaş olarak hissediyorum, hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadım, iyi eğitim aldım” diyen az sayıdaki Kürt tarafından, Kürtlere lütfediyormuş gibi zaten hakları olan şeyleri lütfedenler tarafından ya da benim gibi tuzu kuru Türkler tarafından oldukça olumlu karşılanabilir. Ancak eşit vatandaşlıktan yana mustarip olan Kürtler açısından herhangi bir icraat olmadıkça yeterli bulunmayacak bir açıklama. Zira…
Zira, ilkokulda Türkçe bilmediği için dayak yiyen Kürt çocuklarının halen kendi çocuk hallerinde uğradıkları şiddet hafızalarından silinmiş değil.
Zira, evladı gözaltında kaybedilen Kürt annelerin, Cumartesi Anneleri’nin eşit vatandaşlıktan evvel evlatlarının kemiklerine dahi kavuşamamışlığının acı hasreti devam ediyor.
Diyarbakır zindanında tırnakları çekilerek işkence gören insanların, kan ter içine uyandıkları kabuslarından ancak tırnaklarını sayıp hepsinin yerinde olduğundan emin olana kadar kabus görmüş olduklarını anlamaları son bulmuş değil.
Kürt olduğu halde her sabah zorunlu olarak “Ne mutlu Türk’üm!” şeklinde biten marşlar okutulan çocukların uğradığı ayrımcılık bir “eşit vatandaşlık” cümlesiyle geçiştirilebilecek kadar basit bir durum değil.
“Ama bunlar geçmişte kaldı.” şeklindeki savunmalar inandırıcı da değil. Zira…
Zira, bugün seçim kampanyası olarak Amedspor’u kapatacağını söyleyen siyasi parti liderleri var.
Ege ve Akdeniz kıyılarında vaktiyle İstanbul’u, Maraş’ı işgal etmiş Fransızların, İngilizlerin torunlarına Türkiye vatandaşlarından daha ucuza tatil yaptıranlar, İngiliz uşağı iftirasında bulundukları Şeyh Said’in torunlarını, yüzyıllardır bu coğrafyada yaşayan Kürt çocuklarını sahil kesiminde görünce “burayı da kekolar bastı” derken bunu, geçmişte değil bugünlerde söylüyorlar.
Sosyal medyada, “Kürt diye bir ırk yok, Kürtçe diye bir dil yok” diye Türkçe yazım kurallarını katlederek mesaj yazanlar tarihin tozlu rafları arasında kalmış değil.
Türkiye Cumhuriyeti tarafından, milletin vekili olarak kabul edilen vekillerin Kürtçe üç cümle kurunca TBMM’de mikrofonlarının kapatılması yıllar öncesinde değil birkaç hafta önce vuku bulan bir olay.
“Bizim sorunumuz terörle, Kürtler bizim kardeşimiz” şeklinde şirin cümleler kuranların henüz ağızlarındaki bu söz uçup gitmeden “Türkiye, Türkler’indir!” cümlelerini kurmaları Misak-ı Milli sınırları çizilirken değil her gün günde en az üç beş kez rastlanılan sıklıkta ve güncellikte.
Almanya’da futbol oynayan bir oyuncuya gelen “Türk müsün?” sorusuna “Ben Kürt’üm.” şeklinde cevap vermesi ve bunun dışında hiçbir surette Türkiye, Türklük aleyhine bir cümle kurmamasına rağmen hedef alınması Hitler Almanya’sı döneminde değil geçen haftalarda yaşandı.
İradeleri yok sayılarak, seçtikleri belediyelere kayyım atanan insanların yaşadığı yok sayılma muamelesi geçmişte kalmadı.
Kitap fuarında, adında “Kürdistan” geçtiği için toplanan tarih kitabı 90’ların değil birkaç ay öncenin meselesi.
Diyarbakır’a iki tane Kürtçe tabela asıldı diye “Burası Türkiye Cumhuriyeti, buranın resmi dili Türkçe” diye feveran koparanlar, eski Türkiye’de değil, eski Türkiye’nin aynısı olma yolunda hızla ilerleyen yeni Türkiye’de boy gösteriyor.
Yani, Özel’in “Kürtlerin eşit vatandaşlığı için çalışacağız” açıklaması hamasi, karşılığı olmayan, bölücü, geçmişte kalmış bir açıklama değil. Irkçılığın günbegün arttığı Türkiye’de, birleştirici, ülkenin 15 milyondan fazla vatandaşının duymak istediği ve akabinde icraat olarak da görmek istediği açıklamalar.
Kürtlerin, zengin olsa “kaçakçı”, sahile gitse “keko”, siyaset yapsa “terörist”, Kürt’üm dese “bölücü”, eşit vatandaşlık istese “neyin eksik nankör” şeklinde cevaplandığı, sadece ideal Kürt olunca yani “Ben Kürt olarak ayrımcılığa uğramadım” dediği zaman makbul kabul edildiği bir zeminde ve dönemde Özel’in açıklamaları, isabetli, yerinde ve doğrudur. Devamının da gelmesi temennisiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024