Cemile Bayraktar
Afganistan’daki savaşı ele alan insan hakları örgütlerinin raporlarında, akademik çalışmalarda, haberlerde Afganistan’daki durum hep “terör” üzerinden ele alınır. El-Kaide, Taliban gibi örgütlerin terör saldırıları, bu saldırıların Batılı ülkeleri bölgeye davet etmesi konusu üzerinden ele alınan meselede, artık örtülemeyecek, kapatılamayacak boyuta gelindiğinde ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin sivillere yönelik katliamları da satır aralarında konu edilir. Haksızlık etmemeli, Batı kaynaklı haber ajanslarının ülkeye giren yabancı güçlerin öldürdüğü sivilleri haber yaptığı da olmuştur. Ancak buradaki diğer önemli problem, bu sivil katliamlarının ortaya çıkmasına rağmen katliamların faillerinin hak ettikleri cezaları almamasıdır. Durum böyle olunca da katliamların ardı arkasının kesilmemesi noktasında işgalcilere bir çeşit dolaylı ruhsat verilmiştir.
11 Eylül 2001 saldırılarından hemen sonra 7 Ekim 2001’de ABD ve İngiltere’nin oluşturduğu Koalisyon Güçleri, Afganistan’a karşı ‘Kalıcı Özgürlük Operasyonu’ adı altında askerî bir operasyon başlatmıştı. NATO öncülüğünde 31 ülkenin katılımıyla Uluslararası Destek Gücü (ISAF) oluşturuldu. Ekim 2008'de 50,700 ISAF gücü Afganistan'da konuşlanmıştı. Bunlardan 26'sı NATO üyesi, 10’u NATO partneri ve 5’i NATO üyesi ve partner olmayan ülkelerden oluşuyordu. Dönem itibariyle Afganistan’da 90 bin askerle en fazla asker sayısına sahip olan ülke ABD idi. ISAF, 2014 Aralık ayında operasyonlarını durdurmuştur ve dağıtılmıştır. Ancak ISAF bünyesinde Afganistan’da işlenen savaş suçlarına dair haberlerin ardı arkası gelmemektedir.
Savaş suçu, askeri ya da sivil kişilerin, savaş kanunlarını ihlal etmesi nedeniyle uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçtur. Bu suçlar, sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması, zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi ya da kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel kişilerin mallarının yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması gibi eylemler olarak ifade edilebilir. Savaş suçları, Temmuz 2002’de kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından incelenmektedir. Ancak ABD, Çin ve İsrail, mahkemeye karşı eleştirilerde bulunup, katılmayı reddetmişlerdir ve mahkemenin vatandaşları üzerinde yargılama yetkisine sahip olmasına izin vermemişlerdir.
2019 sonunda (öncesinde de böyle suçlamalar olduğunu unutmamalı) İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), CIA destekli kuvvetlerin Afganistan'da savaş suçları işlediği suçlamasında bulunmuştu. HRW raporunda özel kuvvetlere, sivillere ateş açılması, hastanelere silahlı saldırıların düzenlenmesi ve gözaltına alınanların kaybedilmesi gibi suçlamalar yöneltmişti. Bu olayın akabinde zaten askerlerinin UCM’de yargılanmasına izin vermeyen ABD’nin o dönemki başkanı D. Trump, savaş suçu işleyen iki ABD askerini affetmişti. Afganistan’da savaş suçlarının kolayca işlenebilmesi aslında biraz da bölgeye müdahale eden koalisyon güçlerinin işlediği savaş suçlarının cezalandırılmamasıyla alakalıdır. Örneğin, Afganistan’da sivillerin oluşturduğu bir düğün konvoyuna yönelik saldırı sonrasında katliamı gerçekleştirenler sadece bir özür dileyerek bu suçlardan birden çok kez yakalarını kurtarmışlardır.
Afganistan’daki sivillere yönelik savaş suçları, katliamlar maalesef münferit durumlardan oluşmuyor, 2001’den bu yana devam eden savaşta Afganistan’a herhangi bir huzur gelmediği gibi sivillerin hayatı her gün biraz daha artarak cehenneme dönmeye devam ediyor. Afganistan’a dair haberlerdeki işkence, tecavüz, çocuklara yönelik saldırıların bıraktığı ağır olumsuz etki azalmadan bu kez Avustralya’dan gelen vahim bir itiraf Afganistan işgalinin ne kadar kötü boyutta olduğunun bir göstergesi oldu.
“Avustralya'da hazırlanan bir rapor Afganistan'da görevli Avustralyalı askerlerin 39 silahsız sivilin tutuklandıktan sonra öldürüldüğünü ortaya koydu. Savunma Kuvvetleri Genel Müfettişiliği'nin (IGADF) hazırladığı rapor, üst düzey komandoların acemi askerlerin "kan görmeye" alışması için savunmasız tutsakları öldürmeye zorladığına dair "inandırıcı deliller" olduğunu da işaret etti. Raporda yer verilen cinayetlerin hiçbirinin "savaşın harareti içinde" tanımlanmadığını ve cinayetlerin bilinçli şekilde işlendiğine dikkati çeken Campbell, "Raporda faillerin olayları kafası karışmış veya istemeyerek yaptıklarına dair hiçbir bulgu yok" ifadesini kullandı.”
Tabi askeri bir avukat, basına gizli belgeleri sızdırmasa bu vahşetten haberimiz olmayacaktı. Dört yıl süren soruşturmada 2003 ve 2016 yılları arasında Afganistan’da işlenen savaş suçları araştırıldı. Ve maalesef ortaya bu vahim gerçekler çıktı.
Avustralya askerinin bu ilk rezaleti değil, 2018 yılında basına sızdırılan bir fotoğrafta Avustralya askerlerinin 2007’de Afganistan’da Nazi bayrağı açtığı ortaya çıkmıştı.
Afganistan’da 20 yıldır devam eden bir savaş var. Bu savaş 11 Eylül’ün faillerinin cezalandırılması için açıldı. Ancak 20 yıldır devam eden savaşta hiçbir olumlu sonuca varılamadığı gibi aynı zamanda Afganistan cehenneme döndü. Savaşın azmettiricisi ABD, bugün Taliban’la görüşmeler yapmaya kalkıyor. Aynı ABD, 20 yıl önce Bush saldırganlığı bünyesinde neredeyse dünyanın yarısını Afganistan’a toplayarak “terörü bitirme” sözü vermişti. Bugün terör bitmediği gibi daha da arttı, daha da yayıldı. Küresel güçlerin artık terörü bitirmek istemediği, sadece kontrol edilebilir hale getirmeye çalıştığı ancak bunda da başarılı olamadıkları için terörü yaydığı ortada. Şimdi binlerce sivilin doğrudan katledilmesinden sorumlu oldukları halde ya yargılanmıyorlar ya da bir özürle bu insanlık suçundan affedilmek istiyorlar. Çoğunluğu psikolojik sorunlu, ırkçı, saldırgan bireylerden oluşan ve “öldürme” güdülerini masum siviller üzerinde tatmin etmekten çekinmeyen kişilerden oluşan koalisyon gücü askerlerinin, güvenlik sağlama kurumları olan devletler tarafından organize halde Afganistan’da gönderilip üstelik maddi ve manevi (paralı asker, devlet nişanı, kahramanlık madalyası verilenler var) olarak ödüllendirildiği bir dünyada, bu vahşetten daha ağır gelen şey, insanları “esmer, Müslüman” oldukları için öldürmekten çekinmeyecek vahşilerin bilinçli ve sistematik olarak oluşturulduğu bir sistemin varlığıdır.
Kereste için anne ve yavru koalaları öldürmekten çekinmeyen, kendi oluşturduğu kuraklığın sebeplerini değil de 5 bin deveyi topluca ortadan kaldırmayı kuraklıkla mücadele zanneden Avustralya’nın, “bu denli vahşi askerlerin ortaya çıkmasındaki nedenler nedir” diye çalışmak yerine, 4 yıl boyunca sadece olayı araştıran müfettişlerle, yine sebebe değil de sonuca yönelik eyleme geçmesi bugünkü özürlerini değersiz kılmaktadır. Ayrıca askerlerine yönelik “Avustralya’yı kirlettiniz” ifadesini de hükümsüz kılmaktadır; siz temiz olsaydınız, askerleriniz de temiz olurdu, önce kendinizi temizleyin sonra askerleriniz de belki insan olur. O askerleri Afganistan değil sizler yetiştirdiniz, dolayısıyla kir varsa ortağı sizsiniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.01.2025
7.11.2024
31.10.2024
9.10.2024
26.08.2024
20.08.2024
15.08.2024
28.07.2024
21.07.2024
20.06.2024