Demiray ORAL
Enteresan günlerden geçiyoruz.
Bir yandan hiç beklenmedik isimler mazeret dilekçesi verip, barış hususunda homurdanıyor her gün.
Diğer yandan müzakere sürecinin tarafları, tabanlarını olup biteceklere hazırlamak için giderek daha fazla efor sarf ediyor.
Bu manada Başbakan Erdoğan gayet sıkı bir iletişim stratejisi izliyor.
Her vesileyle gittiği her yerde, katıldığı her organizasyonda kadınları sendikacıları, çalışanları, parti grubundakileri ikna etmeye uğraşıyor.
Ve belli ki bu stratejiyi ivme kazandırarak devam ettirecek.
Ancak Erdoğan’ın kendisinden başka kimsenin bu mevzuda iletişimde bulunmasına tahammülü yok.
İşi iletişim olan basın dâhil.
Ondan duymadığımız her şeyin dedikodu, spekülasyon ve yalan olduğunu ilan etmiş vaziyette.
AKP’li milletvekilleri, bakanlar, partililer zaten tembihli, hepsi bir-iki-üç tıp deyip susmuş durumda.
Ancak bu yetmiyor.
Hepimiz, Erdoğan’ın başhemşire kıvamında işaret parmağını dudaklarının üstüne götürüp “Susss” dediği bir fotoğrafı duvarımıza asıp, güne ona bakarak başlasak iyi olacak.
Yoksa Başbakan’ın hiddetini bir gün herkes tadacak.
Masanın diğer yanındaki Öcalan’ın ise koşulları malum.
Onun yerine aslında BDP’nin aynı işlevi görmesi gerekiyor.
Ama onlar şimdiye kadar “gölge etme başka ihsan istemem senden” dedirtecek bir performans sergilediler.
Dolayısıyla Kandil’de BDP’lilerle yaptığı toplantıda söylediklerini baştan sona okuyunca, kendi örgütünü ve tabanını ikna konusunda başrol için adayım Murat Karayılan oldu.
Karayılan, evet her telden çalıyordu konuşmasında, her türlü alıcının istediği yere çekecek malzeme sunuyordu.
Ama sözlerinin bütününe hâkim olan çaba, bu seferki çözüm sürecinin öncekilerden nasıl farklı olduğunu anlatmaktı.
“Herkesin kazandığı, hiç kimsenin kaybetmediği, herkes açısından ‘kazan kazan’ formülünün sözkonusu olduğu bir çerçeve eksen alınıyor” diyordu.
Barış yolunda çıkarılan engeller konusunda Erdoğan’a katıldığını çünkü kendi önlerine de benzer engeller çıkarıldığını söylüyordu.
Nihayet, her iki tarafın da kararlı duruşuyla bunların aşılabileceğini vurguluyordu.
Bu enteresan günlerin en ironik yanı da yine Karayılan’ın konuşmasında ortaya çıktı.
Ben o satırları okuduğumda direkt olarak başlığı attım: “Karayılan’dan CHP’ye silah bırak çağrısı.”
Karayılan’ın CHP ve MHP’ye yönelik sözlerini şimdi hep birlikte okuyalım: “Siz savaşmak mı istiyorsunuz? Ee savaşırsanız biz de 50 yıl daha savaşabiliriz. Bir arada yaşanacaksa bunun çözüm formülünü bir biçimde bulmak gerekiyor.”
Vaziyeti idrak ediyoruz değil mi?
30 küsur senedir elinde silah dağda yaşayan, gerilla komutanı Karayılan memleketin sivil siyasetçilerine, “Derdiniz ne kardeşim, hâlâ savaşmak mı istiyorsunuz” diye soruyor.
MHP zaten ümitsiz vaka...
Dolayısıyla geriye Karayılan’ın “Savaşma barış” dediği CHP kalıyor.
Bugüne kadar mümkün mertebe “susarak” barış sürecine CHP için küçük ama memleket için hatırı sayılır katkı veren Kılıçdaroğlu ise birden hareketlendi.
Sanki birileri dürtmüş gibi Çankaya Köşkü’nden randevu istedi.
Cumhurbaşkanı Gül bunun üzerine Kılıçdaroğlu’na “ivedi” olarak randevu verdi.
Köşk’ten çıkışta Kılıçdaroğlu öyle bir laf etti ki, iki gündür memleketin tüm İrfanlarını kıllandırdı.
CHP liderinin cümlesi şöyleydi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin binlerce yıllık birikimle zenginleşmiş aklı ve milletin derin irfanını acilen devreye sokmak mecburiyetindeyiz.”
Peki, ne demekti bu?
Malum olduğu üzere “irfan” doğu toplumlarının alâmetifarikası olan bir kavram.
Kılıçdaroğlu da burada “sezgi” manasında kullanıyor “irfan” sözcüğünü.
Bir tercüme teşebbüsünde bulunursak, devletin aklı ve milletin derin sezgisini acilen devreye sokma mecburiyetinden söz ediyor.
Nedir o devlet aklı, nedir o milletin derin irfanı diye bana soruyorsanız eğer, bugün geldiğimiz noktadır cevabı.
Onun yerine bence hepimiz CHP liderine “Siz hâlâ savaşmak mı istiyorsunuz” diye soralım.
Mümkünse de içinde çok çektiğimiz “devlet aklı” ve “milletin derin irfanı” geçmeyen bir cevap rica edelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013