Elif ÇAKIR
CHP lideri Özgür Özel’in Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP İstanbul Kongresi hakkında verdiği iptal kararıyla ilgili yaptığı “O mahkemenin verdiği hiçbir kararı tanımıyoruz” açıklamasına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un gösterdiği tepki, verdiği yanıt bir hayli ironikti.
Böyle bir ifade söz konusu olamazmış, ana muhalefet partisi genel başkanının böyle bir ifade kullanması, talihsiz bir açıklamaymış. CHP liderinin “verilmiş kararı tanımıyoruz” demesi demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmazmış! Kararı eleştirebilirmiş ama neticede ortada bir yargı kararı varmış! Yargı kararlarına uyulması hukuk devletinin gereğiymiş!
Devam ediyor, diyor ki: “Mahkeme kararlarına uyulmazsa, herkes kendi hakkını kendi aramaya kalkışırsa düzen olmaz, devlet düzeni olmaz.”
Madem böyle o zaman Bakan Tunç şu sorulara yanıt versin:
İktidarın AİHM kararlarını tanımamasını ne olacak?
Yerel mahkemelerin tahliye kararlarını tanımaması hukuka uygun mu?
***
Mesela Adalet Bakanı, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında “hak ihlali var” kararıyla ilgili devletin başı olarak “Anayasa Mahkemesinin kararına saygı da duymuyorum, karara uymuyorum da, kabul etmek zorunda da değilim” diyen devletin başı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da aynı hatırlatmayı yapabilir, aynı tepkiyi gösterebilir, aynı sözleri sarf edebilir mi?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “hak ihlali” kararıyla ilgili “AİHM’in verdiği kararlar bizi bağlamaz, biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” açıklaması yapan ve yerel mahkemelere kararı uygulatmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti iktidarı hakkında da “bu ifadeler kabul edilebilir değil, bu sözler demokratik hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz” diyebilir mi?
AİHM Osman Kavala hakkında “hak ihlali var” kararı verdiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı ve ‘AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş bu bizi ilgilendirmiyor” açıklaması yaptı. Yılmaz Tunç hadi “söylediklerim Özgür Özel ile sınırlı değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan için de geçerli, ‘mahkeme kararlarına uyulması hukuk devletin gereğidir, mahkemelerin kararlarına uyulmazsa devlet düzeni kalmaz” desin.
Bu tablo bize gösteriyor ki hukuk, iktidarın elinde bir “seçici uygulama” aracına dönüşmüş durumda. İktidarın hoşuna giden karar “hukuk”, hoşuna gitmeyen karar ise “tanınmaz”.
Biz de ülkemizin gerçek anlamda bir adalet bakanı var, gerçek bir hukuk adamı diyelim ve avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlayalım.
***
Siyasi bir kişilik olan Adalet Bakanı Tunç aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun başkanı. Anayasa Mahkemesinin ve AİHM’in kararlarını uygulamayan yerel mahkemelerdeki hakimler görevini kötüye kullanma suçu işliyor. Buyursun Adalet Bakanı yüksek mahkeme kararlarını uygulamayan hakimlerle ilgili gerekli mevzuatı işletsin. Sonuçta Bakan Tunç mahkeme kararlarının uygulanmaması, yok sayılması devlet düzeni bozduğunu söylüyor, adalet bakanı olarak devletin düzenini bozanlar hakkında HSK Başkanı olarak yetkisini kullansın. HSK Başkanı olarak mahkemelere ‘yüksek mahkeme kararlarını derhal uygulayın’ talimat yazısı göndersin.
Kendi iktidarının hukuku muhalefetin üzerinde sopa olarak kullanmasının önüne geçsin, yargının araçsallaştırılmasını engellesin.
CHP’li belediyelere ayrı AK Partili belediyelere farklı davranan ikili hukuk sistemini sonlandırsın.
“Mahkeme kararını saymıyoruz” sözü sadece ülkemizin ana muhalefet partisi lideri söylediğinde mi hukuk dışı oluyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan “mahkeme kararını tanımıyorum” dediğinde hukuk dışılık olmuyor mu?
Bu “ikili hukuk” değil mi?
CHP liderinin “mahkeme kararını tanımıyorum” sözünün elbette ki savunulur bir yanı yok, tartışılır ama bu sözünü eyleme geçirecek bir gücü yok, davranışı sözde kalıyor. Asıl vahim olan iktidarın mahkeme kararlarını tanımamasıdır ve bunu aleni bir şekilde ilan etmesidir. Çükü iktidarın, “mahkeme kararlarını uygulatmama” gücü var. İktidarın AYM kararlarını uygulamayı reddeden hakimleri terfi ettirerek, öbür yanda, hoşa gitmeyen kakarlar veren hakimleri YSK eliyle sürgün ederek bizzat yargı bünyesinde bile “ikili hukuk” uygulama gücü var.
***
Sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi tarihimizde hiçbir iktidar partisinin sahip olmadığı güce sahip, ülkemiz 2018 tarihinden bu yana resmi olarak ‘bütün yetkilerin tek elde toplandığı’ hükümet sistemiyle yönetiliyor. CB sisteminde bütün devlet kurumları partizanlaştı, iktidar yargıda kendi kadrosunu oluşturdu. Oysa bir hukukçu olarak Adalet Bakanı Tunç da yargının siyasi operasyonların değil, özgürlük ve hakların güvencesi olması gerektiğini biliyor. Çünkü mahkemelerin siyasallaştırılması adaleti kökünden sarsan bir tehlikedir, yargı adalet dağıtmak için vardır. Fakat bugün ortaya çıkan tabloda ülkemizdeki yargının adalet dağıtmaktan çok, iktidarın siyasal stratejilerini hayata geçiren bir aparat haline geldiğini göstermektedir.
Adalet Bakanı Tunç’un, Özgür Özel’e ‘mahkeme kararlarını tanımıyorum’ sözü üzerinden sadece hukuk hatırlatmasında bulunduğu bir ülkede tekli bir hukuk sistemi işler mi? Adalet Bakanı bir gün, “AYM kararları herkesi bağlar, yargıyı da bağlar ve mutlaka uygulanır” dedi mi? Bir hukuk devletinde kurallar kişilere, partilere göre eğilip bükülür mü?
Yargı tarihimizde yargının bütün gücüyle ana muhalefet partisine gözünü diktiği bir dönem var mı? Siyasi tarihimizde bir iktidar partisinin yargı eliyle muhalefet partisini yok etmeye çalıştığı başka bir dönem var mı?
Bakan Tunç’un açıklamasında ki asıl ironik sözü ise “CHP yargıya müdahale etmemizi istiyor” sözüydü…
Yazarlar
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 70 yıl öncenin 6-7 Eylül komünist avı... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP kayyım krizini aşıyor 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENHangi akılla? 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz... 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBeklentiler ve gerçekler… 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBugün göreceğiz, Ankara’da hakimler var mı, yok mu? 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı sopası her sorunu çözemiyor 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPanoptikon’dan Palantir’e: İnsan kalesi nasıl düştü 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKanun tiyatrosu 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP ‘mahkeme kararını tanımıyorum’ dediğinde… 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURYüksek Seçim Kurulu artık o kadar yüksek değil mi? 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasŞeyh uçmaz müritleri uçurur 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava gerilimi: Kim gerçekçi, kim baltalayıcı? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2001 krizinden daha ağır 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMuhalefetin defterini dürelim ekonomimiz batarsa batsın 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTerörsüz Türkiye CHP'siz uçar mı? 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMeslektaşlarımız bir KHK ile atılalı dokuz yıl oldu! 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.08.2025
27.08.2025
2.08.2025
19.07.2025
18.06.2025
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025