Erol KATIRCIOĞLU
Belki de daha ısrarla söylemek lazım bu kimlik gerçek bir mağdur kimliktir ve mağduriyetini gidermek için ciddi bir rehabilitasyondan geçmelidir diye. Laik kimlikten sözediyorum, kendini bu kimlikle özdeşleştirmiş, Cumhuriyet okullarının tezgâhından geçerek sakatlanmış bu ülke insanından sözediyorum. Toplumsal olaylara tarihe ve toplumsal dokuya neredeyse tamamen yabancılaştırılmış bir biçimde yetiştirilmiş bu kimlik şimdi tamamen hayalî bir dünyayı referans alarak davranırken kendini de siyasetin dışına sürüklüyor.
Hayatın koşturması içinde Cumhuriyet okullarında öğretilenleri kendi özgür iradesiyle sınama şansına sahip olmayan ve bu nedenle de Cumhuriyet okullarında öğrendiği Mustafa Kemal’in söylediği, ya da onun tarafından söylenmiş olduğu iddia edilen cümlelerin merceğinden bakarak bu ülkeyi anlamaya çalışan bu kesimin “gerçek mağdur” bir kesim olduğu o kadar açık ki!
Ne 1915’ten, ne Dersim’den, ne bilmem kaç tane olmuş Kürt isyanından, ne Mustafa Suphi ve arkadaşlarının başına gelenlerden, ne komünist avlarından ve ne de gerçek kuruluş dönemi olaylarından haberdar olarak eğitilmiş bu kesimin “gerçek mağdur” bir kesim olduğu yeterince açık değil mi?
Dün, bu kimliğin siyasi temsilcisi CHP’nin, hükümetin kuracağı “Hakikatleri Araştırma Komisyonu”na katılmayacağını açıklamış olması gerçekten de hüzünlenecek bir durum. Bu kararla anlaşılan CHP (MHP ile birlikte), AKP ve BDP’yi yalnızlaştırarak, bir zaman önce kendisinin açıkça “kredi” verdiği “çözüm süreci”ni tıkamak istiyor. Böylelikle de laik kimliği yeniden biraraya getirmek, CHP’nin yörüngesinden uzaklaşmış bu kesim insanlarını ve tabii milliyetçileri de bu yörüngeye çekmek.
Bu mudur siyaset!
Bir tarafta her gün bir gencin öldüğü bir dünyayı değiştirme hamlesi var, diğer tarafta ise kendi oy tabanını konsolide etme arzusu içinde kıvranan bir siyaset eliti. Siyasetin bu kadar ilkesiz ve tamamen fayda üzerine inşa edilmesi bence ne bu kesime yakışıyor ve ne de bu kesimin temsilcisi CHP’ye.
Güçlü muhalefet
Bu ülkede gerçek bir siyaset özleyen herkes daha güçlü bir muhalefet görmek istiyor. Bunun nedeni de açık: bu kadar güçlü bir iktidarın ancak güçlü bir muhalefetle otoriterliğe evrilmeden yönetmesi mümkündür diye düşünüyor. Tabii bunları düşünürken de CHP siyasetinin daha etkin olabilmesi için örneğin barış sürecine de anayasa yazım sürecine de dâhil olmasını arzuluyor.
Ama anlaşılıyor ki bu arzuları gerçekleşmeyecek. Yani CHP’den öyle bir muhalefet partisi üretmek mümkün olmayacak. Olmayacak çünkü hâlâ bu ülkeyi kendilerinin yönettiğini ya da doğal olarak kendilerinin yönetmesi gerektiğini düşünen, hâlâ topluma tepeden bakmaya devam eden ve hâlâ toplumun genel çıkarlarıyla kendi parti çıkarlarını özdeşleştiren bir partiden bence, hani ne derler ne köy olur ne kasaba!
Hesaplaşmadan mümkün değil
Kimse kırılmasın ve alınmasın. Kendi kimliğiyle hesaplaşmadan, devlet karşısında, Kürtler, Aleviler, Süryaniler, Ermeniler, Rumlar, Çerkesler kadar ve belki onlardan da fazla mağdur edilmiş bir kimlik olduğunu anlamadıkça laik kimliğin CHP serüveniyle siyasetinin olumlu bir yere varması bence mümkün değil.
Eğer gerçekten bu kimliğin uyandırılıp bugünkü dünya ve Türkiye gerçeklerine uyumlaştırılması isteniyorsa bunun yolu yukarıda altını çizdiğim gibi kendi tarihsel geçmişini öğrenmesi, onunla yüzleşmesi temel çıkış noktasıdır.
O nedenle de bu kesim siyasetçileri içinde böyle cesur bir adımı atabilecek birileri çıkması gerekiyor. Devleti değil toplumu, faydayı değil ilkeyi, tek kimliği değil bütün mağdur kimlikleri savunan ve katılımcı bir demokrasi perspektifini benimsemiş ve bu nedenle de bu barış sürecine falan parti yönetiyor diye komplekse kapılmadan destek verecek yeni bir siyasi oluşumun bu kesim içinden çıkması gerekiyor.
Çıkar mı dersiniz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025