Eser KARAKAŞ
20. yüzyılda büyüme hukuk devletinin niteliğini ağırlıklı olarak belirledi. 21. yüzyılda ise ilişkinin yönü çok büyük ölçüde değişti, artık hukuk devletinin niteliği iktisadi büyümenin temel belirleyicisi oldu. Bu konuda bu sütunda da, başka yerlerde de yazı yazdım, temel çerçeveye geri dönmüyorum.
Bugünkü Yorum yazımda üzerinde durmak istediğim konu ise iktisadi büyüme ve yolsuzluk kavramları çerçevesinde siyasal iktidarların önemli bir bölümünün içine düştükleri ikilemin boyutlarını tartışmaya açmak.
Siyasal iktidarların yaklaşık tümünün ve özellikle de gelişmekte olan ülkelerin siyasi iktidarlarının hukukla ilişkisi tipik bir aşk ve nefret ilişkisi. Siyasal iktidarların hukuka ilişkin söz konusu aşk ve nefret ilişkisinin ya da dengesinin de nefret ayağı kişi başına gelir azaldıkça daha da yükseliyor.
Siyasal iktidarların hukukla ilişkisi yaklaşık tüm ülkelerde son derece karmaşık bir ilişki. Siyasal iktidarlar bir açıdan hukuku sevmek zorundalar, bu aşk ilişkisi iktidarlarının devamı için, aşağıda basit nedenini bir kez daha belirteceğim, bir zorunluluk. Ama aynı siyasal iktidarlar başka bir açıdan da, başka nedenlerden hukuktan nefret ediyorlar. Bu nefretin de nedenlerini, bunlar biraz daha girift nedenler, yine aşağıda açıklayacağım.
Rant siyaseti ve evrensel hukuk
Siyasal iktidarların hukukla ilişkisi ilginç bir matematik dengesine benziyor. Siyasal iktidarlar büyümeyi ençoklamak yani maksimize etmek, potansiyel büyüme oranlarını yakalayabilmek için hukuku da maksimize etmek, hukuk devleti kriterlerini en tepe noktalarına kadar yaşama geçirmeleri gerekiyor. Evrensel hukukun en temel kriterlerini ulusal hukukla özdeşleştiren, evrensel hukukla ulusal hukuk armonizasyonunu, ahenkleştirmesini en iyi yapabilen ülkeler 21. yüzyılda, küresel tasarruf, yatırım fonlarından en çok payı alabilecekleri için iktisadi anlamda en hızlı büyüyen ülkeler olacak. Evrensel hukuk standartlarına süreklilik kazandıran ülkeler iktisadi büyümeyi maksimize edecekleri için kişi başına gelir, istihdam gibi siyaseten çok duyarlı konularda da başarılı sonuçlara imza atacaklar. Yüksek büyüme nedeniyle vatandaşını daha zengin kılan, işsizliği azaltan ülkelerin siyasal iktidarları siyasal istikrarı, kendi siyasal konumlarını da bir ölçüde daha sürekli, daha güvenli kılıyor. Bu muhtemel sonuçlar evrensel hukukun ipine sıkı sıkıya sarılmanın iktisadi büyüme üzerinden siyasal iktidara çok önemli getirileri. Başka bir ifadeyle evrensel hukuku maksimize ederseniz büyüme de maksimize oluyor ve siyasal gücünüz de bu ölçüde artıyor.
Ancak bu sonuç hukuk, büyüme, yolsuzluk üçgeninin sadece bir kenarını tanımlıyor.
Hukuk ya da hukuksuzluğun yolsuzluk süreçleri üzerinden siyasal iktidarları etkilemesi çok daha ilginç bir süreç. Hukukun iktisadi büyümeyi etkilemesi çerçevesinde hukuka âşık siyasal iktidarların aynı hukukla ilişkisi iş yolsuzluk süreçlerine geldiğinde değişebiliyor. Bu noktada mutlaka belirtilmesi gereken konu yolsuzluk kavramının mutlaka illegal bir sürece de tekabül etmeyebileceği; özellikle piyasa ekonomisinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmediği gelişmekte olan ülkelerde yolsuzluk süreçlerinin azımsanmayacak bir bölümü legal-yasal bir çerçeve dahilinde gerçekleşiyor, gerçekleştiriliyor. Hukuk çerçevesi evrensel hukuk ilkelerine yaklaştığı ölçüde idari kararların, sistemin üretme potansiyeli olduğu ve mutlaka da ürettiği rantların mutlak miktarı ve milli gelir ya da bütçe içindeki payı da azalıyor. Ulusal hukuk evrensel hukuk kriterlerinden saptığı ölçüde de, mesela Kopenhag kriterlerinden Ankara kriterlerine yönelindiğinde, sistemin rant yaratma potansiyeli çok artıyor. Burada hukuk derken kastedilen ağırlıklı olarak kamu hukuku ve özellikle de sermaye piyasası hukuku, rekabet hukuku, kamu alımları piyasası hukuku, mülkiyet hakları hukuku, imar hukuku ve malların serbest dolaşım hukuku.
Bu alanlarda evrensel hukuk standartları ile ulusal hukuk mutlak bir uyum içinde olduğu ölçüde iktisadi büyüme maksimize oluyor ama idari ve mevki rantları da eşzamanlı olmak üzere minimize oluyorlar. Rantların minimize olmasının yani en düşük düzeylere çekilmesinin siyasi iktidarlar için büyük sıkıntıları var. Siyasetin finansmanında zorluklar oluşuyor ve siyasetin finansmanı arzulanmayan bir saydamlık ortamına siyasetçinin arzusu hilafına geliyor.
AKP evrensel hukuktan neden uzaklaşıyor?
Evrensel hukuk ile ulusal hukuk yakınlaştığı, hatta özdeşleştiği ölçüde rekabet hukuku da rant yaratmaktan çıkıyor. Rekabet hukukunun rant yaratmaktan çıkması, kamu ihale sisteminin küresel rekabete açılması, imar hukukunun mutlak bir saydamlık içinde kurallara bağlanması demek. Oysa, siyasetçi, sadece Türkiye siyasetçisi değil ama muhtemelen en başlarda Türkiye siyasetçisi, tüm gelişmekte olan ülkelerin, dışa açık rekabetçi piyasa ekonomisine direnen ülkelerin siyasetçisi kamu ihale sisteminin rekabetçi olmasından, imar hukukunun saydamlaşmasından kelimenin gerçek anlamıyla nefret ediyor.
Siyasetçi bu durumda çok karmaşık bir tercih ile, matematik tabiriyle söylersek de, tuhaf bir optimizasyonla karşı karşıya kalıyor. Büyüme, iktisadi istikrar, istihdam artışı ve bunlara bağlı olarak da oy maksimizasyonu için evrensel hukuk siyasetçi için olmaz ise olmaz bir kurum. Ancak aynı olmaz ise olmaz evrensel hukuk konu rant üretimine bağlı legal ve illegal yolsuzluğa, kısa vadeli siyaset dönemi şahsi birikime geldiğinde siyasetçinin evrensel hukuk aşkı bir anda sönüveriyor. Tam bir optimizasyon problemi. Siyasetçi evrensel hukuktan vazgeçemiyor zira evrensel hukuk olmaz ise ekonomik büyüme ve buna bağlı olarak oy maksimizasyonu olamıyor. Ama aynı siyasetçi nihai anlamda evrensel hukukun maksimizasyonundan da yana olamıyor, zira kamu ihale rantlarından, imar rantlarından da asla vazgeçemiyor. Siyasetçi büyüme üreten ama rant üretmeyen evrensel hukuk ile büyüme üretmeyen ama rant üreten yerel hukuk arasında bir optimal nokta seçmeye çalışıyor. Ancak temel mesele, siyasetçi için optimal olabilecek bu noktanın seçmen için tümüyle optimal altı bir nokta olması.
Türkiye'nin son senelerde savrulduğu sıkıntının temel nedeninin AKP'nin arayışı içinde olduğu bu optimal nokta olduğu kanısındayım. AKP evrensel hukuktan, gelişmekte olan başka ülkelerde de durum çok farklı değil, iki nedenden uzaklaşıyor. Birincisi yukarıda belirtmeye çalıştığım klasik rant kollama mekanizmaları olmaksızın ayakta kalamayacağını düşünmesi, buna yüz senedir alışmıştık zaten, ikincisi ise maalesef evrensel hukuk ile 17-25 Aralık sürecinin mutlak uyumsuzluğu.
Türkiye'nin, bu optimizasyon çözümüne yatkın olmayacak, arkasında korkacak yolsuzluk problemleri olmayan, hem özgürlükler hem de büyüme için evrensel hukuktan taviz vermeyecek siyasi kadrolara ihtiyacı var.
Zaman
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025