Fehim TAŞTEKİN
Gazze’yi ağızlarından düşürmeyenler İsrail’in Filistinlilere ait doğalgazın gasbına ortak oluyor.
İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz ile gerine gerine poz vermiş damat Berat Albayrak. Muradına ermiş tüccar edasıyla! Doğu Akdeniz’de çıkartılan doğalgazı İsrail’den Türkiye’ye, buradan Avrupa’ya taşıyacak boru hattının inşası konusundaki planı pişiriyorlar elbirliğiyle.
Mavi Marmara baskınından sonra Steinitz’in Türk mevkidaşıyla Ekim 2016’da İstanbul’da gerçekleştirdiği ilk buluşmada ilişkileri normale bağlamanın simgesel adımıydı. Her şey beklenmedik bir hızda ilerledi. Dördüncü tur görüşmesini gerçekleştiren Steinitz’e bakılırsa Albayrak çatı anlaşmayı tamamlamak üzere yıl sonuna kadar İsrail’e teşrif edecek.
Plan Türkiye’ye yılda 10 milyar metreküp doğalgaz pompalamak. Sadece ekonomik değil siyasal olarak da İsrail’in yerini sağlamlaştıracak projede Türkiye kilit rol oynuyor.
İsrail’in projeksiyonundaki ikinci boru hattı Kıbrıs ve Yunanistan bağlantısıyla İtalya’ya uzanacak. EastMed diye anılan 2200 km’lik bu hat, maliyeti Türkiye güzergahından iki kat fazla olması nedeniyle İsrail’in çok da tercih ettiği bir rota değildi. Rus gazına alternatif olarak Doğu Akdeniz’i önemseyen AB bu projenin de önünü açtı.
***
“Doğu Akdeniz’deki agresif doğalgaz hayallerimizi gerçekleştirmekte kararlıyız” demiş Steinitz. İfadedeki ‘agresif’ kelimesi pek münasip düşmüş. Zira Türkiye’nin hem satın alacağı hem de Avrupa’ya satışına aracılık edeceği doğalgazın bir kısmı çalıntı, bir kısmı nizalı alandan geliyor. Gasp varsa sonuna kadar agresif olmak gerek!
Enerji ortaklığıyla birlikte Türkiye’nin İsrail’le ‘normalleşme’ seyri pek manidar bir hal aldı. İstismarın dibi! Filistin davasının sözcülüğüne soyunup, Gazze’ye hamilik iddiasıyla ortalığı velveleye verip gaspa ortak olmak, 100 yılın yalanını bir günde tüketen sahte Hanzalaların tıynetine yakışıyor doğrusu. (Naci el Ali’nin işgale ve işgalciye sessiz kalanlara sırtını dönmüş 10 yaşındaki çizgi karakteri Hanzala, Filistin direnişinin en çok kullanılan simgelerinden biri.)
İsrail’le vardıkları Mavi Marmara mutabakatıyla Gazze’ye ablukayı fiilen kaldırdıkları yalanını kendi tabanına satan AKP yönetiminin yarattığı algıyı bozan hakikat şu:
1999’dan itibaren Doğu Akdeniz’de Noa, Mari-B, Dalit, Tamar, Leviathan, Dolfin, Şimson, Tanin ve Kariş adını verdiği rezervleri keşfeden İsrail, 800 milyar metreküplük bir potansiyele ulaştı. Dışarıya satmadığı takdirde İsrail’in kendisine 50 yıl yetecek bir miktar. Bazı rezervleri Filistin meselesi çözümsüzlük sürecindeyken oldubittiyle bir an önce dünya pazarlarına pompalamak istiyor. 1948’deki sürgün ve gasplar unutulup sadece 1967 sınırları esas alınsa bile bu rezervin bir kısmı Filistin’in münhasır ekonomik bölgelerinde yer alıyor.
Bahse konu olan özellikle Gazze açıklarındaki yataklar. İsrail’in 1999’da Doğu Akdeniz’de ilk el attığı yer Gazze açıklarıydı. Oslo Anlaşması’na göre İsrail’in bu tür bir operasyon için Filistin Yönetimi ile işbirliği yapması gerekiyordu.
İsrail’in enerji şirketi Delek ile Houston-Texas merkezli Amerikan şirketi Noble bir süredir Aşkelon açıklarındaki Noa sahasından doğalgaz çıkartıyor. Avrupa Komisyonu ve Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın finanse ettiği SOMO’nun araştırmasına göre İsrail buradaki sondajla yasadışı olarak Filistin’in Sınır Sahası’ndan da doğalgaz çekiyor. Filistinlilerin hak talep ettikleri rezervin miktarı 40 milyar metreküp civarında.
Noble ile Delek’in Noa’nın hemen doğusunda operasyon yürüttüğü Mari-B de Filistin karasularında yer alıyor. Buranın rezervi de 28 milyar metreküp. Ki 2012 itibariyle Mari-B dibini görmüş vaziyette. Filistinlilere göre Mari-B, Filistin’e 15 yıl yetecek bir rezervdi.
Mari-B’nin güneyinde yani Gazze karasularının diğer tarafında 1.3 kilometrekarelik alanda Marine 1 ve Marine 2 rezervleri bulunuyor. ‘Gaza Marine’ diye anılan bu iki kuyu Gazze’nin 17-21 mil açıklarına düşüyor. 1994 Gazze-Eriha Anlaşması’na göre bu bölge Filistin’in kontrolünde olmalı. Ama abluka yüzünden Gazze’nin balıkçı tekneleri bile 6 milden fazla açılamıyor. Enerji yataklarının bulunmasının ardından Filistin Yönetimi, Kasım 1999’da British Gas (BG) ile doğalgaz araştırma ve geliştirme anlaşması yapmış, bu çerçevede Marine 1 ve Marine 2 açılmış, bundan rahatsız olan İsrail de Hamas’ın Gazze’de iktidarı tekeline almasını bahane ederek 2006’da bölgeyi ablukaya alıp Filistinlilerin doğalgazla buluşmasını engellemişti.
***
İsrail güvenlik bahanesiyle kapattığı bölgede sadece Filistinlilerin gaza erişimini engellemiyor, Filistinlilere ait gazı çalıyor. İşte çok konuşulan ablukanın sebeb-i hikmeti de budur.
Daha çarpıcı olanı İsrail’in Levant’tan çıkardığı doğalgazın ilk müşterisinin de Filistinliler olması. Filistin Yönetimi, Ocak 2014’te İsrail’le 20 yıllığına 1.2 milyar dolarlık doğalgaz alım anlaşması imzaladığını duyurmuştu. Bunun dışında enerji tedariki ile ilgili trajik bir döngü söz konusu. Delek ve Nobel Noa, Mari-B ve ‘Sınır Sahası’ndan çıkardığı doğalgazı İsrail’in elektrik şirketi IEC’a satıyor. Filistin’in tükettiği elektriğin yüzde 85’ini de IEC sağlıyor. Abluka ve gaspın şekillendirdiği ‘rehine ekonomisi’ böyle bir şey.
BDS Türkiye’ye (Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi) göre Filistin halkının 1967 sınırları temelinde kendi topraklarındaki doğal kaynaklarını kullanabilmesi halinde yıllık 2,5 milyar dolarlık bir kaynağa sahip olması mümkün.
***
Özetle Filistin kendi doğalgaz kaynaklarına ulaşamaz çünkü abluka altındadır. Dahası çalınan doğalgazının müşterisidir. Kendi elektriğini üretemez çünkü yakıtı yoktur ya da tesisleri imha edilmiştir. İsrail’in 2006 ve 2014’te cehenneme çevirdiği Gazze’de ilk hedef alınan yerler elektrik üretme ve su arıtma tesisleri oldu. Bu tesisler yeniden çalışmaya başlasa bile gereken yakıtı temin etmek zor. Haliyle Filistinliler elektriği İsrail’den almak zorunda. İsrail’den temin edilen de ihtiyacın çok altında. Gazze normalde günde 4 saat, geçen aydan beri de 3 saat 15 dakika elektrik alabiliyor. Sadece gıda ve su değil enerji açısından da İsrail’in rehinesidir.
Bu gerçekler sahte Hanzalaların istifini bozar mı? Bozmaz. Nasıl olsa Filistin onların meselesidir, gaz da neden onların olmasın!
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025