Hilâl KAPLAN
Uzun boyu, dimdik duruşu ve beyazlar düşmüş sakalıyla vakar ile mağruriyet arasında salınan özgüvenini odaya girer girmez hissettiren bir adam.
Başörtülü bir kadına el uzatmaması gerektiğini bilecek kadar hassas,
Türkiye'den gelen bir heyete Kürt meselesinden bahsederken defaatle "Kürdistan" diyecek kadar müdanasız,
Kendisine sorulmadan sözü IRA'ya getirmeyecek kadar temkinli,
Ancak "IRA yeteri kadar politikti, karşısındakiler makul değildi" diyecek kadar kitabın ortasından konuşan birisi, Gerry Adams...
O'nunla tanışınca, BBC editörlerinden Mark Devenport'un "büyük kararların adamı" tanımlamasının tecessüm etmiş haliyle karşılaştığınızı anında hissediyorsunuz. Peki, kimdir bu Gerry Adams?
IRA militanı olduğu için 1940'larda hapse düşmüş bir babanın oğlu olan Adams, kendisi de IRA üyesi olmaktan birkaç kez hapse girip çıktıktan sonra 1983'te Sinn Fein'in başına geçmiş. O günden beri, tüm görüş ayrılıklarına ve hatta yer yer partiden kopuşlar olmasına rağmen Sinn Fein'in bir numaralı adamı olma konumunu muhafaza etmiş. Sinn Fein'i İrlanda Parlamentosu'nu tanımaya ikna eden, önce John Hume'la sonra Britanya'yla masaya oturulmasını sağlayan, IRA'yı ve destekçilerini silah bırakmanın doğru seçenek olduğuna inandıran öncü kişi Gerry Adams'tır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda Adams'a neden "büyük kararların adamı" denildiği daha iyi anlaşılmıştır sanırım.
Adams, Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün organize ettiği ve İrlanda Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğini yaptığı bilgilenme gezisinde heyetimizin görüştüğü en heyecan verici isimlerin başında geliyordu. Barış sürecinde İrlanda Başbakanı olan Ahern'in bize söylediğine gibi "Adams'ın IRA üyesi olmadığına sadece kendisi inanıyor..." Yani Adams, aslında herkesin bildiği bir gerçeği siyaseti ön plana çıkarmak için ikrar etmeyerek, demokratik mücadeleyi silahlı mücadelenin önüne koymayı başarmış birisi. Görüşmemizden bazı cümlelerini aktarmak gerekirse:
"Margaret Thatcher döneminden beri görüşüyoruz. O zaman kapalı kapılar ardında, arka kanallardan görüşüyorduk. Sonra John Major döneminde devam etti. Bir anlaşma vardı ama silah bırakmayı konuşmanın ön şartı olarak dayattıklarından, doğru bir ilişki kurmayı reddettiklerinden çöktü. Blair zamanında tekrar başladık ve silah bırakma konusu ilk görüşmeden 13-14 yıl sonra ancak gündeme geldi."
"IRA ne yaparsa yapsın, Sinn Fein'in bir görevi vardı. Görüşmelere başlamak için biz hiçbir önkoşul kabul etmedik. Kabul etseydik, bu seçmenlerin hakları üzerine koşul kabul etmek olurdu."
"İrlanda bölündüğü zaman Birleşik Krallık muhtemel bir devrimin önünü kesti. Bunun sebebi politikanın olmamasıydı. Bu da sömürgecileri memnun etti."
"Karşı tarafta makul bir politika olduğundan adaleti tesis etmek için yeni bir yol olduğunu gördü. Politikanın insanlara güç verdiğinin görülmesini istedik"
"İnsanları terörist diye marjinalize etmek kolaydır. Ama gün gelip de şeytanlaştırdıklarınla masaya oturman daha zor hale gelir."
Hem illegal hem de siyasî alanda fazlasıyla tecrübe kazanmış olan Adams'ın söylediklerinden aklımda kalan en vurucu kısım şuydu:
"Büyük devletlerin savaşması daha kolaydır. Yapmaları güç olan, demokratik hak kampanyalarına cevap vermektir."
Türkiye'nin barış sürecine girmesinin önündeki en büyük engellerden birisi de demokratik hak kampanyalarına olan inançsızlık sanırım. Bu yüzden sivil itaatsizlik diye yola çıkan milletvekilleri bile kendilerini anında ya taş ya tokat atarken buluyorlar; inanmıyorlar çünkü, kendilerinin bir anlamı ve gücü olduğuna en başta kendileri inanmıyorlar. Kendine inanmayana kitleler niye inansın?
Başka bir sürü noksanımız da var elbet ama kanaatimce en büyük eksiğimiz, küçük hesapların değil, "büyük kararların insanı" olabilecek siyasetçilere sahip olmayışımızda yatıyor.
Yine de "umutsuzluk ki en az yakışandır bize" diye sözü bağlayıp Gerry Adams'la bitirelim:
"Asla vazgeçmeyin."
Not: Gerry Adams'ı tanımaya devam etmek isteyenler, Yasemin Çongar imzalı "Yorumsuz bir portre: Gerry Adams" yazısını ve Adams'ın kendi kaleminden "Hope and History: Making Peace in Ireland" isimli kitabını okuyabilirler.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019