İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci
İbrahim Kahveci
Tüm Yazıları
Adnan Kahveci: “Yöneticiler fakir…”
17.09.2025
72

Devlet ve Maliye Bakanlığı yapmıştı. Mucit kişiliği ile de anılıyordu. Ama hepsinden öte yaşantısı ile devlet adamlığını göstermişti.

Evi krediliydi, bankada birikmiş parası da yoktu. O dönem devlet kurumu olan Sümerbank’tan giyiniyordu. Uçak bileti pahalı olduğundan genellikle karayolu ile seyahat ederdi.

Adnan Kahveci “itibardan tasarruf olmaz” demedi ve şatafatı sevmedi. Bugün Anadolu’da dahil her yerde adını sorduğunuzda her kesim hayırla yad ediyor.

Sanırım en büyük mirası da bu olsa gerek.

Ve şu sözü önemliydi: “Devlet adamları fakir ölmelidir ki, idare ettikleri milletler zengin ve mesut olsunlar.”

Kısaca idarecilerin yolsuzluğu ile toplumun fakirliği arasında bir bağ kuruyordu. İdarecilerin dürüst olması ülkenin zenginliği açısından nerede ise ilk şarttı.

İdareci dediğinizde bunu sadece siyasi olarak almamak gerekir. Merkezi yönetim dahil yerel yönetimler de bunun içindedir. Hatta sadece yöneticiler değil, idari amirler de bu kapsamdadır.

Anadolu Başsavcısının söylediği konu mesela: Yargıdaki parasal döngü de bu konunun tam merkezindedir. Zaten Erdoğan eski zamanlarda söylemişti: “Bir ülkede yolsuzluk varsa o yukarıdan aşağıya doğru gelir.”

Yolsuzluğa karşı çok hassas olmalıyız. Duyarlı olmalıyız ve duygusal yaklaşmamalıyız. Yolsuzluk demek 86 milyonun tüyü bitmemiş yetim hakkı demektir.

DÜNYA LİGİNDEYİZ

Türkiye yolsuzlukla mücadelede önemli bir eşiği 2016 yılında geçemedi. “Siyasi Etik Yasası” ile kamu yöneticilerinin hem denetimi hem de ahlaki yönleri inceleme altına alınacaktı.

Bu yasa çıksaydı kamuda siyasi olsun idari olsun çok geniş kapsamda bir denetim mekanizması kurulacaktı.

Tabiri caiz ise her yönetici konumundaki kişinin 7 ceddi sorgulanacak ve denetim-gözetim altına alınacaktı. Bu yasa sadece maddi denetim yapmayacak, aynı zamanda ahlaki denetimi de gerçekleştirecekti.

Erdoğan “İl, ilçe başkanı bulamayız” diyerek yasanın önünü kapatmış oldu.

Peki, sonrasında ne oldu?

Uluslararası Şeffaflık Örgütü her yıl “Yolsuzluk Algı Endeksi” açıklıyor. Türkiye yolsuzluk liginde 40-50 sıralarında yer alıyordu. Sonrasında sıramız 50-60’lara yükseldi…

Bugün tam 115. sıradayız.

Nepal ve Endonezya bile bizden daha az yolsuzluk yapılan ülkeler durumunda. Hatta Etiyopya, Zambia, Gambia bile daha az yolsuzluk yapılan ülkeler. Somali ve Venezuela ise son sıralara demir atmış ülkeler. Dikkat buyurun; bunlar yakın ilişkimiz olan ülkeler.

ÇAKAR ARAÇ DOLU

Kamu gücünü kullananların etik ve ilkesel davranışı çok önemlidir. Güç ile elde edecekleri sadece maddi kazanç değildir. Mesela topluma eziyeti de bir kamu gücü etik değeri olarak görebiliriz.

Bugün yollar siyah ve çakar araçlardan geçilmiyor. Zengin ve fakir arasında uçurum haddinden fazla açılmış durumda. Bir yanımız Bangladeş diğer yanımız Paris…

Rahmetli Turgut Özal “Ortadirek” diyerek gitti. Yani tolumun omurgası ve bilgi yuvası…

Bugün orta sınıf adeta en fazla ezilen kesim. Yani direklerimiz yıkılmış durumda.

Ne yolsuzluk sorguluyoruz ne de ahlak…

Sadece maddi hapis yaşamıyoruz; düşüncelerimiz de hapiste… Neyi nasıl konuşuruz diye bin kere aklımızdan geçiriyoruz.

Sadece bugünü mü? Acaba 3 yıl önce 5 yıl önce ne demiştik diye de hesap verme durumundayız.

Şimdi kilit sorumuzu sorarak bitirelim: Böyle bir ruh ortamında yolsuzluk kimin derdi olabilir ki?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar