Markar ESAYAN
Gazetemiz Yeni Şafak ve Yeni Akit'e yapılan saldırılar hepimizi çok üzdü ve kaygılandırdı. Öncellikle her iki camiamıza da bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Herhangi bir can kaybının yaşanmamış olması bizim en büyük tesellimiz.
Daha önce de Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'a bir suikast denemesinde bulunulmuş, bunun öncesinde de Star ve Sabah gazetelerine de saldırılar gerçekleştirilmişti. Yeni Şafak ise sürekli kurşunlanan bir gazetemiz.
Ülkemiz Hasan Fehmi'den beri yüzü aşkın gazeteci ve mütefekkirin suikasta uğradığı bir karanlık geçmişten geliyor.
Burada, medyayı kategorize etmeyeceğim. Her saldırı toplamda ülke demokrasisine yapılmış ağır bir müdahaledir. Zaten aklı ve vicdanı yerinde hiç kimse, kurbanlar ve demokrasi şehitleri arasında bir ayırım yapmaz. Yapanlar bu kötücül bir değirmene su taşımış olur. Ben tüm basın şehitlerini, hangi ideolojiden veya meşrepten olursa olsun saygıyla tekrar anıyorum.
Peki biz böyle düşünürken, söz konusu çifte standart neden kaynaklanıyor? Yani birkaç gazete sürekli bombalanır ve kurşunlanırken, bir medya grubunun başında bulunan kişi ciddi bir suikast denemesine maruz kalırken, bunun Hürriyet'in camı kadar gündem oluşturmaması neden olabilir?
Bu sorunun cevabı aslında bize bu saldırıların nedenini de veriyor.
Türkiye son ikiyüz elli yıldır operasyona uğrayan bir ülke. Bir ev kendi içinde güçlüyse onu dışarıdan yıkmak çok zordur. Birlik ve beraberlik içinde, muhabbetini koruyan, adaleti sağlayan, tüm çeşitliliklerini baştacı ederken, bu çeşitliliği ortak ülkülerde birleştirebilmiş bir millet, dışarıdan kimse kalıcı zarar veremez.
Osmanlı'nın çok uzun süreler, muazzam ölçekteki bir coğrafya üzerinde ayakta kalabilmesinin temelinde, askeri başarıdan önce, kendi içinde adalet merkezli bir yönetim sistemi kurabilmiş, insanların din, ırk, mezhep ve meşreplerine saygılı olması yatıyordu.
Son iki yüz elli yılda Batı'nın hedef seçtiği nokta evin iç düzenini yıkmak oldu. Şark, Balkan, Kafkas ve Arap vd. sorunlarını böyle görmek gerekir.
Bu iç operasyonda, yani bildiğiniz böl/yönet kolonyal yönteminde, en önemli nokta, özgün kültürün içine beşinci bir kol yerleştirmek, kimyaya müdahale etmektir. Bu aslında yerli olan insanlar, desteklenir, elitleştirilir ve devlet yönetimi halka tezatlaşan, onu zararlı/hakir gören bu yeni sınıfa teslim edilir.
İşte modern çağda medya bu operasyonun en önemli ayağı olmuştur. Çünkü toplumun bir kesimini diğer kesimine karşı yabancılaştırmak için yeni bir toplumsal sınıf oluşturmak, onlara itibar/güç sağlamak ve halkın bir bölümünü en azından etkilemelerinin, devşirmelerinin önünü açmak gerekir. Medya burada inanılmaz güçlü bir aktör olur.
Yani bugün aslında beyaz Türkler dediğimiz topluluk, seküler bir misyonerlik sonucu dönüştürülmüş (converted) kesimlerdir. Ki bu işi, medya ve akademi birlikte üstlenmişlerdir.
Bu nedenle, medya ülkemizde hiçbir zaman asli işini yapan bir organ olmadı. Siyasi ve toplumsal mühendislik yaptı. İşler yolunda gitmediğinde de darbelerin iklimini oluşturdu, insanları mesela Gezi'de, 17/25 Aralık ve son PKK kalkışmasında kışkırttı.
Ancak eskisi gibi başarılı olamadılar. Yöntemin deşifre olmasının yanında, bu mühendislikleri anında deşifre eden güçlü bir halk lideri çıktı: Sayın Erdoğan... Partisi ve seçmeni ile yüz yıl önce parçalanmış, dağıtılmış manevi birliği yeniden inşa etmeye başladı. Bu ise evin içinin toparlanması, kardeşlerin barışması demekti.
Onu destekleyen milli medyanın hedef olması bununla ilgili. Çünkü çok can sıktılar. Yüzlerce yıllık tıkır tıkır çalışan bir stratejiyi bozan hareketin parçası oldular.
Bu tespitle, ne bizlerin hatasızlığına, ne de birilerinin hainliğine vurgu yapıyorum. Bizlerin de sık sık arabayı duvara çarptığımız zamanlar olurken, elitlerin ülkelerini sevmedikleri, bilinçli bir kötülükle hareket ettikleri iddiası da doğru değildir.
Buradaki belirleyici ölçü, içinde yer aldığımız tezin, mühendislik mi olduğu, yoksa halkın taleplerine mi dayandığıdır.
Elitler, işte burada en büyük hatayı halktan koparak yaptılar. Merkezkaç gücünün korumasından kurtularak yabancı bir yörüngeye savruldular. Öyle uzağa savruldular ki, hikayenin aslında nasıl başladığını dahi unuttular.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019