Markar ESAYAN
3 Temmuz Pazartesi günü, Almanya Federal Başbakanlık binası önünde “Siyasi Güzellik Kuruluşu” adına Philipp Ruch adındaki bir sözde sanatçının performansı vardı. Bu performans son model bir arabanın önünde açılan bir pankartta “Bu arabayı kazanmak istiyor musun? O zaman diktatörlüğü öldür!” yazısısıyla yapılmıştı. Pankartın üzerinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Rusya Devlet Başkanı Putin ve Suudi Arabistan Kralı Selman’ın fotoğrafları vardı.
Hatırlarsanız daha önce de İsviçre’de PKK’nın yaptığı bir mitingde yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şakağına dayanmış bir silah ve “Erdoğan’ı öldür” yazısı olan bir pankart asılmıştı.
İlk olayda olduğu gibi, bu sonuncusu da Türkiye tarafından sert bir notayla protesto edildi.
Hiçbir sanat veya özgürlük anlayışı, insanların öldürülmesi çağrısını temize çıkaramaz. Kaldı ki yapılanlar o kadar açık ki, herhangi bir yoruma da gerek bırakmıyor. Hele hele AK Partili siyasetçilerin birbiri ardına PKK’nın suikastlarına kurban gittiği, bu suikastların Almanya’da yayın yapan PKK gazetesince övüldüğü bir ortamda.
Alman devleti bu durumun vahametinin ne kadar farkında veya olup bitenlerden ne kadar rahatsız bilinmez. Alman Dışişleri Bakanı sıkça “15 Temmuz’u telin etmekte geç kaldık, hatalıyız” veya “PKK’nın Almanya’da serbestçe faaliyet yürütmesi doğru değil” açıklamaları yapsa da, hiçbir ülke böylesi bir pervasızlık karşısında tepkisiz kalamaz. Almanya’nın Türkiye ile ilişkilerinde hızlı bir toparlanmaya ihtiyacı var.
***
Aslında sözün bittiği noktadayız. Ama söz bitmemeli. Almanya gibi köklü bir devletin bu kadar reaksiyoner, hırçın bir pozisyonda Türkiye ile ipleri koparma noktasına gelmesi siyasi zayıflığın bir işareti olsa gerek. Son beş altı yıldır Türkiye’de olası siyasi dizayna o kadar yatırım yapıldı ki sanırım artık zemberek boşaldı ve geri sarılamıyor. Avrupa kamuoyunun Türkiye algısını negatife çevirmek adına büyük harcamalar ve çaba sarf edildi. Bu çabanın sonucu Türkiye ve Erdoğan Avrupa’nın bir iç aktörü haline geldi. Dolayısıyla seçimlerde de popülizm Türkiye üzerinden tavan yaptı.
Avrupa’da yükselen ırkçı hareketler karşısında merkez siyasetin sağduyu üretmek yerine bu ötekileştirici söylemleri kullandığı görülüyor. Bir de Türkiye kendi özgün politikalarında ısrar edince, bu iki etken sonucu gelinen yer “suikast çağırmak” oluyor; hazin.
15 Temmuz darbesinin başarısız olması karşısında koskoca devletlerin yaşadığı düşkırıklığı, gelinen noktanın vahametini ortaya koyuyor. PKK, FETÖ ve DHKP-C gibi örgütler el üstünde tutuluyor.
Ama bu ülkelerin unuttuğu karşılarında meşru, köklü ve güçlü bir devlet olduğudur.
Ama daha da önemlisi, terör örgütlerinin veya kirli yöntemlerin önünde sonunda onları kullananlara yöneleceğidir. Almanya ve böyle davranan tüm ülkeler, tuzu kokutuyorlar. Böylelikle kendi demokrasilerine, saygınlıklarına ve işbirliği olanaklarına zarar veriyorlar.
Rasyonalitenin kaybı, Avrupa’nın en değerli özelliğini yitirmesi demek. Türkiye aştığı her sıkıntıdan sonra daha da güçleniyor ve en kötüsüne de hazır.
Ama yozlaşmanın sanatı da içine aldığı bir ortamda, en kötüsünün ne olacağını kimse tahmin edemez.
Bu ayıp da Almanya’ya yeter.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019