Mehmet AKBACAK
24 Haziran seçimlerine giderken patetes ve soğan fiyatlarının birden yükselmesini fırsat bilen muhalefet partileri, Türkiye’nin sorunlarına proje üretecekleri yerde soğan fiyatlarını gerekçe göstererek hükümeti yıkacaklarını zannettiler. Hükümet kısa sürede aldığı tedbirlerle fiyatlar normal seyrine geri döndü. Seçimlerden sonra döviz kurunda yapılan operasyonla dolar 7 TL düzeyine yükselirken yine muhalefetin zil takıp oynamadığı kalmıştı. Dolara yapılan müdahale sonucu bugün 5.20 lere kadar geriledi. Şimdi de yerel seçimlere gidilirken sebze fiyatlarında görülen olağanüstü artış yine muhalif partilere ve medyaya gün doğmuş gibi iki elle sarılıp vatandaşı sokağa çıkarmak için tahrik üstüne tahrik söylemleriyle kışkırtıcı propogandalara başladılar. Neymiş; bu hükümet halkı aç bırakıp bir kilo sebze alıp evine götüremez hale getirmiş, başka ülkelerde olsa bu nedenle halk gösterilere çoktan başlardı gibi nutukları TV’lerde ve gazetelerde bangır bangır seslendirdiler. Sonra ne mi oldu?. Hükümet belediyeler kanalıyla Tanzim Satış Noktalarını devreye sokunca fiyatlar sanki otomatik bir el tarafından yarı yarıya inmiş oldu. Muhalefetin umudu kursağında kaldı. Fakat bu sefer plağın öbür yüzünü çevirdiler. Vay efendim insanlar satış noktalarında sıraya girmiş miş, 2kg.dan fazla alamazmış, devlet domates mi satarmış gibi abuk sabuk sözlerle halk için yapılan olumlu hareketleri sözde kötülük yapmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunu yapanlar daha düne kadar fiyatların yüksekliğinden şikayet ediyorlardı.Aslında bunu eleştirenlerin büyük çoğunluğu kendileri markete gitmeyip, apartman ve site görevlilerinin alışveriş yaptığı sosyolojik grupların olması da ilginç.. Tanzim satış noktalarından sözde rahatsız olanlara bir çift sözümüz var, kardeşim sen tanzim satış noktalarına gitme biz gideriz, salatalığı 6 TL yerine 4 TL’ye, domatesi 2TL’ye alıyoruz bundan sen niye rahatsız oluyorsun? Zaten ne zaman halkın yararına bir şeyler yapılıyorsa muhalefet destek verme yerine haksız eleştiri yapınca silah ters tepiyor, halkla ters düşüyor. Bu konuda da böyle oldu. Bakıyorum muhalefet yine gol atacağım derken ofsayta düşmekten kurtulamadı. Ne diyeyim; halka ucuz sebze yediren hükümete saldırmakla halkın sofrasına saldırdıklarının farkına varamayanlar, bu kafayla sittin sene iktidar yüzü göremezler.
SİZLERİ BİR ARAYA HANGİ GÜÇ GETİRDİ
24 Haziran öncesi başlatılan seçim süresinde birbirlerine destek çıkarak hükümeti ve Erdoğan’ı seçtirmemek için var güçleriyle mücadele verenlere bakarsak işin o kadar da basit olmadığını görürüz. MHP’yi, ülkücülere ihanetle suçlayan Fetö destekli İP’liler HDP’yle ittifak içindeler, yıllarca ‘ŞERİAT’ korkusuyla dindarlara düşman kesilenler, AK Parti’yi dindarlıktan uzaklaştı diye eleştiren Saadet Parti’siyle ittifak içindeler. 12 Eylül’de hem ülkücüleri ve hem de solcuları işkenceden geçiren adam için, babam şerefli Türk subayı onunla gurur duyuyorum diyen adayı hem biz daha çok ülkücüyüz diyen İP’lilerle, devrimcilik oyunu oynayan HDP’li solcular kapı kapı dolaşarak destekleyeceklerini açıkladılar. Belki bazılarımız bunu yadırgamış olabilirler. 2013 yılından bu yana AK Parti’ye karşı muhalefet ediyoruz gerekçesiyle Türkiye’nin ana sorunlarına ABD ve AB’nin politikalarına içerden destek veriyorlar. Bunun içinde sürekli olarak AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı yaparak bu politikalarını gizlemeye çalışmalarının ana nedeni bu aslında!
Yalnız hesap edemedikleri nokta batılı dostlarının bazen açıkca ülkedeki iç politik konulardaki yaklaşımlarını söyleyivermeleri. Bakın elin adamı ne diyor. “ Zor oldu ama CHP/HDP/İYİ PARTİ’den oluşan muhalefeti birleştirdik, bu bizim 16 yılda Türkiye’de elde ettiğimiz en büyük başarıdır”. Kimmiş bu adam; Alman Konrad Adenuer Vakfı başkanı Prof.Dr. Nobert Lammert, bu demeci okuyunca Trump’ın Suudi Prensi için söylediği söz aklıma geldi; “Seni desteklemesem 2 ayda çökersin” demişti. Ayrıca 9 seçim kaybeden ana muhalefet liderinin hala partinin tek patronu olmasıyla bu söz arasında bir ilişki var mı diye şeytan aklımı karıştırıyor. Allah versin bizdeki partilerin genel merkezleri Ankara’da ama, görünmeyen esas merkezlerinin Kandil, bazılarının Pensilvanya, bazılarının da Brüksel ve Washington’da olduğu apaçık ortaya çıkıverdi.Bunu nerden çıkardın demeyin kendi insanları söylüyor.Ne demişler; 15 Temmuz’da her şey değişecek, biz sırtımızı YPG’ye,PYJ’ye dayadık, PKK sizi bir kaşık suda boğar ve en önemlisi CHP dışarıdan yönetiliyor diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’dı. Çarşınıza Pazar versin, Kalın Sağlıcakla.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2020
29.01.2020
22.01.2020
14.01.2020
13.11.2019
21.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
8.08.2019