Mehmet Ocaktan
24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala gerek iktidar bloğunda yer alan partiler, gerekse muhalefet partileri daha fazla oy alabilmek için sayısız vaatlerde bulunuyorlar. Kimisini abartılı buluyor ve gülüp geçiyoruz, kimisini de fazla ciddiye alıyor ama yine de bir yere not ediyoruz.
Mesela iktidar partisi seçimlerden sonra faizi ve enflasyonu düşüreceğini vaat ediyor ama bir taraftan da doları dizginleyebilmek için faiz arttırıyor, bu arada enflasyon da artmaya devam ediyor. Doğal olarak bu tür vaatler çok da kafamıza yatmıyor. Muhalefetin vaatlerinin de toplumsal hafızada yeterli derecede bir karşılığı olup olmadığı şüpheli. Çünkü gerçekten ne yapabileceklerini bilmiyoruz.
Ancak bütün abartılı söylemlere rağmen, doğası gereği seçimin bir vaatler yarışı olduğunu da biliyoruz. Bu yüzden partilerin söylemleri her ne kadar abartılı da olsa seçim atmosferinde tolare edilebileceği kanaatindeyiz.
***
Yeter ki seçimi bir kutuplaşma ortamına çevirmeden demokratik teamüller içinde gerçekleştirebilelim. Ancak ne yazık ki bütün bunlar birer temenniden öteye geçmiyor. Zira sürdürülen kampanya vaat yarışıyla sınırlı değil. Özellikle iktidar bloğu seçimi adeta bir ‘vatanseverlik’ ve din ekseninde yürütüyor. Doğal olarak muhalefet de aynı yarışa katıldığı için kutuplaşma daha da derinleşiyor.
Hemen hatırlatmakta yarar var, 24 Haziran’da ülkeyi hangi siyasi aklın yöneteceğini belirlemek üzere sandığa gidiyoruz, vatanseverlik testi yapmak için değil. Dolayısıyla hiç zaman kaybetmeden, içine düştüğümüz bu abesle iştigalden vazgeçip yarına odaklanmalıyız. Unutmayalım, seçimi muhalefet kazanırsa memleket elden gitmeyecek, biz yine bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz ve gelen iktidardan ülkeyi daha iyi yönetmesini bekleyeceğiz. Eğer iyi yönetemezse özgür irademizle onu da değiştireceğiz. Demokrasi dediğimiz yönetim biçiminin özü de böyle bir şey zaten...
Ancak hemen belirtelim, 25 Haziran sabahı iktidara kim gelirse gelsin, Türkiye’nin gerçekten çözülmesi gereken çok önemli ve ertelenemez problemleri var. Bir kere her şeyden önce içine düştüğümüz kutuplaşma ve ‘ötekileştirme’den süratle kurtulmak zorundayız, bu kesin... Yani bütün toplum kesimlerini kucaklayan, toplumun yargıya güvenini yeniden temin edecek bir iktidar sesine ihtiyaç var.
Ve tabii ki daha da önemlisi ekonomi... Hiç alınganlığa gerek yok, Türkiye çok ciddi ekonomik problemlerle karşı karşıya. Evet AK parti iktidarı Türkiye’ye ekonomik alanda büyük değerler kazandırdı ve ülkenin marka değerini yükseltti. Dolayısıyla iktidarın iyi niyetini sorgulamak doğrusu haksızlık olur. Ancak şu anda işlerin iyi gitmediği de bir gerçek. Eminim şu anda ortaya çıkan tablodan iktidar da memnun değildir. Zira geldiğimiz noktada ‘kur’u bile neredeyse her gün faiz artışıyla durdurabiliyoruz. Bu durumu uzun vadede sürdürmek, ekonomik rasyonalite açısından mümkün değildir.
Göstergelerin bize söylediği gerçek şudur; ekonomide yaşadığımız sarsılmanın nedeni maalesef siyasidir, dolayısıyla çözümü de siyaset üretecektir. Kısacası 25 Haziran sabahı iktidara kim gelirse gelsin, hiçbir şekilde zafer sarhoşluğuna kapılmadan, tam aksine bütün siyasi partilerle bir uzlaşma sağlayarak ekonomiyi ayağa kaldırmak için birlikte karar vermek ve birlikte hareket etmek durumundadır.
***
Şu saatten sonra hiçbir iktidarın “24 Haziran sonrasında her şey güllük gülistanlık olacak” rüyasına kapılmak gibi bir lüksü olamaz. Zira 24 Haziran’da seçmen kime oy verirse versin, 25 Haziran sabahından itibaren sahneden çekilip sessizliğe gömülmeyecek, acilen sorunlarının çözülmesini bekleyecektir.
Dolayısıyla gelecek olan yeni iktidarın ‘her şey iyi olacak’ gibi süslü cümlelerle kitleleri memnun etmesi mümkün değildir.
Bu yüzden belki de bütün iktidar adayları şimdiden, dolara kafa atma edebiyatının ötesinde ekonomiyi kimlerle yöneteceklerini, daha da önemlisi evrensel ekonomik kriterlere sadık kalarak nasıl bir model uygulayacaklarını topluma açıkça deklare etmelidir. Aksi takdirde yarınımız bugünden daha iyi olmayacaktır...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025