Mehmet TIRAŞ
1 Kasım seçim sonuçlarından sonra ikinci yazımı yazmak için gündeme dair yazıya konu edeceğim haber veya olayların peşindeyim, elimde kağıt kalem gazeteleri tarıyorum..
Gerçi haber bulmak yazar çizerler açısından bu ülkede sorun yok gibi, yeter ki tetikçilik yapmasın ve görevini yapsın.
Ülkenin bir tarafı Güney Doğusu kan revan içinde kısmi bir savaş var diğer bölgelerde yaşayanlar bu tehlikeyi yaşamayacakmış gibi uzaktan seyrediyorlar.
Ülkenin tam gündemine birinci derece de oturmasa da Güney doğu da Silvan ilçesinde bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanıyor insanlar ölüyor, devletin güvenlik güçleriyle PKK’nın sıcak çatışması devam ederken, bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemde tutmaya ve tartışmaya açtığı başkanlık yolunda ilerlerken, birde Suriye politikası dal budak olmuş durumunda.
Ama gündeme pek girmeyen iki insanlık vahşetini havuz medyası görmediği gibi muhalif medya da görmüyor istisnaları ayrı tutarsak.
Birisi doksanlı yılların faili meçhul cinayetlerin işlendiği beyaz Toroslarla ölümün kol gezdiği 21 kişiyi hayattan koparan albay Cemal Temizöz davası, tüm sanıkların mahkeme tarafından berat ettirilmesi ile sonuçlandı.
Bir diğer konu da medya da bir tek Taraf gazetesinin 9 Kasım da 2015 tarihli sayısında manşetiyle görmesiydi: ”Katliamın Üstüne Para Verdiler” haberiydi..
Karamanın Ermenek ilçesinde 2014 yılında maden faciasında 18 işçinin katili olan şirkete hükümet ceza vereceğine, adeta ödüllendirmişti madeni işleten şirkete devlet 43 milyon TL yardım yapılmasını Taraf gazetesi manşetine taşımıştı.
Yazıya başlık ettiğim konu da,Ermenek’te maden cinayetinde ölen 18 işçiden biri olan Tezcan Gökçe’nin annesinin yürekleri dağlayan sözünün hikayesi;Maden ocağını su basmış ve 18 işçi Ocaktan kurtarılmak için beklerken haberi alan anne bu sözü söylemişti “oğlum yüzme de bilmezdi” sözü hafızalara kazınmıştı.
Ermenek ve Soma’da toplu maden cinayetleri başta olmak üzere, gözlerini kar hırsı bürümüş sözde iş adamı geçinen ‘katiller’ hak ettikleri cezaları almadıkları gibi, bir de devletten ödüllendirilircesine yardım edilmesi akıllara durgunluk veriyor.
Toplu katliamlardan sorumlu olan iktidardan hesap sorması gereken yoksul ve dar gelirli bir halk ve gerçek özgülüğün sahibi olan acılı insanlar;suçlulara göz yuman,yardım yapan iktidarı cezalandıracağı yerde daha da güçlendirerek;1 Kasım seçimlerinde katillere destek veren AKP’ye, oyları ile güçlendirerek iktidar ömrünü uzatmışlardır.
Ne acı ki;20 milyon çalışanın yarısı asgari ücretle çalışıyor olması ve 11 milyon emeklinin de ortalama alım gücünün bin lira olduğu; AKP’nin 13 yıllık iktidarında 17 bin işçinin iş kazası adı altında katledildiği;17 milyon kitlenin yoksulluğu yaşadığı bir ülkede;1 Kasım erken genel seçimlerinde çalışanlar ve emekliler AKP’yi tercih etti. Toplam 48 milyon yoksul,emekli ve dar gelirli insanların 23 milyonu AKP’ye oy veriyorsa, daha bizim kat edeceğimiz çok yol var demektir.
Bunu neye yormak gerek?
İşçi sınıfı varda evrensel anlamda bir kültürü mü yok, diye teselli olacağız..
Çalışanların örgütlü olmadığı veya duyarlılık göstermediğini, bu yaşananların doğal olduğunu mu söyleyeceğiz.
Yoksa Mark’sın ortaya attığı,Ekim ayında aramızdan ayrılan ünlü gazeteci duayen yazar Çetin Altan’ın çok sık kullandığı ”tarihte ne olmuşsa olması gerektiği için olmuştur” sözüne mi sığınacağız.
Bu olaylar, yaşanılanlar ve katliamlar çok yönlü tarihsel olarak sosyolojik analizlere mi ihtiyaç var!.
1 Kasım seçimlerinin arifesinde Ankara’da HAK-İŞ konfederasyonun genel kurulunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a genel kurulda işçi cinayetleriyle ilgili sitem etme şöyle dursun, soru bile sorulmuyorsa,Türkiye’ye özgü lümpen proletaryasının da böyle bir sınıf örgütü olur,diye yaşananları kabullenecek miyiz?
Soma’da 301 işçinin katledildiği günlerde olayı yerinde görmek için Somaya gelen Erdoğan’ı protesto eden ölenin yakınını bir gıda marketine kapattırarak tokatlayıp, Başbakanı yuhalarsan tokadı da yersin deyip;bir başka ölenin yakınını da danışmanına tekmelettiren, iş cinayetlerini bu işin fıtratında var diye ölümleri makul gören;hesap vermesi gereken kişiden hesap sorması gereken işçi sınıfının örgütü olan HAK-iş kurultayına onur konuğu olarak davet ediliyor; ayakta alkışlayarak karşılıyorsa, daha çok ölümler olacak daha çok ağıtlar yakılıp cenaze törenleri düzenlenecek demektir.
Bir toplumun gelişmişliği ve sosyalliği yeryüzüyle çelişir durumdaysa ki,öyledir.
Uyuyan dev diye tanımlanan işçi sınıfı ve onun müttefikleri olan sivil itaatsizliği savunan demokrasi güçleri ve çağdaş burjuvaziyle evrensel değerlerde mutabakata varılmadığı sürece; daha çok ölümleri,göz ve kan yaşlarını normal görmeye devam edeceğiz,gibi geliyor bana.
Not:15 Kasım Pazar günü saat 15 -16 arasında 34. düzenlenen TÜYAP kitap fuarında “Sokak kitapları standında” kitaplarımı imzalayacağım.MT.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025