Mehmet Y. Yılmaz
Antik tanrılar şakaya gelmezler. Bunu bu yaşınıza kadar öğrenmemiş olmanız zaten mümkün değil ama ben yine de uyarayım.
İşi gücü kötülük yapmak olanlar olduğu gibi ana faaliyet dalı insanların başına çorap örmek olmasa da tersleri fena olan birçok tanrı vardır.
Bu benim yaptığım işin bir benzerini günümüzden 2800 yıl önce yapan, toprağı bol olsun Hesiodos nam bir yazar vardı.
Theogonia isimli kitabında karman çorman olan tanrılar ailesini bir düzene sokmaya çalışmıştı.
Kim kimin nesidir, kim kimden doğdu, kim kime kızdı, ona kötülük edeyim derken kimin canını yaktı gibi temel sorulara yanıt veren kitabı Türkçe de yayımlandı, meraklısına öneririm ki bugünün dedikodu siteleri yanında halt etmiş!
Hesiodos, günümüzün çok tanınan antik tanrılarından biri olan Eros’u şöyle tanımlamıştı:
“Canlıların elini, ayağını çözen; insanların da tanrıların da yüreklerini, akıl ve iradelerini ellerinden alan en güzel tanrı.”
Kıvanç Tatlıtuğ’u bile çatlatma kapasitesine sahip olduğu bir gerçek.
İnsanoğlu kıskanç bir yaratık bunu biliyoruz. Sanırım bu nedenle ilk başlarda yakışıklı bir delikanlı olarak tasvir edilen Eros, giderek kanatlı bir çocuğa dönüşmüş, elinde yayı, sırtında sadağı ile!
Eros’un tanrıyla insan arası bir varlık olduğunu iddia eden ise bizim meşhur Platon.
Ona göre, Poros (Çare) Afrodit’in dünyaya gelişi nedeniyle tanrıların verdiği bir şölen sırasında kafayı bulunca Penia (Yoksulluk) ile yatmış, bu ilişkinin sonucunda da nur topu gibi Eros doğmuş.
Platon, anası yoksulluk olduğu için de Eros’un (Aşk, arzu) hiç doymak bilmediğini söyler ki ben bu konuda Hesiodosçu’yum.
***
Antakya’da demir – çelik ticareti ile uğraşan Necmi Asfuroğlu, depolama ihtiyacını karşılamak için yer ararken, çok ortaklı bir arsa buldu. Günümüzden yaklaşık 40 yıl kadar önce.
Gel zaman git zaman, diğer ortakların da hisselerini devralarak arsanın tümünü bir depo alanına dönüştürdü. Sonra günün birinde bu koca araziye bir otel yapmaya karar verdi.
5 katlı, toprağın altına da SPA ve otopark için iki kat inen bir bina.
Zemin seviyesinin altına inmek, inşaat izinleri için arkeolojik sondaj yapılmasını gerektiriyordu.
Bunun için arsanın değişik yerlerine sondaj kuyuları açıldı ve sürpriz: Beyaz mermerden oyulmuş bir Eros heykeli, 1900 yıllık derin bir uykunun ardından ilk kez karşılaştığı güneş ışıklarından kamaşan gözlerini kırpıyor!

Sözünü ettiğim Eros heykeli
Eros, o gün, çamurların arasından kendisini göstermiş ve oklarını fırlatmamış olsaydı, bugün Antakya’da, Türkiye’nin her yerinde rastlayabileceğimiz türden beton bir otel yükseliyor olacaktı. Onun yerinde şimdi The Museum Hotel Antakya var.
Otelin içindeki müze
Antik tanrılar sürprizi sever, bunu da biliyoruz.
Eros heykelini takip eden öyle sürprizler oldu ki Antakya, dillere destan arkeoloji müzesinin ardından bir ikinci müzeye daha sahip oldu.
***
Bunu nasıl yorumlarsınız bilmiyorum ama Türkiye’nin en zengin mutfaklarına sahip iki kentin aynı zamanda dünyanın en önemli mozaik müzelerine de ev sahipliği yapıyor olmaları antik tanrıların bir oyunu mu acaba?
Antakya ve Gaziantep’ten söz ediyorum.
Yemeğe genel olarak hepimiz meraklıyız. Bunun üzerine bir de arkeoloji, tarih, mitoloji merakınızı koyabiliyorsanız bu iki kente yapacağınız yolculuk, anılarınızda uzun süre kalacak bir damak tadı ve görsel şölen olacak.
Antakya’daki Arkeoloji Müzesi ve Gaziantep’teki Zeugma Müzesi’ni görmeden, bu ülkenin sahip olduğu zenginliğin boyutlarını kavrayabilmemiz kolay olmaz.
Bu muazzam hazineyi görmek için gelecek yerli ya da yabancı turistlerin otelden başka şeyler de talep edeceğini her iki kentin yöneticileri biliyor olmalı.
İdeolojik körlük ve bağnazlıktan sıyrılmak yeter bunun için.
***
Antakya’da otel inşaatı sırasında bulunan Eros heykelinin fırlattığı oklar, bununla kalmamış tabii.
Sayesinde dünyanın her yerinde benzerine rastlayabileceğiniz 400 odalı beton bir otelin yerini, 5 ayrı kültür katmanında, 13 ayrı medeniyete ait tarihi eseri içinde barındıran ve bu yüzden 200 odaya inmek zorunda kalmış bir müze otel var şimdi.
The Museum Hotel Antakya’nın inşaatı sırasında 1050 metrekare büyüklüğünde dünyanın en büyük tek parça mozaiği ile birlikte 30 bine yakın arkeolojik parça gün yüzüne çıkmış bulunuyor.
Bu binayı, inşaatı sırasında dünyanın bilinen en eski kilisesi olan Aziz Petrus’un bulunduğu tepeden çevreyi seyrederken görmüş ve doğrusunu isterseniz bir şeye de benzetememiştim.
Şimdi inşaat bitti, otel açıldı, zeminde yapılan arkeolojik kazı, muazzam bir tarih hazinesini günışığına çıkardı.
Merak ettiğim şey, bu otelin bu tarihi alana zarar verip vermediğiydi.
Mimar Emre Arolat şöyle bir çözüm bulmuş: Oteli taşıyan dev çelik ayaklar, dere yatağı üzerine oturtulmuş. Böylece antik kalıntıların zarar görmesinin önüne geçilmiş.
Şunu söyleyebilirim: Günümüzden 2 bin yıl sonra, burada bir arkeolojik kazı daha yapılırsa orada 6. kültür katmanı olarak bu çelik binanın kalıntıları bulunacak, buna kuşku yok.
***
Antakyalı Eros’un oyunu burada da bitmiyor.
Otelin ayaklarının konulacağı yerler ile ilgili sondaj çalışmaları yapılırken bir mozaik zemine daha rastlanınca bir tünel kazılarak, mozaiğin nereye kadar uzandığını tespit etmek gerekmiş.
Metro tünelinden değil, arkeolojik tünelden söz ediyorum.
Güçlendirme yapılmadan, bir insanın sürünerek girebileceği genişlikte bir tünel bu. El ile kazılacak ve bir yandan da toprağın çökmemesi için dua edilecek.
1050 metrekarelik mozaik restore edilirken
Bir kuyucu (iznini alamadığım için adını veremiyorum) bu işe talip olmuş.
Meğerse o kuyudaki sondajı yöneten arkeoloğa aşık olmuş, onun dikkatini çekmeye çalışırmış.
Hesiodos ne demişti: Eros oklarını bir kere fırlattı mı, insanların akılları başlarından gidebiliyor.
Ben hep demişimdir zaten, bir erkek hayatta ne yapıyorsa bunu hep bir kadının gözüne girmek için yapar.
Onu tavlamak, kandırmak, kendine bağlamak, sevgisini kazanmak için!
“Bunu da nereden çıkardın” diyorsanız yanıtım hazır: Kendimden çıkardım!
Bir oğlan çocuk çok mu ders çalışıyor? Sebebi sınıftaki bir kızın gözüne girmektir. Çok mu yaramazlık yapıyor? Neden yine aynıdır. Saçını vıcık vıcık jölelere mi buluyor? Başka ne sebebi olabilir ki?
Acayip, yırtık pırtık şeyler mi giyiyor? Onun da nedeni aynıdır.
Aldığı otomobil, koluna taktığı saate saydığı para, giysilerine gösterdiği özen, hep bu amaç içindir.
Ve mutlu son: O korkusuz aşık sayesinde bugün merkezinde bir Pegasus görüntüsünün yer aldığı, üç boyutlu bir mozaiğe bakarak çayınızı ya da içkinizi yudumlayabilirsiniz.
Pegasus mozaiği
Mozaik, günümüzden 1700 yıl öncesine ait bir Roma evinin ziyafet salonunun zeminini oluşturuyor.
“Ya kuyucu ile arkeoloğun aşk hikayesi” diye soracak olursanız, bir çift nikah yüzüğü ve bir bebekle mutlu – mesut devam ediyor.
***
The Museum Hotel Antakya’nın zemininde yürütülen arkeolojik kazıda ortaya çıkan mozaikler, Roma hamamı, umumi tuvalet, Roma yolu ile Osmanlı’nın ilk dönemlerinden bir tahıl ve zeytinyağı deposu bir açık hava müzesi olarak yerinde duruyor.
Roma dönemi hamam
Otelin içinde gezerken, bu arkeolojik siteyi de gezmiş oluyorsunuz.
Taşınabilir eserler ise otelin sahibi Asfuroğlu ailesi tarafından yaptırılıp, Kültür Bakanlığı’na devredilen ve otelin içinde yer alan bir müzede sergileniyor.
Her marifet, iltifata tabi olmalı, buna inanırım:
İlk sondajda tarihi esere rastlanınca, üzerini toprakla örtüp başını ters tarafa çevirmediği için Asfuroğlu’na en azından kendi adıma teşekkür etmek isterim.
Necmi Asfuroğlu ve kızı Sabiha Asfuroğlu Abbasoğlu
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025