Melih ALTINOK
ABD Elçiliği’ne yapılan intihar saldırısını duyar duymaz, güzergâhımın üzerindeki binanın önünden ne çok geçtiğimi düşündüm.
İrkildim. Hayatın ne kadar tekinsiz olduğunu bir kez daha anladım.
Patlamanın olduğu yerde çalışan arkadaşlarım vardı, sık sık uğradığım evler, lokantalar... Kalabalık bir caddeydi. Elçiliğin önünde günün her saati vize kuyruğunda insanlar olurdu.
Derken ayrıntılar netleşti.
Kendini havaya uçuran 40 yaşındaki adam Korsakoff hastasıydı. Kameraların bulup çıkarttığı ve her hâli perişan zavallı babası adeta bitmişti.
Saldırıda hayatını kaybeden elçilik görevlisinin dört ay sonra emekli olacağını söylüyordu acılı eşi, annesi.
Patlamadan şans eseri ağır yaralı olarak kurtulan muhabir arkadaşımız Didem Tuncay hâlâ hastanede yatıyor.
Bir yoksul kendiyle birlikte bir başka yoksulu öldürmüş, bir genç kızı yaralamış, onlarca insanı üzüntüye boğmuş...
Bu arada elçilik binasının duvarının hasar gördüğünü de eklemeden geçmeyelim.
Ya işte, görüyor musunuz sevgili dostlar, ABD emperyalizmi ne de büyük bir yara almış hafta sonu Ankara’da!
Yumuşama, sertleşme
“Devrimciler” bir eylem koymuş ve ben neler yazıyorum değil mi yoldaşlar? Bireysel kaygılar, üzüntüler, varoluş sıkıntısı... Düpedüz küçük burjuva zaaflarımın yansıması bunlar...
Eskiden öyle miydi ya?
Mesela 12 yıl önce de DHKP-C bir intihar saldırısı düzenlemişti Gümüşsuyu’nda. Eylemciyle birlikte bir polis memuru hayatını kaybetmişti. Çevredeki pek çok sivil de yaralanmıştı.
Tarih dün gibi aklımda 10 Eylül 2001.
Çünkü malumunuz bir gün sonra, 11 Eylül’de ABD’deki ikiz kulelere intihar eylemi düzenlenecekti.
Ve bizler, ki kimi “eski dostlar” şu an içeride , Parti-Cephe’nin bu sansasyonel eyleminin tabiri caizse “güme” gitmesine çok üzülecektik o bir gün sonra.
İşte o kadar devrimciydik ki, insanların kendilerini ve başkalarını öldürmesine değil, bir cinayetin başka cinayetlerin gölgesinde kalmasıydı bizi üzen.
Peki, ne oldu da “devrimci eylemlerde” öldürülen sivillere “ama” demeden üzülecek kadar “yumuşadım?”
Yaş alıyorum ondan mı acaba diyeceğim; sanmıyorum.
Zira henüz yolun yarısına bile gelmedim. Ayrıca yaşı benden epeyce büyük meslektaşlarımın köşelerine bakın, hepsi birer Che maşallah.
Tıpkı kaynım...
Oral Çalışlar, son intihar saldırısının solun şiddetle ilişkisini sorgulaması için bir vesile olabileceğinden umutlu.
Benim ise ümidim neredeyse yok.
Çünkü bu ülkede şiddetle aranıza koyduğunuz mesafede, “ezilen halkın milliyetçiliği”, “sınıf kini” gibi sık duraklar yoksa ya “yılgınsınızdır” ya “dönek”. Yani “dışarıdasınızdır”.
Hatta masum sivillerin bu tarz eylemlerde “taraf olmamalarının kefaretini” canlarıyla ödemesi karşısında “helal hoş olsun” diyemiyorsanız, “halk düşmanı” bile ilan edilebilirsiniz.
İslamofobileri, pozitivizm aşkları ve seslerini çıkartacakları mecra bulmaları nedeniyle olsa gerek garip şekilde “içeride” sayılanlar ise bu hesaplaşmanın önündeki belki de en ciddi engel.
Ankara’daki intihar saldırısını duyunca “buldum duldum” diye köşesinden ortalığa atılıp “Tıpkı Deniz, o da elçiliğin tam da burasına zamanında kurşun sıkmıştı” yazan gecelerin romantiği gibi...
Ya da;
Her zamanki itidalli hâliyle “ölmeyeydiler iyiydi” deyip “Ama ABD emperyalizmi” diye ekleyerek aslında neyin “umurunda” olduğunu gösteren ağabey...
Korsakoff’lu intihar eylemcisinin hastalığını manşete taşıdı diye Radikal’e çakarken gösterdikleri hassasiyeti, o adamı elinden tutup hakikaten cinayet mahalline taşıyanlardan zinhar esirgeyenler...
Bu binyılda, diyalog ve siyaset kanallarının bu denli açık olduğu, hükümetin açık açık PKK ile silah bırakma için müzakere yürüttüğü bir ülkede usul usul, silaha, şiddete en romantik, en çok satan hâlleriyle gerekçe üretenler...
“Ama” demeden, “Deniz’i” hatırlatmadan, “emperyalizme” sövmeden “öldürme!” diyemeyenler...
Evet, en önemli engel sizlersiniz.
Ölenler, öldürense, o azmettirici yazıları yazdığınız steril plazalardan, korunaklı sitelerinizden çok çok uzaktaki Mustafalar, Ecevitler, yoksullar, nüfussuzlar işte...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019