Mümtazer TÜRKÖNE
Hikâye bu ya, Çingene günün birinde padişah olmuş. Sarayın bahçesinde bir koca ağaçlara bir de karşısına çıkan eşeğe bakmış, bakmış, dayanamamış: "Şu ağaçlardan çok iyi kasnak, şu eşeğin kuyruğundan da pek güzel elek olur." demiş.Ağaçta kasnağı, kuyrukta eleği görmek bir uzmanlık becerisi. Her fırsattan ve zeminden "paralel" muhabbeti çıkarma becerisi gibi. Erdoğan'ın yakın çevresini oluşturan müteahhitlerin yolu, belediye başkanları ile birlikte Londra'ya düşmüş. Hyde Park'a bakmışlar, bakmışlar; sonra kendi aralarında "buraya kaç AVM ve kaç konut sığar" diye uzun bir tartışmaya girmişler. Tabii bu bir hikâye değil, gerçekten olmuş. Ağaca bakıp kasnağı görenler, Hyde Park'a AVM hayal edenler gibi siyaset dünyasındaki her tartışmaya, her ihtilafa "en iyi pozisyon neresi?" gözlüğüyle bakan ve tutumunu belirlerken elinde cetvel gücün bulunduğu merkezlere olan mesafeyi santim santim ölçen entelektüellerin mevcut olması da gayet doğal değil mi?
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 20 yıldır farklı meşreplerde ve fikirlerde aydınları bir araya getiren platformlar oluşturdu. Bu platformlara yolu düşmeyen aklı başında, eli kalem tutan kimse neredeyse kalmadı. Tarih yazılırken yiğidin hakkı verilmeli. Türkiye bu platformlara çok şey borçlu. Farklı olanı tanımak ve anlamak, -bugün ne kadarı mevcutsa- diyalog ve hoşgörü adına vazgeçilmez bir ön şarttı. GYV, sessiz-sedasız bu görevi sabırla yerine getirdi. Eğer bugün her şeye rağmen farklı yerlerde durduğumuz insanlarla empati kurabiliyor ve farklı pencerelerden bakabiliyorsak bu sabırlı çabaların payını kimse inkâr edemez. Eksiğiyle-fazlasıyla Alevî açılımları bu gelenek üzerinde yürüdü, yanlışıyla-doğrusuyla Kürt sorununun çözümünde bu platformların katkısı oldu. Akil adamlar fikri bile bu platformlardan ilham aldı. En önemlisi aydınlar birbirlerini bu platformlarda tanıdılar ve anladılar. Her birinin birikimi ve perspektifi bu toplantılarda zenginleşti. Siyaset olmayınca sivil toplumun ne kadar kolay bir uzlaşma ortamı oluşturabildiği tezi bu toplantılarda hayat buldu.
Etyen, bu toplantılardan birinden on ay sonra Hizmet'i alenen "darbecilikle suçlayan" dedikodular uydururken, -bendeniz dahil- şahitler gösterdi. Gösterdiği şahitler -hiçbiri Hizmet Camiası'nın mensubu değil- hep bir ağızdan onu yalanladılar. "Herkes ekmek yediği kurumu kollamak ister" diye, aşağılamaya kalkarken yakayı ele verdi. "Taraf olanlar nesnel olamazmış"; sadece Etyen gibi sağlam pozisyonda dururken, daha sağlam pozisyon arayanlar, yani kendisinden taraf olanlar tarafsız hükümler verebilirmiş. "İktidar yolsuzluk yaptı mı?" Mahçupyan "yaptı" deyince, hakikat gün yüzüne çıkıyor. ‘Hizmet nerede hata yaptı?' sorusuna aynı şekilde "Kendisini masum olarak sunduğu için" cevabını verince suçlu ortaya çıkmış oluyor. Tahterevallinin tam denge noktasına yerleşmiş oluyorsunuz. Pozisyon o kadar muhkem ki: İktidara "yolsuzluk yaptı" demenin gücüyle Hizmet'i en kestirme yoldan mahkum etme gücüne sahip oluyor. Delil mi lâzım? Etyen'in bütün yazılarında görünen keramet türünden bir kaziye-i muhkeme. Cümle aynen şöyle: "İnsanlar olanları görüyor ve biliyor."
Cumhurbaşkanı evvelki gün esnaflara hitap ederken MGK kararlarıyla ilgili Afrika'da söylediklerine köşemdeki itirazıma, "yaptığım uyarılar Paralel Yapı'nın müttefiklerini rahatsız etti" diye karşılık verdi. Bir "müttefik" olarak sadece haksızlığı ve yalanı değil, dengeleri takip edip pozisyon arayanları, kısaca her hal ve şartta ağaçlara "ne güzel kasnak olur" diye ince bir zekâ ile bakanları teşhir etmekle mükellefim.
Havuz Medyası'ndan tasfiye edilen gazetecilerin her birinin, geçmişleri ve kişilikleriyle özdeşleşmiş siyasî davaları vardı. İktidar siyasetini savunmak, dava adamları için zordur, tüketicidir; hesabını kendi vicdanlarına verirler. Kavga iktidar ile sivil toplum arasında sürerken, iktidar pozisyonu alıp, içinde çok muhabbetler yaptığı sivil platformu uydurma dedikodularla jurnalleyen Etyen'in ağzından çıkan "ahlak" lafı ise sadece "kasnak" diye anlaşılır.
Etyen'in bu cesur dedikodularından sonra yeni pozisyonu sizce ne olur?
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025