Murat AKSOY
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Can Dündar ve Erdem Gül’ün “gazetecilik” faaliyetini “özel istek” üzerine “casusluk”a sokularak müebbet istendiği davanın ilk duruşmasın katılan konsoloslara şöyle seslendi: “Siz kimsiniz ya!”
Katıldığı toplantıda şunları söyledi: “Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul’daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir adabı var. Burası senin ülken değil burası Türkiye. Sen konsolosluk binası ve konsolosluk sınırları içinde hareket edebilirsin. Diğerleri izne tabidir…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması dahi bitmeden sosyal medyaya, eleştirdiği konsoloslar tarafından geçmişte hukuken haksızlığa uğradığı dönemde ziyaret edildiği haberleri düştü.
1997’de okuduğu şiir nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılanıp, 1998’de 10 ay ceza aldığı dönemde, dönemin ABD Başkonsolosu Carolyn Huggins tarafından ziyaret edilmiş ve mağdur edildiği için sahiplenilmişti.
“HERKES BANA KARŞI” MESAJI
Hepimiz biliyoruz ki, mesele, tek başına konsolosların davayı takip etme duyarlılıkları göstermesi değil.
Erdoğan bu duyarlılığının arkasında, bu dava üzerinden bir kez daha mağduriyet üretme ve tabanını konsolide etme çabası var.
Nitekim Erdoğan konuşmasında devamla: “Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle, darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz.” demektedir.
Batı’yı seçilmişlerle-darbeciler arasında darbecilerden yana olmakla itham etmektedir. Yani davayı darbe, davada yargılananları darbecilikle itham etmektedir.
Oysa gerçeğin böyle olmadığını hepimiz gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendi kişisel deneyimlerinden gayet iyi bilmektedir.
Nitekim DGM’nin verdiği 10 aylık ceza sonrasında 29 Eylül 1998’de kendisini ziyaret eden ABD İstanbul Başkonsolusu ziyaret sonrasında; “Demokratik yöntemlerle seçilen siyasetçilere yaptıkları konuşmalar nedeniyle verilen cezalar, Türk demokrasisine olan güveni zayıflatır” açıklamasını yapmıştır.
Başkonsolosun bu açıklaması dönemin ABD Dışişleri sözcüsü James Foley tarafından sahiplenilmiş ve; “Biz görüşümüzü net biçimde açıkladık. Bu görüşümüzü size tekrar okumak istiyorum. Bunu yaparken Başkonsolos Huggins’in dediklerini tekrarlayacağım: ‘Demokratik yöntemlerle seçilen siyasetçilere yaptıkları konuşmalar nedeniyle verilen cezalar Türk demokrasisine olan güveni azaltır.’ Söylediği budur ve yönetim olarak biz bunun tamamen arkasındayız.” demiştir.
Bu açıdan konsolosların, özel olarak Can Dündar ve Erdem Gül’ün davalarının izlemelerinde art niyet aramak, iyi niyetli bir yaklaşım değildir.
LÜMPEN ULUSALCILIK VE HAMASET
Elbette Batı’yı, Batılıları eleştireceğimiz pek çok konu vardır. Bunun en açık örneği; Türkiye’de yaşanan temel hak ve özgürlükler konusunda gösterdikleri duyarlılıklardaki çifte standarttır. Dündar ve Gül için gösterilen duyarlılığın en basitinden başka gazeteciler içinde gösterilmesi gerekmektedir.
Erdoğan/AKP iktidar blokunun mağdur oldukları olay ve dönemlerde Batı’nın kendilerini desteklerden duymadıkları rahatsızlığı, Batı’nın aynı hassasiyeti somut olayda Dündar ve Gül için göstermesini “sen kimsin ya” diyerek eleştirmek kabul edelim ki ahlaki değildir.
Batı’nın son dönemde Erdoğan/AKP iktidar blokuna yönelttikleri eleştiriler, “iç işlerimize karışıyorlar”, “bana/bize darbe yapmak istiyorlar” söylemi ile itibarsızlaştırılmaya çalışıyor.
Batı’ya karşı yapılan bu meydan okuma siyaset değil hamasettir. Bu hamaseti, tabanına, “Batı’ya, emparyalizme direniş” olarak sunmak ucuz ama belli ki etkili bir siyasettir.
Bu hamasetin hedefi, lümpen bir ulusalcılıkla var olan iktidarını konsolide etmektir.
MURAT AKSOY / HABERDAR
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018