Murat BELGE
Tayyip Erdoğan iki turlu başkanlık seçiminin ikinci turuna kalmadan seçilirken (Türkiye’nin halk oyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak) bu makama verilmiş yetkilerin olabildiğince genişlemesini istiyordu. Ama süreç tersine başlamış oldu. Bu yetkilerin ne olduğu (yeni yapılmış bir Anayasa ile) belirlenmeden önce seçim oldu. Bu da tam “islim arkadan gelsin” bir durum yarattı. Cumhurbaşkanı yasada yeri olmayan yetkiler kullanmaya başladı. Bu tuhaf durum devam ediyor.
Erdoğan’ın “pragmatist” olduğunu söyleyen çok. Bu herhalde bir ölçüde doğru bir teşhis ve tespit. Önem verdiği- “göz koyduğu” da diyebiliriz herhalde- bazı bazı somut hedefler var; bunlardan hiç vazgeçmeden, oraya erişme yöntemlerinde esnek davranabiliyor. Şu şekilde, bu şekilde öyle de olur, böyle de ama “maksuda” kavuşmak koşuluyla.
Seçim Erdoğan’a istediği değişiklikleri yapması için gerekli çoğunluğu vermedi. Hiç çoğunluk vermiyordu ya, ite kaka, onu kendi lehine düzeltti. “Anayasa değişikliği” konusuysa -ertelendi- belirsiz bir tarihe.
Derken “darbe girişimi” oldu ve Erdoğan kendi açısından çok haklı olarak bunu “Allah’ın bir lütfu” olarak niteledi. Bundan önce olduğu rivayet edilen bir konuşma var: Erdoğan yapmak istediklerini anlatınca muhatabı, “Bunları yapmaya kalkışırsan iç savaş çıkar” demiş, Erdoğan da, “O zaman ezer geçeriz” demiş. Bu “rivayet” insanın kulağında doğru tınlaması yapıyor çünkü Tayyip Erdoğan tipolojisi, ancak “ezip geçtiği” zaman “ben iktidar olmuşum” diyecek, buna inanacak bir yapıda. Neyse “iç savaş” olmadı ama ona yaklaşan darbe girişimi oldu ve bu “Allah’ın lütfu” sayesinde Erdoğan “ezip geçme” fırsatını yakaladı. Darbe girişiminin yarattığı bu “armut piş ağzıma düş” durumundan ötürü dünya kamuoyunda birçok kişi ya da kuruluş girişimin sahiciliğine inanamadı; bir komplo olarak değerlendirenler oldu.
Girişimin ardından olan birçok şeyin arasında, ön sıralarda ve gün geçtikçe daha ön plana çıkacağı anlaşılan OHAL var. OHAL’in ikincisine geldik bile. Bu durum Tayyip Erdoğan’ın bir yoldan ele geçiremediği gücü ve iktidarı ona bir başka yoldan kazandırmış oldu. Yukarıda söylediğim gibi işin “yolu” çok önemli değil. O güce, iktidara, o yetkiye erişmek önemli. Bu da şimdi gerçekleşmiş durumda.
Bu OHAL Cumhurbaşkanı’na belki ondan da çok şu andaki çevresine, bir “her şey serbest” ilânatı gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı herhangi bir yasada yazılı olmayan yetkiler kullanıyor, demiştik. “Yazılı değil” denince, “Ben halkoyuyla seçildim” deyip çıkıyor. Bu, söylenen sözün ya da sorulan sorunun cevabı da değil ama zaten yaratılan yasadışı durumun özelliği bu. Bütün menteşeleri gevşemiş olan düzende geçerli ilke “Ben yaptım oldu.” Erdoğan da sürekli yapıyor ve oluyor.
Şu anda olmayacak şeyler oluyor. Birileri hangi suçlamayla hapiste belli değil. Ahmet Altan, Mehmet Altan darbe mi yapmışlar? Necmiye Alpay, Aslı Erdoğan siper mi kazmış? Bilmem ne bankasına para yatırmak ne zaman suç olmuş?
İşinden açığa aldırtıyorsun. “Açığa alınanı işe almak suçtur” diye tanım çıkarmak hangi yasanın verdiği hangi yetkiye dayanıyor? Adamın daha iddianamesini hazırlamadan nasıl oluyor da hüküm giymiş muamelesi çekmeye başlıyorsun? Onun bunun malına, parasında el koyma hakkını sana kim veriyor? Sorgusuz sualsiz pasaporta el koyma işlemi hangi hukukun ürünü?
Bütün bunları OHAL deyip açıklayacaklarına inanıyorlar. Oysa böyle OHAL gibi olağandışı olduğu kabul edilen durumlarda da, temel insan haklarına saygı gösterilmesi zorunludur. OHAL kimseye “yasak haydutluk” yapma izni vermez. “Önce asalım, sonra yargılarız” mantığını uygulayamazsınız. Fethullahçı benim de sempati duyduğum bir şey değil ama “Fethullahçı ise her şeyi yaparız” yaklaşımı ondan daha sakat.
Tayyip Erdoğan hayalini kurduğu iktidara OHAL ile kavuştu, diyoruz. Bu demektir ki o aracı elinden bırakmak istemeyecektir. “Daha olmadı” de, “İkinci’si yolda” diye söylenti yay, uzat babam uzat. Erdoğan kendisi söyledi muhtar arkadaşlarına, yolunu yaptı, “On iki ay da olur” dedi. Olur tabii niye olmasın? Muhtarlar da onayladı zaten.
Bir yandan da her geçen gün komşularımızla yeni bir sorun çıkıyor. Irak “Türk askeri çıksın” diyor, Biz bağırıp sesimizi On İki Ada’ya duyurmaya çalışıyoruz. Bakalım yarın öbür gün neler getirecek? “Şu, şu nedenlerle Iraklılar haklı olabilir” diyecek olsan, “Vay sen vatan millet çıkarına aykırı laf ediyorsun” diye, o aynı OHAL’le, kim bilir neler yaparlar. Cumhurbaşkanı ile aynı fikirde olmamak en büyük suç. “Fethullahçı dediğimiz adamlara yasadışı eziyet edemezsiniz,” deyince “Bak işte, nasıl belli Fethullahçı olduğu” diye şamata edenler, bu durumda “hıyanet-i vataniye”den aşağı laf etmezler. Bunlar zaten nesnel gerçeklikle de, mantıkla da, bağlantılarını çoktan koparmışlar; “baton”un sallanışına göre ciğerlerini şişirip bağırıyorlar.
Yani OHAL Tayyip Erdoğan’ı istediği, özlediği menzile taşıyacak araç. O menzil genel olarak bugün Fethullahçılık gibi görünse de yarın derdinin bununla sınırlı olmadığı anlaşılacak, hedef büyüyecek, yerinden kıpırdayacak, toplum Tayyip Erdoğan’ın aynası oluncaya kadar bu bitmeyecek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025