Murat Sevinç
Evet, utanmazlık üzerine. Utanmazlar üzerine. Utanmayacaklar üzerine. Sünepelik üzerine. Görmezden gelme üzerine. Korkaklık üzerine. Riyakârlık üzerine. Kalın kafalılık üzerine. Aptallık üzerine. Arsızlık üzerine. Sahtekârlık üzerine…
Muhalif görünüp tek bir risk göze almayan, rahatlarını kaçıracak tek bir sözcük sarf etmeyen, itibar dilencileri üzerine.
Bakıyorum medyaya, sosyal medyaya, iki gündür. Şehit düşmüş KHK’lı yurttaşın ardından, duygulu bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. Yazık oldu, diyorlar. Bazı haksızlıklar yapıldı tabii, diyorlar. Aslında soruşturulmayan, diyorlar. Aslında mahkûm olmamış, diyorlar. Vebal, diyorlar…
Tüm bunları, hiçbir kötülükte payı olmamışların rahatlığı ve özgüveniyle dile getiriyorlar. Elleri temiz. Vicdanları rahat. Ne yapabilirler ki… Ne yapabilirlerdi ki…
Zekeriya Altunok. 32 yaşında. 2017’de KHK ile meslekten atılmış bir polis memuru. Aylarca tutuklu yargılanmış. Yargıtay’ın bozma kararı ardından beraat etmiş. 30 bin lirası olmadığı için askere gitmiş. Üç gün önce Ağrı’da yaşamını yitirdi.
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun Zekeriya’nın.
Tabutu bayrağa sarıldı. Devlet töreni yapıldı.
Şehit olmadan önce ne yaşadı Zekeriya, biliyor musunuz? Sivil ölüme mahkûm edildi. Kimi haysiyetsizler, insanları ekmeksiz bırakmanın ve yaşamdan tümüyle soyutlamanın karşılığını bu rezil, bu alçak kavramla dile getirmişti. Ne icat ama! Nasıl da yakışıyor değil mi?
İşte Zekeriya da, sivil ölüye dönüşmüştür atıldıktan sonra. O cezaevindeyken ailesi neler yaşamıştır sizce? Bakkal, merhabayı kesmiştir. Komşuları aramaya korkmuştur. Meslektaşları görmezden gelmiş, yolda karşılaşanlar başını çevirmiştir. Çocuklar okula gidiyor mudur ki? Öyleyse, eyvah, kim bilir neler yaşadı ufaklıklar. Hiç kimse iş vermemiştir. Kapılar kapanmıştır. Yıllarca yarenlik ettikleri, telefonunu silmiştir rehberlerinden.
Neden peki? Bir bankaya para yatırdığı için mi? Çocuğunu bir okula gönderdiği için mi? Birilerinin torpiliyle işe girdiği için mi? Neden yaşamıştır bunları? Beraat ettiği gün sevinmiş midir sizce? Sivil ölüye dönmüş insanlar, bir günde dirilir mi sanıyorsunuz?
Nasıl da hiç umursamadınız değil mi, yüzbinlerce insanın yaşamını. İntihar edenleri. Boğulanları. Mesleklerinden başka her işi yapmak zorunda kalıp ev geçindirmeye çalışanları. Dışlanmışları. Vebalı muamelesi görenleri.
Umursamadınız değil mi? Hiç aldırmadınız. Aldırmaya dahi çekindiniz, korktunuz. Ömrünüzü ‘başınızı derde sokmamak’üzerine inşa etmiştiniz sahi. Canınız sıkılsın, işiniz bozulsun istemediniz. Aman Allah muhafaza, yanlış anlaşılabilirdiniz üstelik, ya sizi de terörist filan zennedelerse! Eyvahlar olsun. En iyisi görmezden gelmekti…
Ama bir KHK’lı şehit düşünce… Ah, bir şeyler mi söyleseniz ki! Tam da duygusal cümleler kurma ve bir vicdanınız olduğunu kanıtlama vakti. Yarın işler değişirse, referans göstereceğiniz bir twit, bir iki satır fena mı olur? Tam zamanı hakikaten. Hem belki sizi hakikaten ciddiye alacak birileri de çıkar, ne güzel.
Askere gitmeden önce görseydiniz Zekeriya’yı, yolunuzu değiştirecektiniz. Ama şimdi öyle mi ya… Hadi, iki cümle kurun hemen, şöyle tumturaklı olsun. Mesela deyin ki, “Aslında beraat edenler işlerine dönse, iyi olmaz mı?” Of of of of… Ne yaptınız yahu, bu nasıl bir cesaret, aman Allah’ım, mangal yüreklisiniz vallahi, pes!
Bizim gibiler, sizin gibi kalın kafalı sersemlere şu basit gerçeği dahi anlatamadı: X adlı şahıs, velev ki ‘vatan haini’ olsun; bu durum bir OHAL KHK’sı konusu olamaz. OHAL KHK’larının büyük çoğunluğu anayasaya, hukuka, evrensel ilkelere aykırı.
Yahu şuncacık temel bilgi bile girmedi kafalarınıza. Anlamıyorsunuz, hakikaten en basit düzeyde bazı ilkeleri dahi anlamıyorsunuz. Utanmadan, “Efendim hiç olmazsa bazı KHK’lılar…” diyebiliyorsunuz hâlâ. Nasıl insanlarsınız siz!
Sıkmayın canınızı sakın. Vicdan, hak, adalet sözcüklerinizi almayın ağızlarınıza. Ayıptır. Hele ki ‘sızı’. Ne işi varmış sızının sizinle. İnsanlar hak mücadelesi veriyor; sizin o süfli sızı gösterilerinize ihtiyacı yok hiç kimsenin.
Üç gün önce yolda görseniz selam vermeye korkacağınız bir insan, riyakârlığın mümbit toprağında şehit düştüğünde, genç yaşında, hiç olmazsa susmayı deneyin. Onun kanı üzerinden temize çekmeyin kendinizi. Temizlenemeyecek kadar kirli elleriniz ve sizin günahkârlığınızı affedecek bir din de yok, insanlık da.
Sustunuz. Sustunuz. Sustunuz. Şu ya da bu gerekçeyle, sustunuz. Bu kadarsınız çünkü. Muhalif siyasetçi. Muhalif akademi. Sesini duyurma şansı olan diğer muhalif kesimler. Muhalif…
Yazık size. Çok yazık size…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025