Neşe Düzel
“Suriye’de iç savaş yaşanıyor ve Kürtler bu savaşın dışındalar. Kürtler üçüncü bir yol tercih ettiler. Ne Esad rejimiyle çatışıyorlar ne de Suriye muhalefetine katılıyorlar. Kürtler, özerk bölgelerini kuruyorlar.”
“Esad’ın kimlik vermediği Kürtler, bizde, ‘kimliği bile olmayan Kürtler’ diye anlatılıyor. Bunlar kim sorulmuyor. Suriye’de ‘kimliği bile olmayan Kürtler’ dediklerimiz, kaçmak zorunda kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları.”
“Türkiye 2010’dan beri Sünni politikaya kaydı. Müslüman Kardeşler üzerinden politika yapmaya kalkıştık ve büyük hata yaptık. Türkiye’nin desteklediği Suriye Ulusal Konseyi- Suriye muhalefeti denen şey aslında Sünni Arap muhalefeti.”
***
NEDEN VEYSEL AYHAN
Suriye’de neler olup bittiğini kimse bütün netliğiyle anlayamıyor. Sadece sıradan insanlar değil, Dışişleri Bakanlığı’nın da olanları kavramakta zorlandığı görülüyor. Suriye’de olanlarla ilgili, özellikle de sınır bölgelerindeki Kürt bölgeleriyle ilgili hükümet sert ve tehditkâr açıklamalar yapıyor. Peki, Suriye Kürtleri kim? O Kürtlerin Türkiye’deki Kürtlerle ilişkileri neler? PKK ya da Barzani o bölgeleri yönetebilir mi? Niye her yanda PKK bayrakları var? Türkiye, Kürtleri engellemeye ya da onlara müdahale etmeye kalkarsa savaşın boyutları ne olur? Türkiye’nin Suriye politikaları doğru mu? Bu politikanın sonuçları neler? Bunları, Suriye’de ilk olaylar çıktığında Suriye’yle ilgili bir rapor yayımlayan ve bugünü on beş ay önceden gören Doç. Veysel Ayhan’a sorduk ve çok açıklayıcı ve çarpıcı cevaplar aldık. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi ve Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Veysel Ayhan, raporunda, Suriye’de rejimi devirmeye yönelik girişimlerin ülkede bir iç savaşa yol açacağını ve Kürt bölgelerinde özerk yapıların oluşacağını yazmıştı. Dediği oldu, artık bugün Suriye’de sadece Sünni Araplar değil, Kürtler, Aleviler ve Dürziler de kendi yönetimlerini kuruyorlar. Veysel Ayhan Suriye’yle ilgili şimdi “Suriye Lübnanlaşıyor. İç savaş derinleşecek. Çünkü taraflar birbirlerini askerî olarak yenemeyecek. Sonunda taraflar “savaşarak olmuyor. Yeni bir sistem kurmamız gerekir” noktasına gelecekler ve iç savaş o zaman bitecek” diyor. Tezini Suriye üzerine yapan ve Irak, Lübnan, Ortadoğu ve petrol üzerine kitapları yayımlanan Veysel Ayhan’ın son kitabı Arap Baharı ismiyle MKM Yayınları’ndan çıktı.
***
NEŞE DÜZEL: Suriye’de yeni bir Kürt devleti ya da Kürt özerk bölgesi kurulacakmış gibi görünüyor. Böyle bir gelişme, Türkiye’nin politikalarını nasıl etkileyecek?
VEYSEL AYHAN: Suriye’de bir Kürt devletinin kurulup kurulmayacağı net değil. Ama şu çok kesin. Bugün Suriye’de bir iç savaş yaşanıyor ve Kürtler şu anda bu savaşın dışındalar. Üçüncü bir yol tercih ettiler. Ne Esad rejimiyle askerî çatışmaya giriyorlar ne de Suriye Ulusal Konseyi’ne katılıyorlar. Kürtler üçüncü bir yol izliyorlar.
Kürtler bu üçüncü yolda ne yapıyorlar?
Kendi bölgelerinde kendi özerk yönetimlerini oluşturuyorlar. Kürtler Suriye’de mutlaka bir siyasi statü elde edecekler. Eğer bu statü verilmezse savaşacaklar. Bu statü, otonom bölge mi, demokratik özerk vilayetler mi, özerk kasabalar mı olacak şu anda bunu öngörmek mümkün değil. Savaşın gidişatına bağlı bu. Eğer Suriye Ulusal Konseyi ya da diğer adıyla “Suriye muhalefeti”, Esad sonrası dönemde iktidar olursa, Kürtlerle çatışma yaşanacak.
Neden?
Çünkü Suriye Ulasal Konseyi veya Suriye muhalefeti denen şey aslında Sünni Arap muhalefeti. Bu muhalefetin Türkiye’de kampları olduğu da artık biliniyor. Eğer bu muhalefet Kürtlerin statü taleplerini bastırmaya kalkarsa, Kürtler çatışırlar.
Suriye’de yeni bir Kürt devleti ya da Kürt özerk bölgesi kurulması, Türkiye’nin politikalarını nasıl etkileyecek peki?
Türkiye, Başbakan’ın yaptığı son açıklamalara bağlı kalırsa, bu bir askerî müdahale demektir. Çünkü Başbakan, herhangi bir siyasi statü elde etmeleri karşısında, Suriye’deki Kürtlere müdahale edileceğini ve gerekirse orada tampon bölge oluşturulacağını söyledi. Anlayacağınız, Kürtlerin siyasi statü taleplerine karşı Türkiye’nin politikası askerî müdahale! Ancak bu askerî müdahale çok ciddi bir çatışmaya yol açar. Üstelik bu çatışma sadece Suriye topraklarında da olmayabilir.
Kimler, nerede, nasıl savaşırlar bu durumda?
Kürtlerle Türk ordusu çatışır ve bu etnik temelli bir çatışmaya dönüşür. Yani halklar arasında bir savaşa gidilir. Kürt-Türk savaşına doğru gidebilir. Dolayısıyla bölgeyle ilgili daha sağlıklı politikalar oluşturmak gerekir.
Türkiye’nin politikası ne?
Türkiye, Suriye’de Beşşar Esad’a karşı hareketler ilk başladığında, Suriye halkının meşru taleplerini desteklemeye hazır olduğunu söylüyordu. Nitekim bugün Suriye’de, Suriye Ulusal Konseyi’nin yönetiminde olan bölgeler var. Biz bu yönetimlerin kaldırılmasını talep etmiyoruz ama Kürt bölgesindekilerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Kürt bölgesindeki otonom yönetim modellerine karşı çıkıyoruz ama Sünni Arap bölgesindeki yönetim modellerine karşı çıkmıyoruz. Sünni Araplar, “otonom bölgeler kurmasın” demiyoruz. Suriye’de Hıristiyan, Dürzi, Alevi halklar da var. Belki Alevi otonom bölgesi de oluşacak. Dürziler, Aleviler, “biz otonom bölge oluşturacağız” derlerse, Türkiye onlara da mı karşı çıkacak?
Türkiye’nin, Suriye Alevilerine yönelik politikası belli değil mi?
Belli olan tek şey, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklama. “Esad’ın bir B Planı varsa, biz o B Planı’nın uygulanmamasını var gücümüzle dayatacağız” dedi. Esad’ın B Planı, Alevi devleti veya Alevi otonom bölgesi oluşturmak. Bunu bilmeyen yok!
Kürtlere, otonom bölge oluşturmalarında Esad’ın yardımcı olduğu söyleniyor. Esad, Kürtlere yardım ediyor mu?
Esad bugün ölüm kalım savaşı veriyor. Askerî güçlerini ve devlet yapılarını daha kritik bölgelere çekti. Mesela çatışmanın yoğunlaştığı Halep’e çekti. Bir de Türkiye “Benim angajman kurallarım var. Buraya Suriye askeri gelirse, ben bunu risk sayarım. Suriye askeri sınırdan çekilsin” diye uyardı. Esad da o zaman “ben çekiliyorum” dedi ve Suriye askeri sınırdan çekildi. O zaman da Kürtler bölgede kendi yerel yönetimlerini oluşturdular.
Türkiye ne yapıyor?
Suriye’nin toplumsal ve siyasi yapısını ve Esad sonrası dönemde olabilecekleri net olarak anlayamamış bir politika izliyor.
Peki, Türkiye’nin açıklamalarından sonra, Suriye’de Kürtlerin siyasi statü talebinden vazgeçmesi mümkün mü?
Mümkün değil. Kürtler siyasi statü talebinden kendi rızalarıyla vazgeçmezler. Böyle bir statüsüzlüğü çatışmadan kabul etmezler.
Suriye’de bir Kürt devleti veya özerk bir Kürt siyasi yapısı kurulursa, kim yönetime gelir? PKK mı, Barzani mi, Suriyeli diğer Kürt gruplar mı? Yoksa hepsi birleşir mi?
Suriye Kürtleri kendi yönetimlerini kendileri oluşturacaklar. Onları ne Barzani, ne de PKK yönetecek. Suriye Kürtleri hiç örgütlenmemiş ve örgütlenmeyi bilmeyen insanlar değil ki! Bu insanlar, yıllardır çok ciddi olarak siyaset yaptılar. Kendi oluşumları, kendi siyasi partileri var. Suriye siyasetinde 1950’den beri varlar. Dışarıdan başka bir harekete, partiye ihtiyaçları yok onların. Aralarında fikir alışverişleri olur, nasıl bizde BDP ile Barzani arasında ziyaretler oluyorsa bunlar olur ama Suriye Kürtlerini dışarıdan bir Kürt hareketi yönetmez.
Suriye’de en güçlü siyasi grup PYD. PYD, PKK’nın uzantısı değil mi? PYD’nin Kandil’de kurulduğu anlatılıyor.
Hayır. PYD’yi, PKK’nın kurduğu bir örgüt olarak tanımlamak, Suriye Kürtlerinin siyasal eğilimlerini hiç bilmemek ve PYD’nin toplumsal tabanını anlamamak demektir. Türkiye’de temel sorun, Suriye Kürt hareketi üzerine yapılan araştırmaların sınırlı olmasıdır. Ben Suriye’nin Kürt ve Dürzî bölgeleri dâhil bütün bölgelerini dolaştım. Biz önce Suriye Kürtleri kimdir sorusunu cevaplamalıyız. Suriye Kürtlerinin bir bölümü, yüzyıllardır bölgede yaşayan Kürtlerdir. Osmanlı döneminde kaymakam ve valiler onlardan atanıyordu çünkü Osmanlı bu Kürt beylerine güveniyordu.
Suriye’deki Kürtlerin diğer bölümü kim peki?
Esad rejiminin pasaport, kimlik vermediği Kürtler bunlar. Bizde bu Kürtler, “kimliği bile olmayan Kürtler” diye anlatılıyor. Ama bu kimliksizler kimdi, bunu kimse sorgulamıyor. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan insanlardır. 1920’lerde Türkiye’de bir şekilde isyana katılan ve ailesiyle birlikte sınırın öbür yanına giden Kürtler bunlar. Mesela Sason İsyanı’na katılmış, başarısız olmuş ve ailesiyle hattın öbür yanına yani Suriye’ye kaçmış.
Kimliksiz denen Kürtler aslında Türkiye’den kaçan Kürtler mi?
Evet öyle. Yoksa Suriye’de diğer Kürtlerin kimliği hep oldu. Biz bunu görmüyoruz. Artık şunu görmek lazım. Suriye Kürtleri diye bir şey var ve örgütlüler. Kendi askerî yapılanmaları var. Türkiye, sınırda tampon bölge oluşturup, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını taşıyan kişilere mi Kamışlı’da müdahale edecek?
Suriye’deki Türkiye Kürtlerinin nüfusu nedir?
1962 sayımında çıkan rakam bugüne getirildiğinde, bu sayı 300-500 bin arasında. Bunlara bir de Türkiye’deki Kürtlerle yaptıkları evlilikleri eklersek, Suriye’deki Türkiye Kürtlerinin sayısı bir milyona yaklaşıyor. PYD’nin toplumsal tabanının önemli kısmı da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan işte bu Kürtlere dayanıyor. Mesela geçenlerde PYD’li biriyle konuştum. On yıl önce gelip Türkiye’den kimliğini almıştı. Çünkü isyandan dolayı Suriye’ye giden babası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı.
PKK ile PYD arasındaki ilişki nedir?
Aralarında toplumsal olarak iç içe geçmişlik var bir kere. Ayrıca aynı ideolojiye sahipler. PYD de PKK gibi ulusalcı, Kürt milliyetçiliği söylemini kullanıyor. İkisi de gerek Suriye’deki gerek Türkiye’deki Kürtlerin statü taleplerini destekliyor. İkisi de seküler fikirleri ve hayatı benimsiyor. Ama şu var. PYD, PKK’nın kurduğu, yönettiği bir örgüt ve siyasi parti değil. PYD’nin geçmişi 1950’lere kadar gidiyor. Aralarında bir ast-üst ilişkisi yok. Bugün PYD’yi PKK yönetmiyor. Suriye Kürtleri PKK’nin yönetimini kabul etmezler ama birlikte hareket etmeyi kabul ederler. Bugün Suriye Kürtleri kendi yaşadıkları bölgelere uygun siyasal yapılar oluşturuyorlar.
Peki, neden PKK’nın bayrağını kullanıyorlar?
Kürt bayrağıyla PKK bayrağını insanlar karıştırıyor. Bizim Suriye’de PKK bayrağı dediğimiz şey genelde Mahabad’ın bayrağıdır. Bugün bütün Kürt oluşumlar, 1946’da İran’da kurulan Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin bayrağını kullanıyorlar. Irak’taki Kürt yönetimi de, Suriye’deki Kürtler de, PKK de bu bayrağı kullanıyorlar. Kendi parti bayrakları var ama, Kürt bayrağı olarak bütün Kürtler bu bayrağı kullanıyor. Suriye’de televizyonda gördüğümüz bayraklar genelde bu bayraktır. Bir de PKK’nin içinde yüzde 20-25 Suriyeli militan var deniyor.
Yok mu?
Onlar Suriyeli Kürtler değil ki! Onlar, Türkiye’den Suriye’ye giden Kürtlerin çocukları. Bunların ailelerinin, akrabalarının önemli bir kısmı Türkiye’de yaşıyor.
Konuyu daha nete getireyim. Bu durumda Türkiyeli Kürtler, PYD kanalıyla Suriye’de siyasi statü mü elde edecekler?
Aynen öyle. Bakın... PYD’nın tamamı değil ama bir kısmı Türkiye’deki Kürtlerin uzantısı. Zaten o yüzden PKK ile ilişki kuruluyor.
Peki, Suriye’de yeni kurulacak Kürt devleti ile Barzani’nin ilişkileri ne olur? Barzani ile PKK arasında çatışma çıkar mı?
Çıkmaz. Çünkü bu sorunu ulusal bir sorun olarak görüyorlar ve silahlı çatışmaya girmezler. Zaten birbirleriyle hiçbir zaman çatışmayacaklarını çok net ifade ediyorlar. Birbirleriyle sadece yarışıyorlar. Nitekim Barzani PYD’nin çok ciddi bir toplumsal tabanı olduğunu gördü ve kendisine yakın siyasi partilerin yönetimde yer almalarını sağlamak için Kürtleri birleştirmeye çalıştı. Suriye Kürt Ulusal Konseyi kuruldu. Irak sınırından Suriye’ye giren silahlı insanlara gelince... Çıkan haberler yanlıştı.
Barzani’nin Suriye’ye gönderdiği peşmergeler değil mi onlar?
Bunlar peşmerge değildi. Suriye ordusundan ayrılan Kürt askerler vardı ve bunlar Erbil bölgesine geçmişlerdi. Irak’ta eğitimlerine devam ettiler ve Suriye’ye döndüler. Bakın... Mayıs 2011’de ben, Nakşibendî şeyhi ve sosyalist kesimler de dâhil, Kürt hareketinin liderleriyle görüştüm. Suriye Kürtlerinin konsepti o zamandan belliydi.
Neydi hedef?
Kürtlerin siyasi statü talepleri vardı. Bu konuda aralarında bir tartışma yoktu. Zaten bu konuda anlaşmazlık olsaydı, Barzani çizgisindeki Kürt gruplar bugün Türkiye’nin desteklediği Suriye Ulusal Konseyi’nde bir koltuk alırlardı. Almadılar. Çünkü Suriye Ulusal Konseyi Kürtlerin siyasi statü taleplerini kabul etmiyor.
Siyasi statü istekleri engellenirse savaşacaklarını söylediniz. PKK’nın ve Barzani’nin desteğini almadan savaşabilirler mi?
Savaşırlar çünkü silahlılar. Kendi askerî yapılanmaları var. Zaten bugün Suriye’de Kürtler de dâhil bütün etnik gruplar, bütün mezhepler, bütün kesimler silahlı. Yaşanan iç savaş herkesi silahlı milisler oluşturmaya ve kendini korumaya itti. Ama şu da var. Kürtler bu gibi sorunlarda ulusalcı davranmayı öğrendiler. Eğer Kürtlere karşı bastırma olursa, sadece PKK değil Barzani güçleri de devreye girer. Barzani, “Suriye’de Kürtlere karşı bir güvenlik boşluğu ve sorun yaşanırsa, burada yetiştirdiğimiz askerleri bölgeye göndereceğiz” diyor.
Kürdistan’ın, Kuzey Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanan bir toprağa yayılacağı da söyleniyor. Böyle büyük bir Kürt devleti oluşabilir mi?
Oluşamaz. Demografik olarak bu mümkün değil. Çünkü etnik temelli bir devlet kurmaya kalktıklarında binlerce Arap’ı o bölgeden sürmeleri gerekir. Buna ne Kürtlerin gücü yeter ne de dünya buna izin verir. Mesela bugün Kürtler Haseki vilayetini alıyorlar ama Haseki vilayetinden Halep vilayetine gelinceye kadarki sınır bölgesinde çoğunluğu oluşturmuyorlar. Yani sınırda bazı bölgelerde ve kasabalarda varlar ama çoğunda yoklar. Sınırda Türkmen ve Arap köyleri de var. Hatta bazen 100-150 kilometrelik sınır boyunca hiçbir bir Kürt yerleşim birimi yok.
Kürtler neredeler?
Suriye’de Kürtler iki bölgedeler. Bir Kürt Dağı denen bölgedeler. İki, Haseki bölgesindeler. Kürtlerin çoğunlukta olmadığı arada kalan bölge ise 600-700 kilometrelik bir sınırı kapsıyor ki, Kürtler Haseki ve Halep bölgelerinde siyasi statü istiyorlar. Aslında Kürtler, federal bölgeden ziyade, çoğunlukta oldukları kasabaları ve mahalleleri yönetmek istiyorlar. Suriye’nin bölünmesini desteklemiyorlar. Yerel yönetimlerin çok güçlü olduğu bir yapı istiyorlar. Bu yapıda her etnik ve mezhepsel grubun kendine özgü hak ve yetkileri olacak.
Kürtlerin siyasi statü talebi karşılanmazsa ne olur?
İşte o zaman otonomiden bağımsızlığa kadar giden yolu açarsınız. İç savaş yaşanır ve halklar arasında toplu yer değiştirmeler olur. Halep ve Haseki bölgelerinde Kürtler ciddi olarak yoğunlaşır. Kürt devleti, Irak ve Türkiye sınırının birleştiği Haseki vilayeti bölgesinde kurulur. Kürt devletinin Türkiye ile sınırı Nusaybin’in güneyinden başlar Irak sınırına kadar gider.
Sizce Türkiye Suriye politikasını değiştirecek mi?
Türkiye bugün uyguladığı stratejiyle Suriye’yi birarada tutamaz, aksine bölünmeye götürür. Türkiye’nin bugünkü Suriye politikası sadece Kürt devletini değil, Suriye’de Alevi ve Dürzî devletlerini de ortaya çıkarır. Ama tabii Türkiye’nin Suriye politikası değişebilir. Ve değişmesi de gerekir. Bence hükümetin içinde fraklı eğilimler var. Dışişleri, Suriye politikasından vazgeçmeyecek görünüyor ama ben hükümetin, Dışişleri’nden bağımsız olarak Suriye’yle ilgili farklı stratejileri hayata geçireceğini düşünüyorum. Çünkü “Kürt devletinin oluşmasını askerî güç kullanarak engelleriz” derseniz, Suriye’deki savaşın bir parçası olursunuz ve otonom bölgeyi kurmak isteyen Kürtlerle savaşırsınız.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu yarın Irak Kürdistan’ına gidiyor. Sizce Davutoğlu Barzani’den ne isteyecek?
Suriye’deki Kürt hareketinin kontrol altına alınması için Barzani’den bir girişim isteyecek. Oysa Barzani de, PYD de dâhil Suriye’de Kürtlerin statü taleplerine kimse gem vuramaz. Bu talebin karşısında bir politika izlerse, Barzani biter. Suriye demokratikleşecekse, Suriye’deki tüm halklar belli ölçülerde özgürlüklerini elde edeceklerse, Kürtler bundan niye mahrum kalsın ki?
Kürtler Suriye’de bir devlet ya da özerk yönetim kurarsa, Türkiye’deki PKK’lıların politikası ne olur?
Her şeyden önce PKK moral olarak çok güçlenecek ve söylemleri daha çok toplumsal taban ve destek bulacak. Türkiye artık Kürt sorununu çözmek için daha hızlı adımlar atmak zorunda kalacak. PKK, Suriye’de elde edilmiş hakların Türkiye’de de elde edilmesi için siyasal baskıyı arttıracak. Devlet bu taleplere olumsuz yaklaşırsa, çatışma süreci derinleşecek.
Suriye’de bir devlet ya da özerk bir yapı kurulması, PKK’yı siyasallaştırır mı?
Suriye’de bir Kürt siyasi yapısının oluşması PKK’yı her halükârda etkileyecek. Eğer Türkiye’de siyasetin önü açılırsa PKK siyasallaşacak. Açılmazsa çatışmalar derinleşecek. Türkiye’deki silahlı hareketin siyasi bir harekete dönüşmesi tamamen Türkiye’nin demokratikleşmesine bağlı. Anayasa yazım süreci, bütün toplumsal kesimlerin taleplerini karşılarsa PKK siyasallaşır.
Güneyimizde bu kadar uzun sınırlara sahip bulunan bir Kürt devleti oluştuğunda Türkiyeli Kürtler ne yapar?
Şunu görmek lazım: Suriye’de kurulan bir Kürt siyasi yapısı sadece PKK’yi değil, Türkiye’deki bütün Kürtlere büyük bir moral destek olur. Temel haklarının verilmesini çok daha güçlü bir şekilde talep ederler. Suriye’deki Kürtlerin elde ettikleri hakların aynısının kendilerine de verilmesini isterler. Yerel yönetimlerde özerkliğin de ötesine geçerler. Bölgesel özerklik talep ederler. Unutmamak lazım ki, Türkiye’deki Kürt toplumu Suriye Kürtleriyle daha entegredir. Bu insanlar geçmişte Erbil’e değil, Suriye’ye kaçtılar. Suriye’deki Kürt siyasi yapısı, Türkiye’yi Irak’takinden çok daha fazla etkileyecek.
Güneyimizde Kürt devletleri büyürken, Türkiye’nin Kürt vatandaşlarına karşı hâlâ eski politikalarını sürdürmesi mümkün olabilir mi?
Artık kesinlikle mümkün değil. Kürtçe seçimlik ders açalım mı açmayalım mı tartışmaları artık geride kaldı. Siyasal statü tartışması ortaya çıkıyor artık.
Türkiye, Suriye’de bir Kürt devleti kurulmasına hazır mı?
Hazır olmadığını yapılan açıklamalardan görüyoruz. Herhâlde zamanla alışmak zorunda kalacak. Çünkü Türkiye, Suriye’ye müdahale ettiği takdirde bunu ne içerisi, ne Suriye ne de dünya kabul eder.
Başbakan Erdoğan ise oraya müdahale edebileceğimizi söyledi. Uluslararası hukuk açısından Türkiye’nin oraya müdahale hakkı var mı?
Sıcak takip doğrultusunda girip çıkarsınız ama “burada bir siyasal statü oluşursa, ben bu yapıyı tampon bölge oluşturarak engellerim” derseniz, ki şimdi bunu diyorsunuz , uluslararası hukuk Türkiye’ye böyle bir müdahale hakkı tanımıyor. Ayrıca böyle bir durumda BM Güvenlik Konseyi’nde de Türkiye aleyhine kararlar çıkabilir. Tampon bölge oluşturmak ciddi bir risktir. Bunu İsrail 1982’de Suriye’de yaptı ve bu uygulama İsrail’in karşısına çok güçlü bir Hizbullah yapısı çıkarttı.
Türkiye müdahale etmeye kalkarsa, Suriye’deki diğer Kürtler ve Türkiye’deki Kürtler ne yapar?
“Suriye’de otonom Kürt bölgesi kurulursa, PKK burayı üs olarak kullanacak” deyip, buraya askerî müdahale gerçekleştirmek ve siyasi statüyü ortadan kaldırmak ciddi bir felakete yol açar. Türkiye gerekçesi veya bahanesi ne olursa olsun, Suriye’ye müdahale ederse bu bir Türk-Kürt savaşına dönüşebilir. Çünkü...
Evet...
Çünkü bu müdahaleye, Irak’taki ve Türkiye’deki Kürtler de askerî yöntemlerle karşı çıkarlar. Çünkü izlenen politika etnik temelli olacağından etnik bir karşılık bulur. Suriye’de Sünni Arapların otonom bölgelerini desteklerken, Kürtlerinkine etnik nedenlerden ötürü karşı çıkmak, doğal olarak bir Kürt refleksi yaratır. Türkiye, Suriye’de yanlış bir strateji uyguluyor ve bu yüzden de olayların gerisinde yürüyor. Her türlü etnik, dinî ve mezhepler üstü kapsayıcı bir politika uygulasaydı, Suriye’deki Alevi, Dürzî ve Kürt muhalifler Türkiye’de toplanırdı ama Türkiye herkesi kucaklamadı.
Gelişmeler Türkiye’yi aşmaya mı başladı?
Gelişmeler, baştan itibaren Türkiye’yi aşıyordu ama Türkiye’nin Suriye’de düzen kurucu bir rol oynama iddiası sorunu daha da çıkmaz bir yola soktu. “Suriye’yi ben belirleyeceğim” demek doğru değil. Suriye’yi Suriye halkı belirleyecek. Halkını öldüren Esad rejiminin gitmesi zorunlu ama kurulacak yeni rejimin de sadece Sünni Araplara değil, tüm Suriye halkına hitap etmesi gerekiyor.
AK Parti ne zamandır Sünni bir dış politika izliyor?
2010’dan itibaren Irak’taki seçimlerle beraber Sünni bir politikaya kayıldı ve Suriye’de bu Sünni politika derinleşti. Yoksa daha önce Sünni bir politika izlenmedi. Tam tersine Başbakan Şiilerle ilişki kurmak için önemli adımlar attı, Şiilerin camilerini ziyaret etti. Ama sonra, bölgede Sünni gruplarla ve özellikle Müslüman Kardeşler ayağı üzerinden politikaya kalkıştık ve büyük bir hata yaptık. Bugün bırakın bölgede düzen kurmayı ve merkez ülke olmayı, biz artık bölgede çekim merkezi olmaktan da çıkıyoruz. Şiiler için artık çekim merkezi değiliz. Aksine onların varlığını tehdit eden bir dış politika izliyoruz. Batı kamuoyu da Suriye’deki İslami rejimden korkmaya başladı bugün.
Peki, ABD, Suriye’de yeni bir Kürt devletini destekliyor mu?
Amerika, Kürtlerin haklarının askerî güç kullanılarak bastırılmasına karşı çıkabilir ama Türkiye’yi rahatsız edecek ilişkilere girmez Suriye’de. Nitekim Suriye’deki Kürt siyasi hareketleriyle ilişkilerini arttırmadı.
Rusya’nın tavrı ne olur?
Rusya da Kürt meselesinde Türkiye’yi rahatsız etmek istemiyor. Sadece bu yılsonu itibarıyla 40 milyar dolarlık bir ticaret öngörülüyor Rusya’yla. Ayrıca nükleer anlaşma da imzalandı. Rusya, Türkiye’yle ekonomik ilişkileri sekteye uğratmak pahasına Kürt hareketiyle ilişki içine girmez.
Avrupa Kürt devleti konusunda ne yapar?
Avrupa Kürt meselesinde demokratik taleplerin karşılanmasına taraftar. Kürt yapısının korunması konusunda bir söylem geliştirir Avrupa.
Türkiye’nin dış politikası yeni gelişmelere hazır mı sizce yoksa Türkiye geçmişte kalmış şartlara göre mi politika belirliyor?
Türkiye, Suriye’de geçmişte kalmış şartlara göre bir politika belirledi ama, diğer Arap ülkelerinde öyle yapmadı. Tunus’tan itibaren Arap Baharı sürecinde doğru bir politika izledi. Mesela Mısır’da çok doğru yaptı. Suriye’de ise bütün halkı kapsayıcı bir politika izleyemedi. Suriye politikası yüzünden de bugün bırakın Suriye’deki Alevileri, Hatay’daki Alevileri bile kaybetmekle karşı karşıyayız biz. Aynı şekilde Suriye’deki Kürtleri kazanmak yerine Türkiye’deki Kürtleri kaybetmekle yüz yüzeyiz biz. İzlenen Suriye politikası, özellikle Antakya, Adana ve Mersin bölgesindeki Arap Alevileri çok rencide ediyor.
Hangi açıdan rencide ediyor?
Bu kesimler şu anda ciddi bir tepki içindeler. Çünkü Suriye rejimini kendi mezhepdaşlarının yönettiği bir rejim olarak görüyorlar. Dolayısıyla Türkiye’nin Suriye’yle ilgili olarak sürekli “Alevi rejimi, Nusayri rejimi, azınlık rejimi” diye söylem geliştirmesinden rencide oluyorlar.
Suriye’de nasıl bir gelişme bekliyorsunuz?
Suriye’de şu anda iç savaş yaşanıyor ve bu iç savaş derinleşecek. Çünkü savaşın tarafları henüz uzlaşma noktasında değiller. Askerî olarak birbirlerini yenebileceklerini düşünüyorlar. Yenemeyeceklerini düşündükleri zaman uzlaşma gündeme gelecek.
Peki, Suriye’deki bütün bu gelişmelere bakarak savaş mı yoksa barış mı bekliyorsunuz?
Şu anda Suriye ile Türkiye arasında üstü kapalı bir savaş durumu sürüyor zaten. Sınırlar artık geçirgen oldu. Sınır bölgelerindeki hastaneleri ziyaret ettiğinizde görüyorsunuz, onlarca yaralı var. Bölgede sürekli çatışma sesleri ve askerî sevkiyatlar var. Maalesef Türkiye’nin bugünkü politikası, Suriye’de bazı gruplarla savaşı içeren bir politika. Bu politikanın özeti şu: Esad devrilsin ve Kürtler o bölgede siyasi statü elde etmesin! Türkiye kendi Kürt sorununu çözmek zorunda. Biz Kürt sorunuyla daha fazla böyle yaşayamayız. Görüyorsunuz... Bu sorunu çözmemenin ciddi sonuçları oluyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012