Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Canlı bomba bu defa da Bingöl’de sivillerin ortasında patladı. Eylemi gerçekleştiren kadın dâhil üç kişi hayatını kaybetti, çok sayıda yaralı var.
Bu sıradan şiddeti planlayanlar her iki halkın ilişkilerini sarsmak, her iki halk arasında etnik hınç ve öfkeyi arttırmak ve Kürtler’e de mesaj vermek istiyorlar.
PKK bir güç gösterisi yapmıyor aslında.
Askerî olarak kurtarılmış bölgelerin peşinde de değil, –ki bu savaşın tarihi, bunun mümkün olmadığını yeterince ortaya koyuyor.
Silahlı mücadelenin masada pazarlık gücünü arttıracağına inanan bir PKK de yok.
Nitekim PKK’yle barış için masaya oturanlar, Silvan eylemiyle beraber, böyle bir niyetin olduğunu gördükleri andan itibaren, müzakere masasını terk ettiler..
Dolayısıyla daha fazla asker, daha fazla gerilla ve daha fazla sivil ölsün de masaya daha güçlü oturayım diyecek kadar, tecrübesi olmayan bir PKK’nin olabileceğini insan düşünemiyor bile.
Ama otuz yıl boyunca verdiği silahlı mücadelenin, onu siyasi olarak güçlendirdiğine inanan, bu silahlı mücadeleye devam ederek, tıpkı geçmiş savaş tecrübesinin gösterdiği gibi, bir askerin yaşamına karşı 6-10 gerillanın yaşamını feda edebileceğini gösteren ve bu defa etnik çatışma isteyen bir PKK gerçeği var.
Yoksa Kürtler adına girişilecek yeni bir savaşın askerî olarak kazanılamayacağını PKK herkesten daha iyi biliyor..
Aslına bakarsanız ilkini de kazanamadı.
Askerî olarak yenilgiye uğradı bile denebilir, ama ulusal bir sorun adına girişilmiş bir savaş askerî manada kaybedilse bile, siyasi olarak kazanılması mümkün olan bir savaştır.
PKK’yi aslında beş defa yok ettiklerini söyleyen generaller, bu gerçeği daha savaşın başladığı o yıllarda görebilselerdi, Türkiye’de tarih başka türlü olurdu.
Şimdi ikinci bir hamle yapıyor PKK ve birinci savaşın mirasına güvenerek, kısa vadede bu savaşı kaybetse bile, aslında uzun vadede ve siyasi manada kazanacağını düşünüyor.
Oysa bu yeni savaş hamlesinin, içinde bulunduğumuz süreç itibariyle, ve ilkinde olduğu gibi, ne Kürt toplumunda, ne Türkiye’de ne de Ortadoğu’da bir karşılığı var.
Olmayınca da, PKK, Türkiye’nin siyasi dinamiklerini kör şiddet eylemleriyle sarsmaya çalışıyor, daha fazla asker öldürerek, etnik çatışmaya giden yolu açmak ve Türkiye’yi Güney Kürdistan’a çekmek istiyor.
Böylece bu savaş PKK ve devlet arasında bir savaş olmaktan çıkacak ve Kürtlerle-Türkler arasında bir savaşa dönüşecek.
PKK’nin şiddeti, bu bakımdan, siyasi tercihi ne olursa olsun ve ister BDP’yi, ister AKP’yi desteklesin, bütün Kürtler’e bir mesaj anlamını taşıyor.
Sanırım bu hâl böyle devam ederse, suskunluk bitecek ve Kürtler de bu mesajın ne anlama geldiğini, neyi hedeflediğini daha fazla düşünmeye ve tartışmaya başlayacaklar.
Çünkü PKK, Kürt şehirlerinde siyasi ve sosyal yaşamın ancak onun izin verdiği ölçülerde mümkün olabileceğini ispata çalışıyor.
Ortaya koyduğu eylemler ve fikirler itibariyle yakın bir gelecekte ve mümkün olabilirse eğer, PKK’li olmayan Kürt’e hayat hakkı, siyaset yapma hakkı olmayacağını gösteriyor.
Etnik çatışmaya giden yolu açması, ırkçılığı ve nefreti körüklemesi bir yana, bu eylemler, Kürt toplumunun siyasi manada derin bir bölünmeyle karşı karşıya kalacağını göstermesi bakımından son derece önemlidir.
Bu bölünmeye yol açan ne AKP’nin Kürt nüfus içindeki varlığıdır –sandığa oy atarak, her zaman değiştirilebilecek bir sonuçtur bu– ne de sayıları yetmiş bine ulaşan korucu ordusudur.
Kürt toplumu, şiddet politikaları yüzünden, bugün ciddi bir siyasi bölünmeyle karşı karşıyadır.
Ve ne yazık ki, bu bölünme, seçim sandıklarına yansıyan tercihlerden ve onun çağrıştırdığı ‘bölünmeden’ çok farklı ve tehlikeli bir mecrada ilerliyor.
***
Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi’nde, geçtiğimiz hafta, Çukurca’da öldürülen 24 asker için bir mevlit verildi. Mevlit sonrası, Kürt ve Türk öğrencileri karşı karşıya getiren birtakım olaylar yaşandı. Ama çok şükür olaylar büyümeden, kimsenin canı yanmadan durum normale döndü.
Yakın Doğu Üniversitesini az çok biliyorum. Bu yaz gidip birkaç gün kalmıştım. Her şey iyi görünüyordu aslında. Ama Türkiye’nin siyasi iklimi anlaşılan artık ta oralara da etki ediyor. Kıbrıs’taki üniversitelerde binlerce Kürt ve Türk öğrenci var. Akademik ortamı olumsuz yönde etkileyecek ve gençleri karşı karşıya getirecek davranışlardan kaçınmak lazım.
Ama Kürt öğrencilere, kendilerini ‘üniversitenin ötekileri’ gibi düşündürecek, tasarruflardan da, kaçınmak gerekiyor. Bu bakımdan, söz konusu üniversitede okuyan çok sayıda öğrencinin hiçbir makul gerekçe olmadan, uçağa bindirilip Ada’dan uzaklaştırılması doğru olmamıştır. Üniversite yönetimi ve Emniyet Müdürlüğü, bu kararını yeniden gözden geçirmeli ve bu öğrencilerin Ada’ya ve okudukları üniversitelere yasaklı halleri bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Bu türden yasakların çare olmadığını artık anlamak gerekiyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012