Oya BAYDAR
Seçim de kaybettirse -ki tam tersi olacaktır-, partisi içindeki ulusalcı vesayetçi kesimi huzursuz da etse, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme önerisinin sadece CHP tarihinde değil ülkemizin yakın siyasî tarihinde de önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Hatalarıyla yüzleşmeyi, suçunu kabul etmeyi, özür dilemeyi bilmeyen; kin ve nefret söyleminin neredeyse resmî dil haline geldiği kötücülleştirilmiş, cepheleşmiş bir toplumda Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çıkışı siyasî bir hamle olmanın ötesinde anlam taşıyor. Birkaç gündür gündemin baş sıralarına oturması, hararetle tartışılması da bu yüzden.
Kimileri anlamakta güçlük çekiyor
TV kanallarındaki tartışmaları, medyadaki yazışmaları, olumlu olumsuz tepkileri izliyorum. CHP Genel Başkanı’nın helalleşme derken ne demek istediğini, -bırakın sıradan vatandaşı- TV programlarının kimi gedikli konuklarının, bazı anlı şanlı televizyon yorumcularının, özellikle ulusalcı sol muhaliflerin anlamadıklarını düşünüyorum. Helalleşmeyi, bugün içinde debelendiğimiz toplumsal ortamın müsebbipi iktidarla uzlaşmak olarak anlayıp karşı çıkanlar, Kılıçdaroğlu’nun ülkeyi bu hâle getirenlerden hesap soracağını her fırsatta tekrarladığını unutuyorlar mı, yoksa başka bir hesapları mı var, bilmiyorum.
Helalleşme önerisini; iktidarın, hukuksuzluğunun, adaletsizliğinin, yarattığı devasa mağduriyetlerin, suça varan uygulamalarının üzerine sünger çekilmesi, hesap sorulmaması olarak anlamak mümkün değil. Böyle yansıtılmasının veya anlaşılmasının toplumsal barıştan huzursuz olan çatışmacı zihniyetin çarpıtması olduğu kadar, özellikle ulusalcı kesimlerden gelen tepkinin bilinçli ya ta bilinçsiz olarak işin ucunun devletin suçlarına dayanacağı kaygısından kaynaklandığını düşünüyorum.
Konunun anlaşılamamasının bir başka nedeni, biraz da Kılıçdaroğlu’nun helalleşmeyi amaçladı kesimleri sayarken verdiği örneklerin bazılarının tam yerine oturmaması. Örneğin: helalleşilecek kesimler arasında Soma işçilerinin de sayılması sapla samanı birbirine karıştırıyor. CHP’nin Soma işçileri ile helalleşeceği bir şey, onlara karşı bir hatası yok, çünkü baştan beri onlara her anlamda destek verdi. Bu konuda, “yaralarını saracağız; sermayeden, işverenden, iktidardan yana adaletsiz hukuk düzenini değiştireceğiz,” denebilir ki bunun gibi binlerce olay, binlerce mağduriyet var.
Devletler de halklara karşı suç işlerler
Dünya tarihi, ulus-devletlerin insanlığa, halklara, çeşitli toplum kesimlerine karşı işledikleri suçlarla doludur. Sömürgeci ülkelerin sömürgelerde işledikleri korkunç suçlar, Amerika’da Kızılderililere, Avusturalya’da Aborjinlere karşı soykırım, Fransa’nın Cezayir’de işlediği insanlık suçları, Almanya’da Yahudi soykırımı, daha niceleri… Bu konuda temiz devlet yoktur.
Yüz yaşına gelen Türkiye Cumhuriyeti devletinin de halklara karşı işlenmiş suçlardan münezzeh (arınmış) olduğunu, belli kesimlerde toplu mağduriyetler yaratmadığını düşünmek olsa olsa MHP ideolojisi misali Türkçü devletçi şoven milliyetçilik ve devlet tapıncı gözlükleri takarak mümkündür.
Bizim tarihimizde de, yakın zamana kadar konuşulması bile tabu olan, resmî tarihte çarpıtılarak anlatılan, şu veya bu kesimin sinir uçlarına dokunan, kabullenmek istenmeyen olaylar, uygulamalar, kitlesel mağduriyetler var. Hadi diyelim ki 1915 Ermeni tehciri cumhuriyet öncesindedir. 1937-38 Dersim harekâtı (ki ona Dersimliler tertele ya da kırım derler), 40’lı yıllardaki Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları, Alevilere, Süryanilere, Ezidilere karşı sürüp giden baskılar, sindirmeler. Ve tabii her daim kanayan yara: Kürt meselesi…
Bir de cumhuriyetin katı ve ayrımcı laiklik anlayışının, darbeci-vesayetçi zihniyetin ikinci sınıf vatandaş derecesine indirgediği, toplum ve siyaset sahnesine çıkmalarını engellediği Müslüman muhafazakâr kesimler var. Kılıçdaroğlu 28 Şubat mağduriyetinden söz ederken, örtülü kızlarımızın üniversite kapılarından döndürüldüğünü, ikna odalarını hatırlatırken bu kesimin mağduriyetini kastediyor.
Bizim de eksiklerimiz, yanlışlarımız oldu, deme cesareti
CHP Genel Başkanı daha önceki bir konuşmasında “Bizim de eksiklerimiz yanlışlarımız oldu,” demişti. Bunu öncelikle kendi partisi için ama CHP’li olsun olmasın ulusalcı laik kesimleri kastederek söylediğini düşünüyorum.
Bu noktadan hareketle, Kılıçdaroğlu’nun tavrını seçimler öncesinde Müslüman muhafazakâr oylara yönelik stratejik bir hamle olarak değerlendirenler var. Oysa sözlerinin devamı okunur ve önyargısız değerlendirilirse bunun ortak yaşamı yeniden kurmaya yönelik bir toplumsal barış çağrısı olduğu anlaşılıyor. Üstelik, stratejik adım olsa bile değerli bence.
Kılıçdaroğlu’nun helallik istediği kesimlerin mağduriyetine yol açan gelişmeler/olaylar hatırlanacak olursa, Dersim gibi, Varlık Vergisi gibi, Doğu isyanları ve Kürt tedipleri gibi gelişmeler sırasında CHP iktidardaydı. Bu yüzden de halkın önemli bir kesiminin gözünde mağduriyetler devlet partisi saydıkları CHP’ye fatura edilmiştir ki, pek de yanlış sayılmaz.
İşte bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun hamlesinin cesur olduğunu düşünüyorum. Kimilerine göre yeterli değil, kimi mağdurların yarası bir anda, bir sözle kabuk bağlayamayacak kadar derin. Ama o, helalleşme derken yüzleşmeyi de kastediyor. Zaten yüzleşme olmadan helalleşme olmaz. Ve bazı konularla yüzleşmek hiç de kolay değildir, toplumun hazır olması gerek. Kılıçdaroğlu Kürt halkına karşı işlenen suçlar diyemese de; kendi ulusalcılarını da hesaba katarak Dersim’i ağzına alamasa da, Roboski’ye, Ahmet Kaya’ya, Diyarbakır cezaevine gönderme yaparak niyetini hissettiriyor.
Yüzleşmek kolay değildir
İnsanın kendi hatalarıyla, suçlarıyla, kötülükleriyle yüzleşmesi son derece zordur; kendine güven, cesaret, saldırılara karşı dik durabilme gücü ister. Kişiler gibi halklar, toplumlar, iktidarlar, siyasî-ideolojik odaklar için de böyledir. Hele de “yanlış yaptım” demenin, hatayı kabul edip özür dilemenin küçültücü sayıldığı, “erkekliğe yedirilemediği” bizim toplumumuzda kendi suçuyla, hatasıyla yüzleşmek yerine konuyu sadece dışarıya karşı değil kendi içinde de örtbas etmek, yok saymak yeğlenir. Tıpkı bir yarayı sağaltmak, cerahati akıtmak yerine üstünü örtüp gözlerden saklamak gibi.
Ama deşilmeyen, cerahati akıtılmayan yara için için işler, giderek büyür, kanı zehirler. Yüzleşilmeyen her toplumsal olay/ kötülük/ mağduriyet de böyledir. Bugün insanlarımız böylesine kötücülleşmişse, kin ve nefret söylemi iktidarın en tepelerinden başlayıp dalga dalga en aşağılara kadar yayılmışsa, insanî değerler bu kadar pervasızca ayaklar altına alınıyorsa, hiçbir hatamızla, suçumuzla yüzleşemediğimiz, mağdur ettiklerimizle helalleşemediğimiz içindir. Uzağa gitmeyelim: Dersim suçuyla yüzleşebilseydik Kürt meselesi bu hale gelmezdi; 1943’de Van’ın Özalp ilçesinde 33 zavallı köylünün General Muğlalı’nın emriyle yargısız mahkemesiz kurşuna dizilmesiyle yüzleşilseydi Roboski yaşanmazdı; azınlıklara yönelik Varlık Vergisi ve benzeri uygulamalar açıkça mahkûm edilebilseydi 6/7 Eylül’ler olmazdı; darbelerle daha ilk adımda yüzleşebilseydik, darbecileri kahraman yapmasaydık 12 Eylül’ler, 28 Şubat’lar olmazdı.
Helalleşmek, barışmak kitlelerle olur
“Gelecekte, bu ülkenin çocuklarının ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum,” diyor Kılıçdaroğlu. Çok zor, bir o kadar da şerefli bir amaç, umarım gerçekleşir. Korkum; kendi partisinden, etnik milliyetçi ve/veya otoriter laikçi çevrelerden, ulusalcı soldan gelecek tepkilerin cesaretini kırması. Bir de helalleşmenin sadece bir kesimle sınırlı kalması.
Toplumsal barış kitlelerle sağlanır. Liderleri de bu yolda kitleler cesaretlendirir. Sağda solda her kesimde, sesleri yüksek çıkan, çatışmacılığı uzlaşmaya, intikamı barışmaya yeğleyenler var ama onlar tuzu kuru azınlıklar. Bu ülkenin insanları yıllardır kavgadan, çatışmadan, cepheleşmeden, düşmanlaşmadan yoruldu. Ezici çoğunluk toplumsal barış, huzur, normalleşme istiyor. Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısı içeriden dışarıdan sabote edilse bile, susturulup hedefine ulaşamasa, geriletilse bile, sadece ülke için değil aynı zamanda kendi partisi için de bir umuttur.
Helalleşme çağrısı kitlelerce duyuldu. Karşı çıkanlar, yetersiz bulanlar, önemsizleştirenler, kulaklarını tıkayanlar olacaktır. Kılıçdaroğlu’nun bu adımı geriletilse bile söz bir kez söylendi. Artık top bizde. Halka halka yayılmasını sağlamak, barış talebini yükseltmek artık bize düşüyor.

Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024