Sedat KAYA
ÇILGIN AT, KARA TEPELER, HIRSIZLAR VE EV SAHİPLERİ
6.02.2019
1184
Çılgın At ölmeden önce şöyle demişti.
"Birilerimiz hayatta kalmalı ki, bu hikayeyi çocuklarımıza anlatsın."
Yıl 1840'tı.
Amerika'nın tam göbeğinde doğdu.
Güney Dakota'da.
Tashunka Witko koydular adını.
"Çılgın At" demekti.
Dakota Siouxlar'ın ana vatanıydı.
Kutsaldı bu topraklar onlar için.
Ulu manitu onlara emanet etmişti.
Özellikle Rushmore Dağı'nın zirveleri.
Kara Tepeler diyorlardı o zirvelere.
Orada atalarının ruhlarının yaşadığına inanırlardı.
O tepelerde av yapmazlar, kartallarla dans ederlerdi.
Ölülerini o tepelerde akbabalara sunarlardı.
Onlar bir yaralı ya da yaşlı Buffalo avladıklarında akbabanın hakkını aldıklarına inanırlardı.
Bu nedenle ölüler akbabalara bırakılırdı.
Çünkü ruh nasıl olsa bedenden çıkmıştı.
Ölülerini o tepelerde akbabalara sunarlardı.
Onlar bir yaralı ya da yaşlı Buffalo avladıklarında akbabanın hakkını aldıklarına inanırlardı.
Bu nedenle ölüler akbabalara bırakılırdı.
Çünkü ruh nasıl olsa bedenden çıkmıştı.
Kara Tepeler'in etrafı uçsuz bucaksız ovalarla sarılıydı.
O ovalarda dev çam ağaçları altında gürül gürül nehirler akardı.
Turkuaz renginde onlarca göl buffaloların su kaynağıydı.
Çılgın At böyle bir ortamda doğdu.
Küçük yaşta doğayı tanıdı.
Doğada yaşayan her canlının birbiriyle ilişkisi olduğunu öğrendi.
Onun dünyasında ne insanlar hayvanlardan, ne de hayvanlar insanlardan üstündü.
O yüzden her canlıya saygı duyardı.
Bir buffaloyu avladığında, önce onun ruhundan özür diler, sonra etinden kemiğine kadar hiç bir parçasını ziyan etmezdi.
Delikanlı çağına geldiğinde o güne kadar yaşadığı cennet cehenneme döndü.
Çünkü Amerikan devleti o topraklara göz koymuştu.
Vatanlarını işgal etmek istiyordu.
Özellikle de kara tepeleri.
O tepelerde altın vardı.
Amerikan devletinin duyurusuyla yüzlerce göçmen altın bulma hayaliyle kara tepelere akın etti.
Ve onları koruyan askerler..
Sioux'lar için sadece iki seçenek kalmıştı.
Ya direnecekler, ya esir düşeceklerdi.
O yaşa kadar hep barıştan yana olan Çılgın At, artık bir savaşcıydı.
Oturan Boğa ile birlikte halkının lideri oldu.
Amerikan ordusuna karşı nice zaferler kazandı.
Kendilerinden kat kat fazla olan orduların üzerine korkusuzca saldırdı.
Özellikle Little Big Horn savaşında Birleşik Devletlerin 7. Suvari Alayı'na karşı tarihe geçen kahramanca bir savaş verdi.
O savaşta Amerikan Ordusu'nun en önemli generali Custer da öldürüldü.
Tüm askerlerin bedenleri paramparça edilirken, birine dokunmamışlardı.
Üstelik onun cesedini bir buffalo kürküyle örtmüşlerdi.
O, 7.Suvari alayının borazancısıydı.
Mermisi bitince süngüsüyle, süngüsü düşünce borazanıyla direnmişti.
Kızılderililerin onu buffalo kürkü ile örtmelerinin nedeni, son nefesine kadar verdiği direnişe duydukları saygıdandı.
Bu savaştan sonra Çılgın At tüm kızılderili ulusları için bir şaman, bir kahramandı.
Birleşik devletler için de bir asi, bir terörist.
Waşington, savaş alanında yenemediği kızılderilileri teslim almak için acımasız sinsi bir plan kurdu.
Tüm buffalolar yok edilecekti.
Buffaloları yok edilirse, kızılderililer de yok edilirdi.
Çünkü buffalo kızılderililerin herşeyiydi.
Eti, kürkü, kemiği onların yaşamıydı.
Birleşik devletler buffaloları yok etmek için kürkünü bir dolardan alacağını duyurdu.
Haberi duyan binlerce avcı kısa sürede yüzbinlerce buffaloyu katletti.
Katliam o kadar büyüktü ki, kürkü için öldürülen buffalo iskeletlerinden dev tepeler oluştu.
Kızılderililer artık çaresizdi.
Buffalo'nun yokluğu açlık demekti.
Karakışta donmak demekti.
Sonunda teslim oldular.
Çılgın At da teslim oldu..
Amerikan devleti can güvenliği garantisi vermesine rağmen 1877 yılının 4 Aralık günü, 142 yıl önce bugün kahpe bir pusuyla silahsız olan Çılgın At'ı katletti.
Amerika'nın tam merkezinde, Güney Dakota'daki Rushmore Dağı'nın kara tepelerinde sabah rüzgarları hüzünlü bir hikaye anlatır dağa taşa, kurda kuşa.
Bir ulusun nasıl canice yok edildiğinin hikayesidir bu.
Ve bu caniliği yapanlar, kızılderililerin kutsal kabul ettikleri o kara tepelere Amerika Birleşik Devleti'nin dört başkanı George Washington, Thomas Jefferson, Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln’ün dev heykellerini kazıdılar.
Alay edercesine.
Çılgın At ölmeden önce şöyle demişti.
"Birilerimiz hayatta kalmalı ki, bu hikayeyi çocuklarımıza anlatsın."
Kızılderililer o hikayeyi çocuklarına, torunlarına anlatmak için yıllarca bir uğraşın içinde.
Kara Tepeler'deki 4 Amerikan başkanının heykelinin karşısına dev bir Çılgın At anıtı yapıyorlar.
Amerikan Devleti'nin yardımlarını kabul etmeden, kendi imkanları ile uğraşıyorlar.
Bu yüzden dağı yontma işi onlarca yıldır sürüyor.
Kara Tepeler'in gerçek sahipleri tarafından kutsal olarak kabul edilen anıt ince işçilik kullanılarak imar edilmekte.
Kayalar özenle yontuluyor.
Anıtın Yüksekliği 195 metre, genişliği ise 172 metre olacak.
Tamamlandığında 4 Amerikan başkanının heykellerinden 9 metre daha yüksek olacak.
Ziyaret edenler hırsızları ve ev sahiplerini görsün diye.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.09.2020
2.07.2020
3.06.2020
9.03.2020
21.02.2020
30.01.2020
28.01.2020
6.02.2019
20.11.2018