Süleyman Seyfi Öğün
Türkiye'deki sistem değişikliği yerleşik siyâsal zihniyeti bir hayli yoracak gözüküyor. Buna bütün siyâsal partilerin dâhil olduğunu baştan söyleyelim. Ama, ilk emârelerden anlaşılan sıkıntıların tezâhürünün her partide aynı olmayacağı anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yerleşik siyâsal parti kültürü ve yapılanması arasında ciddî bir uyumsuzluk olduğunu söyleyebiliriz. Elbette memleketin önünde yeni sistemin ilk uygulama târihi olarak 2019'a kadar daha iki sene var. Bu zaman zarfında çeşitli uyum yasaları çıkartılacak. Hâsılı parlamentonun yüklü bir gündemi olacak. En kritik olanlar ise Siyâsal Partiler Kânunu ve Seçim Sistemi Kânunu'nda yapılacak değişiklikler. Bunları izleyecek ve göreceğiz. Ama daha derinlemesine bakacak olursak, siyâsal kültürün ve zihniyetin bu dönüşümü idrâki ve sindirmesi daha fazla zaman alacak gözüküyor.
Cumhurbaşkanlığı sistemini en fazla sindirmesi ve bununla ilgili iç dönüşüm ve ayarlamasını yapacak partinin AK Parti olduğu muhakkak. Sayın Erdoğan'ın partinin başına geçmesi ile birlikte AK Parti kendi iç hesaplaşmasını yapacak ve dönüşümünü başlatacaktır. Cumhurbaşkanı seçimi ile genel seçimin eş anlı yapılacağı dikkâte alınacak olursa; AK Parti için öncelikli mesele, genel seçim odaklı olarak şekilleniyor. Partinin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ile alâkalı bir tartışmanın olmayacağı çok açık. Aday elbette ki Sayın Erdoğan olacak. Antrparantez belirteyim ki, Sayın Erdoğan'ı zorlayacak bir karşı adayın olabileceğini düşünmüyorum. Etkili bir merkez-sağ aday bulmak ve Sayın Erdoğan'ın karşısına çıkarmak, pratikte netice sağlayıcı olmaktan çok uzak gözüküyor. Zâten böyle bir isim olsaydı, şimdiden onun kim olduğunu bilebilirdik. Bu iş sonradan, bir anda olacak bir iş değil. Ben kişisel nâm ve hesâbıma 2019'da Sayın Erdoğan'a ciddî bir rakip çıkacağını hiç sanmıyorum. AK Parti'nin esasta odaklanması gereken seçim, yerel ve genel seçimlerdir. Bu da aslında şu demek: AK Parti, Meclis'teki çoğunluğunu kaybetmemek durumundadır. Unutulmamalıdır ki, neticeleri en fazla değişkeni içeren seçimler yerel seçimlerdir. Burada yaşanacak bir başarısızlık ise genel seçimleri etkileyecek mâhiyettedir. Şu aşamada AK Parti, referandum îtibârıyla üç büyük ildeki sarsılan prestijini tâmir etmek ve yeniden üstün duruma geçmek zorundadır. Bunu, elbette genel seçimlerdeki başarı izleyecektir. Anlaşılıyor ki, mahallî idârelerde ve Meclis'te sayısal olarak etkili bir netice almak AK Parti'nin siyâsal-aktüel önceliğidir. Sayın Erdoğan liderliğinde AK Parti'nin bu odakta bir dönüşüm geçirmesi beklenebilir. Bunu da izleyip göreceğiz.
Başta CHP olmak üzere muhalefete gelince tablo değişiyor. CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak bir aday çıkarması gibi bir seçenek mevcut değil. Tek başlarına Sayın Erdoğan'ın karizmasıyla yarışabilecek etkili bir isim bulmaları ise mümkün görülmüyor. MHP içindeki bölünmenin nereye kadar devâm edeceği belli değil. Muhtemelen muhalifler ayrışacak. Bu da MHP'nin önümüzdeki seçimlerdeki iddiasını zayıflatıyor. CHP'de ise referandumun hemen ardından kendi iç sorunları ve bölünmeleri keskinleşti. Sayın Selin Saye Böke gibi etkili bir ismin görevlerinden istifâsı; Sayın Baykal'ın çıkışları parti içinde suların daha bir süre durulmayacağına işâret ediyor. HDP'nin de Cumhurbaşkanlığı için bir aday ileri sürmesi çok etkili bir hareket olmayacaktır. Ama çok kaba bir tahminle % 7-%9 aralığında bir tabanlarının olduğu anlaşılıyor. İkinci tura kalmayacağını düşünmediğim bir seçimde bunun da fazlaca etkisi olacağını sanmıyorum..
Bu değerlendirmelerden çıkarabileceğim sonuç; zaman içinde yerel ve genel seçimlerin her zamanki ehemmiyetini koruyacağı doğrultusunda. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni etkin bir şekilde çalıştırmak isteyen AK Parti; Sayın Erdoğan'ın rakipsiz olduğu noktasından hareketle yasama-yürütme ahengi adına; ana muhalefet ise yeni sistemi, Meclis ve belediyeler üzerinde etkinsizleştirmek için ağırlıklarını yerel ve genel seçimlere verecek gözüküyor…
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019