Süleyman YAŞAR
Doğu Avrupa ülkelerinden çatırtılar gelmeye başladı. Niye çatırtılar gelmeye başladı? Çünkü Polonyalılar ucuz olduğu için İsviçre Frangı üzerinden tam 42 milyar dolarlık konut kredisi kullandılar. Ve bu krediler Avrupa’nın en büyük bankalarından kullanıldı.
Fakat İsviçre Merkez Bankası geçen yılın Ocak ayında İsviçre Frangı üzerindeki tavanı kaldırıp euro karşısında serbest dalgalanmaya bırakınca İsviçre Frangı değer kazandı.
500 BİN POLONYALI İSVİÇRE FRANGI BORÇLANDI AMA ŞİMDİ ÖDEYEMİYORLAR
İşte şimdi frank üzerinden konut kredisi alan 500 bin Polonyalı borç ödemelerinde zora düştü. Hattâ 2016’nın Ocak ayında Polonya’yı taklit eden komşusu Macaristan’ın yeni Başbakanı Andrzej Duda bir kanun tasarısı hazırladı. Bu tasarı; yabancı para üzerinden yapılan borçlanmaların borcun alındığı tarihteki değeri üzerinden yerli paraya çevrilmesini öneriyor. Tabii bu tasarı yasalaşırsa bu defa Avrupa’nın en büyük altı ekonomisinde bankacılık krizi çıkabilir. Çünkü UniCredit, Santander, ING veRaiffeisen Polonya bankacılık varlıklarının yüzde 60’ına sahipler. Kısaca ortada ciddi bir bankacılık krizinin çıkması olasılığı var.
JAPON PARASI RİSK YARATIYOR
Yine özellikle hisse senedi piyasalarında artan hisse fiyatlarının Japon Merkez Bankası’nın negatif faiz hadleriyle ilgili olduğundan endişe duyuluyor. Amerikan ekonomisinin en çok borçlandığı ülke ekonomik büyüklüğüne göre Japonya oluyor. Japonların, Amerikan ekonomisindeki uluslararası net yatırım pozisyonundaki payları 1989’da yüzde 10 düzeyindeydi. Bu pay 2014’te yüzde 70’e yükseldi. Bu durumdaJapon Yeni’nin değerlenmeye devam etmesi sorun çıkartacağa benziyor. Çünkü Japon Yeni dolar karşısında son 17 ayın en yüksek değerine ulaştı. Yen daha da değerlenirse hisse fiyatlarının düşebileceği endişesi var. Yine Japonların yen satması da küresel piyasalara için risk olarak öngörülüyor.
“Peki, bunun bizimle ne ilgisi var” diye sorabilirsiniz… Benzeri durum hisse senedi piyasasında Türkiye’de de var. Hisse fiyatları hızla yükseliyor. Halka arz yapılmıyor. Yani piyasaya yeni kâğıt girmiyor. Halk arz yoluyla özelleştirme de yapılmıyor. Dolayısıyla yeni kâğıt arzı olmadan fiyatlar hızla yükseliyor. İşte bu piyasa için bir risk faktörü oluyor. Çünkü benzeri durum 1994’te yaşandı. Yeni kâğıt verilmediği için borsada fiyatlar hızla yükselmeye neden oldu. Tabii spekülatörler aniden satışa geçip dövize yönelince ardından 1994 krizi yaşanmıştı. Bu arada son iki yılda hızla değer kaybeden Türk parası ve piyasalardaki durgunluk nedeniyle pek çok firma borçlarını ödeyemiyor. Ve iflas erteleme istiyor. Tabii bu iflas erteleme işlemlerinden en çok bankalar zarar görüyorlar. Çünkü alacaklarını tahsil edemiyorlar. Bir de Polonya ve Macaristan üzerinden gelecek bir bankacılık krizinin aynı kategoride olduğumuz için Türkiye’yi de olumsuz etkileyeceği açık bir gerçek oluyor.
IMF’YE GÖRE TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK RİSKİ YÜKSEK
Yine Japon parası yen kaynaklı bir piyasa hareketinden kurtulmak mümkün değil. Çünkü Türkiye’nin kısa vadeli dış borçları yüksek tutarda. Buna karşılık Merkez’in döviz rezervleri kısa vadeli borçları karşılayacak düzeyde değil. Şöyle; kısa vadeli dış borç tutarı 120 milyar dolar, brüt döviz rezervleri ise ancak 97,3 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. Bu arada 12 Nisan 2016 tarihinde açıklanan dünya ekonomisinin görünümü raporunda, IMF; Türkiye’yi, jeopolitik riski yüksek, zayıf dış talep ve yavaşlayan kredi büyümesi nedeniyle iç basına pompalandığından farklı olarak pek de iyi görmüyor. Yine Türkiye’nin 2016 yılı ekonomik büyüme hızını yüzde 3,8 olarak tahmin ederken, enflasyonu dönem sonunda 10,9 olarak öngörüyor.
O hâlde dikkatli olmakta fayda var. Doğu Avrupa ve Japon parası yen kaynaklı dış finansal dalgalar ekonomide büyük sorunlar çıkartabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016