Vahap COŞKUN
Kısa bir süre öncesine kadar Kobani’de sadece YPG ile IŞİD’in arasında bir savaş söz konusuydu. Ama şimdi durum değişti; önce Amerika’nın liderliğindeki koalisyon güçleri aktif bir şekilde müdahale etti, ardından ise peşmerge ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) devreye girdi. Artık IŞİD’in karşısında bir tek YPG yok, diğer aktörler de sahada. Koalisyon güçleri hava saldırıları düzenliyor, peşmerge ve ÖSO ise cephede YPG ile birlikte IŞİD’e karşı mücadele ediyor. Kobani’de yaşanan bu gelişmeler, birçok noktada dengelerin değişmesine neden oluyor:
1) Kobani, dünya gündeminin merkezinde. Günümüzün önde gelen entelektüelleri Kobani için çağrıda bulundular. 1 Kasım “Dünya Kobani Günü” ilan edildi. Dünyanın birçok yerinde Kobani için etkinliklerde bulunuldu, IŞİD’e karşı mücadele eden Kürtlere destek sunuldu. Denilebilir ki, iç savaş başladığı günden bu yana, Suriye’de hiçbir yer uluslararası medyanın ilgisine bu denli mazhar olmadı ve hiçbir yere bu kadar fazla anlam yüklenmedi.
Kobani’nin böylesine sembolik değere dönüşmesi birbiriyle bağlantılı iki önemli sonuç doğuruyor: İlki, koalisyon güçlerinin Kobani angajmanının artmasıdır. Kobani’deki mücadele, bir nevi, koalisyonun itibar mücadelesine dönüştü. Eğer IŞİD yenilgiye uğratılırsa, bölgede bir süredir esen IŞİD fırtınası diner ve IŞİD’in elinde tuttuğu psikolojik üstünlük kırılır. Tersi bir durum ise, koalisyonun IŞİD’e yenilmesi anlamına gelir. Başta ABD olmak üzere koalisyonu oluşturan tüm güçlerin saygınlığı yerle bir olur, “IŞİD ile mücadele edilemez” düşüncesi pekişir. Koalisyon için kolay telafi edilebilir bir durum değil bu; dolayısıyla Kobani’nin savunulması için koalisyonun daha fazla sorumluluk üstleneceğini söylemek mümkün.
İkincisi,koalisyonun IŞİD’e karşı mücadele eden gruplarla irtibatının kuvvetlenmesidir. Bu bağlamda PKK/PYD’nin ciddi bir aşama kaydettiği belirtilebilir. ABD, PYD ile doğrudan görüşmelere başladı ve -Türkiye’nin karşı çıkmasına rağmen- PYD’ye silah yardımı yaptı. Kadınların PKK içindeki etkin rolü ve PKK’nin laik karakteri bugünlerde çok daha fazla öne çıkarılıyor. Avrupa’da PKK’nin “terörist örgüt” listesinden çıkmasına yönelik bir yoğun bir kampanya yürütülüyor. Bunlar PKK’nin Ortadoğu denklemi içinde güç kazanmasını sağlıyor.
İktidarı paylaşmak
2) PYD/PKK uzunca bir süre Kobani’de başka bir silahlı gücün mücadeleye katılmasını istemedi. Bu çerçevede peşmergenin Kobani’ye gelmesine de sıcak bakmadı. Fakat Türkiye’nin girişimi ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin talebi üzerine peşmerge, savaşmak üzere Kobani’ye geldi. Bunun başlıca iki anlamı var:
a. IŞİD’in tüm Kürtler için ortak bir tehlike olarak belirlemesi, Kürt siyasi hareketlerinin beraber çalışmalarını zorunlu kılıyor, onların arasındaki anlaşmazlıkları yumuşatıyor ve birlikte hareket edecekleri bir zeminin inşasına olanak sağlıyor. Kürt kamuoyu da bu birlikteliğe büyük bir destek veriyor. Peşmergenin Türkiye sınırlarından Kobani’ye geçerken güzergâh boyunca karşılaştığı sevgi gösterileri, halkın bu desteğin somut bir dışa vurumu.
b. PKK/PYD salt kendi gücüne dayanarak uzunca bir süre IŞİD’le mücadele edemez, başta Kobani olmak üzere Suriye Kürdistanı’nı koruyamaz. Bunu söylemek, Kobani’de verilen mücadelenin değerini görmemek anlamına gelmez. Gerçekten Kobani’de büyük bir direniş var. Ama bu, PKK/PYD açısından sürdürülebilir bir durum değil; IŞİD gibi bir örgüte karşı, örneğin bir yıl, tek başına mücadele edemez.
Mevcut güç tablosu, PKK/PYD’yi bu coğrafyada iktidarı -başta KDP olmak üzere- diğer bazı güçlerle paylaşmaya mecbur ediyor. Peşmerge vasıtasıyla KDP bölgeye geri döndü. PYD, Suriye Kürdistanı’nın diğer siyasi gruplarıyla bir anlaşmaya vardı. Tüm bunlar PKK/PYD’nin iktidarı tek elde tutamayacağının bir işareti olarak okunabilir. Elbette PKK/PYD bu değişimi mümkün olduğunca kontrol altında tutmak istiyor. Mesela peşmergenin Kobani’de sembolik denecek derecede sınırlı bir sayıda (155) bulunmasına dikkat ediyor. Oradaki güç dengesinin kendi aleyhine değişmemesi için gerekli gördüğü tüm önlemleri alıyor. Ama görünen o ki, halihazırdaki şartlar artık salt PKK/PYD’nin hegemonyasına dayanan bir yapının kurulması için elverişli olmaktan çıkmış durumda.
Esad ile mesafe
3) PKK/PYD, ÖSO’nun da Kobani’de bir varlık göstermesini istemedi, bu yönlü tekliflere karşı durdu. ÖSO’nun Kobani’de kendilerine destek olmak yerine İŞID’e karşı yeni bir cephe açmasının daha doğru olduğunu savundu. Ancak bugün ÖSO da Kobani’de. Sembolik bir güç olsa da ÖSO’nun Kobani’de bulunması, PKK/PYD’nin Esad rejimi olan ilişkilerinde, kaçınılmaz olarak, bir değişim meydana getirecek. Zira PKK/PYD, Suriye’de “3. Yol” adını verdiği bir siyaset izliyordu. PKK söyleminde 3. Yol, “rejimin ne yanında ne de karşısında durmak” olarak izah ediliyordu ama gerçekte Esad’a yakın bir noktaya tekabül ediyordu. Bundan ötürü PKK/PYD, rejim muhalifleri ile herhangi bir işbirliği içerisine girmiyordu. Fakat şimdi farklı bir resim var. PKK/PYD, amacı Esad’ı devirmek olan ÖSO ile dayanışıyor. IŞİD’e karşı PKK/PYD birlikte hareket ediyor. Bu resim, Suriye yönetimi çok rahatsız edecek ve onun PKKK/PYD ile olan mesafesini artıracaktır.
4) Türkiye’nin, peşmergenin ve ÖSO’nun Kobani’ye gitmesinde aktif bir rol oynadığı belli oluyor. Hem hükümetin, hem de PKK yöneticilerinin açıklamaları da bu yönde. Davutoğlu, Akil İnsanlar Heyeti’yle yaptığı toplantıda, peşmerge ve ÖSO’nun geçişini kendilerinin önerdiğini belirtti. Mustafa Karasu da, hükümetin kendilerine bir HDP milletvekili aracılığıyla, peşmergenin Kobani’ye geçişine nasıl yaklaşacaklarını sorduğunu ifade etti. Türkiye’nin bu hamleden üç beklentisi olabilir:
Türkiye’nin amaçları
a. İç kamuoyunda özellikle Kürtler arasında Türkiye’nin Kobani için -savaştan kaçan sivilleri kabul dışında- bir şey yapmadığı düşüncesi vardı ve hükümet sürekli olarak yardım için adım atmaya davet ediliyordu. Dış kamuoyunda -bilhassa Batı’nın etkili basın organlarında- ise, hükümetin IŞİD’e destek verdiğine dair sürekli haber ve yorumlar çıkıyordu. Türkiye peşmergenin toprakları üzerinden Kobani’ye geçişine izin vererek, hem içteki baskıyı yumuşatmayı, hem de dıştaki kendisini IŞİD destekçisi olarak gösteren algıyı yıkmayı hedefledi.
b. IŞİD’in Şengal ve Erbil’e saldırdığı esnada Türkiye, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne beklentileri karşılayacak düzeyde bir yardımda bulunmamıştı. Mesud Barzani, IŞİD’in elinde rehin tutulan konsolosluk çalışanları sebebiyle Türkiye’nin bu davranışını anlayışla karşıladığını belirtmiş ama kırgınlığını da belli etmişti. Peşmergenin geçişiyle Türkiye, bir taraftan bu kırgınlığın giderilmesine katkı sağlamayı düşünüyor, diğer taraftan da Rojava’da PKK’ye karşı KDP’nin güç dengeleyeci bir unsura dönüşmesini sağlamaya çalışıyor.
c. Türkiye ÖSO’nun Kobani’de olmasına çok büyüm ehemmiyet veriyor. Kürt kamuoyunun bir kesiminde bu, Türkiye’nin muhtemel bir birleşik Kürt askeri yapılanmasının ve ilerleyen süreç içersinde oluşabilecek bir Kürt siyasi birliğinin önüne geçme çabası olarak okunuyor.
Ortadoğu’da herhangi bir aktörün yaptığı siyasi bir atak, bölgedeki birçok dengeyi sarsıyor, her bir gücün siyasetini yeniden tanzim etmesini gerekli kılıyor. Bu sebeple her aktör, bilhassa bu günlerde, adım atarken çok daha dikkatli olmak zorunda.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025