Yaşar YAKIŞ
Türkiye'nin NATO müttefiklerine gözü kapalı bir şekilde güvenip güvenemeyeceğine ilişkin ilk şüpheleri, 1960'ların başında ortaya çıkmaya başladı.
1962'de dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy, Rusya'nın Küba'ya füze teslimatından vazgeçmesi karşılığında Türkiye'ye konuşlandırılan Jüpiter füzelerinin kaldırılmasıyla ilgili Rusya ile görüştü. Kennedy bunu Türk yetkililere danışmadan yaptı.
İkincisi, 1964'te gerçekleşti. O zamanki ABD Başkanı Lyndon B. Johnson, Türkiye Başbakanı İsmet İnönü'ye bir mektup göndererek, Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye karşı askeri bir harekâta karar vermesi durumunda, NATO'nun Türkiye'nin yardımına gelemeyebileceğini ima etti.
Üçüncüsü, Türkiye'nin 1974'te Yunanistan’ın Kıbrıs'ı ilhak etmesini önlemek için adaya yaptığı askeri harekât sonucunda ABD'nin uyguladığı silah ambargosuydu. Bu ambargo, Türkiye'nin kendi silahlarını ve askeri teçhizatını üretmeyi düşünmesi için tetikleyici bir etken oldu. Ancak bu programı hayata geçirmek yıllarca, hatta on yıllarca sürdü.
İlk ciddi girişim 1980'lerde Turgut Özal'ın Başbakan olduğu dönemde yapıldı. Özal, silahlar için nispeten basit bileşenlerin üretimini teşvik etti ve sonrasında üretim daha sofistike silah ve mühimmatlara doğru genişledi. Zırhlı araç ve tankların üretimi çok başarılı oldu ve Türkiye bunları birçok ülkeye ihraç etmeye başladı.
Türkiye'de savunma ve havacılık endüstrisinin cirosu son 20 yılda 10 kat arttı. Türkiye ayrıca nispeten sofistike eğitim uçakları ve helikopter gemileri tasarladı, geliştirdi ve üretti.
Milenyumun başında, ulusal üretim, Türk ordusunun ihtiyacının sadece yüzde 30-35'ini karşılıyordu, şimdi yüzde 70'i aşmış durumda. 20 yıl önce değeri yaklaşık 5 milyar dolar olan savunma teçhizatının değeri, şimdi 20 yıl sonra 70 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu kapasite ülke sınırları içinde üretiliyor.
Türkiye'de üretilen insansız hava uçaklarının performansı, geçen ay İdlib'deki son çatışmalarda Türk generalleri bile şaşırttı. Ayrıca üreticilerin ve kullanıcıların moralini yükseltti.
Başka bir deyişle, ABD ambargoları Türkiye'nin ulusal olarak silah ve savunma ekipmanları üretmesinde ironik bir şekilde olumlu rol oynadı.
Savunma endüstrisinin gelişiminin bu arka planı, Türkiye'nin hem kendine güvenmesine hem de maceracı davranmasına neden oldu. Süreç, Türkiye'nin 2010'ların başında, güvenilir bir uzun menzilli hava ve füze karşıtı savunma sistemi satın alma ihalesiyle başladı. En düşük teklifi Çinli bir şirket yaptı. Uzun süren müzakerelerin ardından Türkiye, ABD'nin bu Çinli şirkete yaptırım kararı almasından dolayı sözleşmeyi imzalamaktan vazgeçti.
Bölgede artan tehdit göz önüne alındığında, Türkiye aynı amaç için başka bir ihale açtı. Patriot füzeleri üreten ABD'li Raytheon şirketini, bir Fransız-İtalyan ortak girişimi Olan SAMP/T'yi ve Rus S-400 hava savunma sistemini ihaleye davet etti. Rusya'nın teklifi en düşük teklif oldu. Türkiye hala Patriot satın almak eğilimindeydi ki, maliyeti 2.5 milyon dolarlık S-400 ile kıyaslandığında daha fazlaydı: 4 milyar dolar.
Ayrıca ABD'nin teklifi, Türkiye'nin güvence altına almaya çok istekli olduğu teknoloji transferini de içermiyordu. S-400'ün ise teknoloji transferini içerip içermediği hala belirsizliğini koruyor. Medyadaki iddialara göre, S-400’ler için teknoloji transferine dair bazı şartlar var ve bunlar sadece sistemin bazı basit bileşenleri için geçerli. Böylece Türkiye S-400 satın alma sözleşmesini imzaladı, çeşitli bileşenleri aceleyle teslim edildi ve planlamaya göre bu ay faaliyete geçecek.
S-400’lerin satın alınmasına karar verilmeden önce, Türk bürokrasisinde stratejik açıdan kapsamlı bir değerlendirme yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Eğer yapıldıysa, bu karara katkıda bulunanlar yanılmış olmalılar, çünkü daha sonraki gelişmeler kararın stratejik kimi sonuçlarını doğru bir şekilde değerlendiremediklerini kanıtladı.
Karar vericiler, bunun aynı zamanda Rusya ya da Trans-Atlantik topluluğu arasında bir seçim olduğunu düşünmediler. Bu kararın kabulü, Türkiye'nin NATO'ya güveninin en düşük olduğu ve Rusya'ya güvenin en yüksek olduğu 2016 yılındaki başarısız askeri darbenin sonrasına denk gelse de; stratejik hatalar taktik tedbirlerle düzeltilemez. Bu, Türkiye'nin şu an halletmeye çalıştığı ikilem.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020