Yıldıray OĞUR
Türkiye erken seçime giderken, Fransa’da aralarında Sarkozy’nin de olduğu bir grup Kuran’dan ‘zararlı’ buldukları ayetlerin çıkarılmasını önerirken, uzun yıllar Fransız model radikal bir laik diktatörlükle yönetilmiş Tunus’ta, 2011 yılındaki Yasemin Devrimi’nden sonraki ilk yerel seçimlerde yapıldı. Ve sandıktan Batı basınına göre İslamcı, kendi tariflerine göre “Müslüman Demokrat” Ennahda Partisi birinci olarak çıktı. Yüzde 40’lara yaklaşan düşük katılım oranına rağmen, adayların %49’nun kadın, üçte birinin 35 yaş altı olduğu, Kuzey Afrika tarihinin ilk adil ve özgür yerel seçiminin en dikkat çekici sonuçlarından biri başkent Tunus’un belediye başkanlığını ilk defa bir kadının kazanması oldu. Suad Abdurrahim’i dünya medyası için esas dikkat çekici yapan ise Ennahda Partisi’nden ve başının açık olması. Aslında Abdurrahim, başörtüsü yasağının Türkiye’den bile sert uygulandığı Tunus’ta öğrencilik yıllarında taktığı başörtüsü yüzünden mağduriyetler yaşamış, hapse atılmış bir isim.
Tıp Fakültesi’nden atıldıktan sonra girdiği Eczacılık fakültesinden mezun olan Suad Abdurrahim, daha sonra başını açmış ama gençlik kollarından geldiği, yasadışı ilan edilen Nahda hareketi içinde mücadeleye devam etmiş. 2011 yılındaki devrimden sonra da 22 yıllık sürgünün ardından ülkeye geri dönen Raşid Gannuşi’nin kurduğu Ennahda Partisi’nden Meclis’e vekil olarak seçilmiş.
***
Arap Baharı’nın tek başarı hikayesi olan Tunus’ta, Gannuşi’nin partisinin zaferi bitti, tükendi denilen İslamcılığın da son zamanlarda kazandığı en büyük zafer. Aslında Gannuşi, 2016 yılındaki parti kongresinde Ennahda’nın rotasını “Siyasal İslam’dan Müslüman demokrasiye” çevirmişti. Bu yeni rotanın bütün dünya medyasında dikkat çeken bir başka işareti de Ennahda’nın yerel seçimlerde Manastır kentinde bir Yahudi’yi listelerinden bağımsız aday olarak göstermesi oldu. Afrika’nın en eski Singaog’unun olduğu, bir zamanlar ülkede yaşayan kalabalık Yahudi nüfusundan geriye kalmış 1500 kişiden biri olan çamaşır makinesi tamircisi Simon Slama, yemin töreninde hem Tevrat hem de Kuran üzerine yemin ederek göreve başlayacağını açıklamıştı.
Gannuşi, 2011 yılından beri yaptığı siyasi hamlelerle Tunus’un bir Mısır, Libya ya da Suriye olmasını engellemiş bilge bir siyasetçi. Bazı yazarlar ona “Kuzey Afrika’nın Aliya”sı diyor. Gannuşi’nin bilgece hamleleri arasında sandıktan tek başına iktidar çıkmasına rağmen iktidarı muhalefetle paylaşmak, ardarda laik siyasetçi ve gazetecilere yönelik suikastlardan sonra artan darbe dedikodularını bitirmek için iktidardan geri çekilmek, yeni bir anayasa yapmaya öncülük etmek ve son olarak da kendi partisinden yükselen tepkilere rağmen devrilen Bin Ali rejimin isimlerinden, laik Nida partisinin lideri Es-Sibsi ile koalisyon kurmak da var.
2016 yılında Nahda hareketinin dini faaliyetleriyle siyasi faaliyetlerini birbirinden ayırma kararı ve partiyi Müslüman Demokrat olarak tarif etmesiyle de Ennahda’nın bir kitle partisi haline gelmesinin önünü açtı. Bu cesur hareket, bütün dünyada İslamcı hareketlerin yenildiği, Arap Baharı’nın bittiği tespitleri yapılırken Tunus’un İslamcı hareketine seçimde zafer kazandırdı. Ama bu zafer bile Gannuşi’nin uzlaşmacı, mütevazi, demokrasiyi önceleyen siyasetini değiştirmedi. Partisinin sözcüsü zaferi “demokrat, hoşgörülü ve uzlaşma arayan Ennahda’nın ödüllendirilmesi” olarak yorumlarken, Gannuşi de zaferi koalisyon ortağı laik Nida partisiyle paylaştı, zaferin değil, ülkedeki demokrasinin kurumsallaşmasının öneminin altını çizdi. Çünkü 2019’a kadar Tunus’ta halk parlamento ve Cumhurbaşkanlığı için iki kere daha sandığa gidecek. Ve bu seçim maratonuyla Tunus’un artık bir demokrasi olduğu tescil edilecek.
***
1980’lerden itibaren kitaplarıyla ve yaptığı ziyaretlerle Türkiye’de de yakından tanınan Gannuşi, 2011 yılında Arap Baharı’nın ilk zaferinin kazanıldığı Tunus’ta partisini iktidara taşırken, bütün dünyaya demokrasiye bağlılığını göstermek için Türkiye’deki AK Parti tecrübesini kendilerine model olarak aldıklarını anlatıyordu. Hatta bunu söyleyerek niyetleri hakkında hem ülkesindeki laiklere hem de dünyaya garanti veriyordu. Ama ilginçtir 2016 yılında Ennahda’nın kendisini Müslüman Demokrat olarak tarif etmesiyle yaşanan değişim sonrası, Gannuşi’nin Batı medyasında çıkan yazıları ve röportajlarında artık Türkiye’den ve Türkiye modelinden hiç bahsetmemeye başlaması dikkat çekiciydi. Artık, ortada övülen bir “Tunus modeli” vardı.
Tabii ki Türkiye ve AK Parti’den artık model olarak bahsedilmemesinin Batı dünyasıyla yaşanan sorunlar ve çatışmalarla ilgisi var. Ama mesele sadece bundan ibaret değil. AK Parti bütün dünyada Müslüman yada Muhafazakar demokrasinin biricik ve en başarılı tecrübesi olarak başta Nahda olmak üzere bütün İslami hareketlerin sigortası olmuş, önünü açmıştı. Tam da bu yüzden Türkiye’deki Müslüman demokrasi hikayesinin aldığı yaralar, gidilen yollardan geriye doğru adımlar, bundan sonra herhangi bir ülkede demokratik sistem içinde ortaya çıkacak İslamcı ya da Müslüman hareketler için de kötü referans olacaktır. O yüzden Türkiye ya da Tunus tecrübesi sadece bu iki ülkenin içişleriyle ilgili meseleler değil. Neyse ki Gannuşi’nin uzlaşmacı ve bilge liderliğiyle gelen Tunus’taki seçim zaferi hala o şarkının bitmediğini ve söylenmeye devam ettiğini gösteriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025