Yıldız Ramazanoğlu
Olaylara ve olgulara ilkesel yaklaşamamak toplumu sürekli aşağıya çekiyor.
Misal geçtiğimiz zamanlarda siyasal kimlikleriyle öne çıkan kadınlara, ki buna parti genel başkanı bir hanımefendi de dahil, cinsel içerikli hakaretler edildi. Olması gereken, eski deyimle bila kaydü şart bu müptezelliğe karşı çıkmaktır. Büyük çoğunluk kendine yakın bulduğu kimseye yapılınca ateş püskürürken, farklı biri söz konusu olduğunda sessiz kalıyor ya da ama ile başlayan cümleler kurmayı tercih ediyor. Ak Parti Milletvekili Özlem Zengin “önceden kadının adı yoktu” der demez pandoranın kutusu açıldı. Sarfedilen sözleri görünce insanın nutku tutuluyor. İş Özlem’den çıktı, başörtülü kadınların nasıl da kötü insanlar olduklarına, kimsenin acısına eğilmediklerine, mağdur edebiyatı yaptıklarına, başörtülü yapılamayacak mesleklerin sıralanmasına geldi dayandı. Kimi kendinden menkul dini korumaktan sorumlu kişiler de tıpkı daha önce olduğu gibi, kadının çalışmasının vekil olmasının toplumu ifsat edişini anlatmaya başladılar. Kadınlar evde oturmadıklarında toplum nasıl çürüyor, yuvalar nasıl yıkılıyor, renkli giyinerek nasıl da cehenneme sürükleniyorlar vs. Başörtüsü yasakları zalimleştikçe, iyi ya zaten ne işleri var üniversitelerde diyerek baskılara zımnen destek vermiş olan zihniyet de bu vesileyle linçe katıldı.
Mağdur edebiyatı suçlamalarından sanırım kurgu ve hayal kastediliyor en iyimser düşünceyle. Keşke aşırı parıltısıyla gözleri kör eden gerçeklik yaşanmamış olsaydı. İlkin babalarının zoruyla örtüyorlar denilerek kadının özgür iradesi yok sayılmış, itibarsızlaştırma yoluna gidilmişti. Zamanla kadınlar birbirini dinledi olgunlaştırdı, bu arkaik düşünceler aşıldı eşitlik hizasızından bir anlayış gelişti. Amargi dergisinin daha ilk sayısını(2006) içten bir anlama çabasıyla bu meseleye hasretmesini unutamam.
Başörtülü bireylerin yaşam tarzı farklılıklarından, diğer toplumsal meseleler karşısındaki tutumlarından bağımsız olarak mesela vekil olma haklarının verilmemesini dehşet verici bir ayrımcılık olarak görmek, ilkesellikten sapmamak çok mu zor? Demokrasi çok mu iyi işliyor, milletvekili olanlar ne yapıyor, kadınlar vekil olsa kuş mu konduracaklar vs. gibi söylemlerle ağır hak ihlali hafife alındı. Mesele çok basitti aslında, kadınlara seçme seçilme hakkının 1934’te konfeti şeklinde yağdırıldığı, bunun birçok Avrupa ülkesinden daha önce başarıldığı söyleniyordu. 1999’da Merve Kavakçı’nın seçimi kazanması, TBMM genel kurulundan, ekran başındaki küçücük çocuklarımızı örseleyen biçimde kovuluşu. Ardından daha yeni, Haziran 2015’te Lütfiye Selva Çam’ın mecliste üstüne yürünmeden yeminini edebilen ilk başörtülü vekil olarak tarihe geçmesi. Neredeyse seksen sene sonra.
İkna Odası novellasını 2003’te yayınladığımda hali hazırda dışlanan, aşağılanan, yok sayılan, hakaret edilen genç kızlar, kitabınızı okumak istemiyoruz, bu konuya dayanamıyoruz diyorlardı. Öyle haklılardı ki ben de yazdıklarımı dönüp okumadım zaten yıllarca. 1996 en acımasız yıllardandır. Binlerce insan atılmıştı üniversitelerden. İnsan yerleşimleri, sosyal dengeler ve kentler üzerine çok geniş kapsamlı uluslararası bir etkinlik olan, İstanbul’da düzenlenen Habitat II’de bu ayrımcılıkla ilgili bir forum düzenlemek istemiştik. Birçok arkadaşımızın psikolojileri elvermediği gerekçesiyle konuşmak istemediklerini hatırlıyorum. Kültür ve sanat ağırlıklı yazmaya o kadar alıştırdım ki kendimi, on binlerce insanın öldürülmeseler de travması nesillerce sürecek bir cinayete kurban gidişlerini anmakta zorlanıyorum.
Gösteriler, fedakarca destek verenler elbette vardı. Fakat yara eğitim hakkından mahrum kalmakla sınırlı değildi. Çaresizsin diyerek başörtülü kadınları ücra köşelerde ucuza çalıştıran işverenler, konserime gelmeyin diyen şarkıcılar, bazı mutena semtlerde müşterilerimiz rahatsız oluyor diyerek masadan kaldıran restoranlar, yanımda görünme kariyerim mahvoluyor diyen eşler, üniversite bitirmek şart mı mücadele edin deyip, üniversite bitirmiş kızlarla evlenen adamlar, ulul emre itaat edip okulunu bitirmezsen evladım değilsin diyen babalar. Kayıt listelerinde bazı kızların isimlerinin yanına başörtülü (türbanlı) olduğunu belirtmek için büyük harfle ürkütücü bir T işareti konulurdu. Sonunda yurt dışına dağıldılar, Kore’den Avrupa’ya, Amerika’dan Güney Afrika’ya. Bu sefer de bizde muteber olan birçok Batı üniversitesinin denkliği, bu kızların Türkiye’ye dönüşte de tutunamaması için kaldırılmıştı.
Toplumun hiçbir kesimi on yıllarca başörtülü kadınları dinlemeye değer bulmadı. Ne istediklerini neyi hayal ettiklerini açıklayamadan dindarı seküleri herkes tarafından susturuldular, görmezden gelinme, yok sayılma acılarına katlandılar. Artık neye inanmaları ne yapmaları nasıl yapmaları gerektiğini söylemeye doyamayanlarla ilgilenmeyi bırakmaları, kalplerinin vicdanlarının hayallerinin rehberliğine güvenmeleri en iyisi. Neredeyse soykırım düzeyinde kadın cinayeti işlenen bir ülkede hala ama demeden karşı duran ne kadar da az. Hatırlamak yüzleşmek iyidir, iyimser olmak umudu beslemek de. Yasakları özleyenler bir bahane bulunca ses veriyorlar versinler tabii, ama toplum olarak ortak değerlerde buluşabildiğimize inanıyorum her şeye rağmen.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020