Zeki ALPTEKİN
Corona krizi ve Türkiye
Evet. Resesyona doğru yol alıyoruz. 2020'nin 2. çeyreğindeki ekonomik rakamlar ilk çeyreğine göre daha negatif olacak. Bunun bir adım ötesi, gerekli tedbirler alınmazsa artan döviz kuru ile kırbaçlanacak enflasyonlu durgunluk, yani stagflasyon! Bu tehlike potansiyel olarak mevcut.
Bu bağlamda, diğer ülkelerde görmeye alışık olduğumuz, hükümetlerin bağımsız kuruluşlara yaptırdığı krize ilişkin tahliller, olasılıklar ve bunlara ilişkin olarak öngörülen tedbirler, stratejiler ve bunların üzerine yapılan tartışmalar, geliştirilen alternatif modeller, senaryolar vs. bir iki eleştirel araştırmaların dışında yok.*) Olası senaryolar nedir, yılın ilk 6 ayında pandemi geriletilirse, 2. yarısında „normalleşme“ ile birlikte olası, beklenebilir gelişmelerin sayısal ifadesi (konjöktürün „V“ gelişmesi) ne olabilir; ya da pandeminin geriletilmesi yılın 2. yarısına sarkarsa (konjöktürün „U“ gelişmesi) bunun olası maliyeti, dolayısiyle bu durumda izlenecek strateji ne olur; bu ve benzeri konularda hassasiyet, modellemeler, bilgi alışverişi, titiz yaklaşım maalesef „hak getire“! 21 maddelik „ekonomiye kalkan“ paketi açıklanırken öngörülen tek şey, krizin Türkiye'nin yararına olabileceği iyimser beklentisi idi.
Nerede bulunuyoruz?
Prof. Selva Demiralp'in hesaplarına göre bu yıl ülkemizden ödenmesi gereken dış borç yaklaşık 169 milyar dolar kadar. Bunun önemli bölümü özel sermaye borçları. Ancak burada söz konusu olan ülkeden çıkacak olan döviz olacağı için, borcun kime ait olduğu ikincil önemde. Ayrıca kimin olursa olsun, ödenememesi durumunda borçların hemen ülke ya da devlet borcuna dönüşmesi pratikten bilinen bir gerçek. Bunun 35-50 milyar Dolar'lık çevrilmesi zor kısımı, herhangi bir yerden alınmak zorunda. Ama nereden? Olası kaynaklara bir göz atalım..
Türkiye'nin önemli döviz kaynağı olan turizmde bu yıl gelirlerin en az yarı yarıya düşeceğini beklemek gerçekçi bir yaklaşım. Ki bu alandaki krizin daha uzunca devam edeceği de gelecek yıllar itibarı ile hesaba katılmalı. Dış ticaretinin yarısını AB ülkeleri ile yapan Türkiye'nin bu olanağın da oradaki resesyon nedeniyle daraldığını ve genelde bu pazarla olan ilişkinin „ithalata bağımlı bir ihracat“ şeklinde sorunlu bir yapı arz etmesi nedeniyle ülkenin borç çevirmesine katkısı olamayacağı açık.
Krizin ilk oluştuğu ülke olan Çin'de üretimin ilk anda büyük ölçüde durması ya da yavaşlaması ile beliren üretimin Türkiye'ye kayması umudu, ilk anda textil alanında belli kıpırdanmalar ile biraz beslendiyse de, kısa vadede buradan ülke için yeni bir döviz alanı olmasını beklemek pek gerçekçi görünmüyor. [Kaldı ki „üretimin kayması“ olgusu, orta ve uzun vadede kendisini belli edecek bir gelişme olacak, ki bu alanda Türkiye alternatif olarak da yalnız değil. Ayrıca Çin'de üretimin yeniden başlaması, bu konudaki beklentileri biraz bastırıyor gibi.]
T.C Merkez Bankası'nın mevcut faiz politikası, bırakalım „sıcak sermaye“yi çekmesini, var olanı bile tutmakta zorlanıyor. Enflasyonun %12'lerde dolaştığı bir dönemde %8,75 faize kimse gelmiyor tabii ki. Bu durumda dış borçların çevrilmesi başka hangi kaynaktan, hangi kanaldan olabilir?
Bu, iktidara göre IMF olamayacağına göre geriye SWAP anlaşmalarından başka bir kanal kalmıyor. Çeşitli merkez bankalarının kendi aralarında yaptığı, bir nevi para birimleri takası olan SWAP için diğer merkez bankaları ve ABD merkez bankası FED ile olan ilişkilerden henüz bir sonuç çıkmış değil!. Onlar da muhatap oldukları Merkez Bankalarının kredilibitesine, aldığını ödeyebileme gücüne, yani rezervlerine bakıyor. TCMB rezervleri net olarak negatifde ve merkez bankası sadece şeklen „bağımsız“ olduğu için tüm bunlar kredibilite konusunda olumsuz bir görüntü veriyor. Türkiye ayrıca, içinde olduğu G20 ülkelerinin kendi aralarındaki SWAP angajmanında da yer almadı.
Global sermayenin yeni direk yatırımları konusunda da var olan perspektif pek „iç açıçı“ görünmüyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarında Türkiye'nin karnesi pek iyi değil:CDS puanında her 100 puan %1 sigorta primi demek. Örneğin şu an Türkiye’nin CDS puanı 600. Yani Türkiye bir ülkeden borç alacağı zaman hem borç faizini ödeyecek, hem de buna ek olarak %6 oranında sigorta primini karşılayacak. Astarı yüzünden çok pahalı olan, sıkıştığında Türkiye'nin kullanabildiği, kullanabileceği bir kanal!
Son olarak; bu noktada Türkiye için tek artı, dünya piyasalarında düşen petrol fiyatlarıdır. Bunun ise Türkiye'nin cari açığına „eksinin artısı“ olması ile pozitif bir etkisi var. Ancak Çin'de üretimin tekrar başlaması ya da konjöktürün kendi içinde tekrar yükselmesi ile birlikte petrol fiyatlarının belli bir süre içinde tekrar yükselmesi ihtimal dahilindedir.
Türkiye'de kriz yönetiminin ekonomi politiği
Bu işin „dış“ yanı idi. Bir de ''içte'' oluşan krizin maliyetlerini yönetme sorunu var. Cumhurbaşkanı, „ekonomiye kalkan“ programını açıklarken destek miktarını 100 milyar TL olarak tespit etmişti. Önemli oranda kredilerden oluşan bu desteğin hacimi, Hazine ve Maliye Bakanı tarafından daha sonra 200 milyar TL olarak açıklandı. Dolar karşısında değer kaybeden TL nedeniyle bu hacimin pratikte daha da küçüldüğünü burada belirtelim. Konuya ilişkin olarak, geçmiş makalelerimizden birinde, kriz yönetim bütçesinin diğer ülkelerde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) ortalama %10'una denk geldiği (Türkiye'nin de dahil olduğu G20'de bu oran %8'in biraz üstünde!) gözönüne alındığında, bizde tespit edilen %2,5'luk ya da %5'lik oranının en azından 4'e ya da 2'ye katlanmasının gerçekçi bir yaklaşım olabileceğini söylemiştik. Bu ise yekûn olarak kabaca 55-60 milyar Dolar'lık bir bütçeye denk geliyor, ki ODTÜ'den Prof. Dr. Erol Taymaz'ın yaptığı tespit de yaklaşık olarak bu seviyede.
Miktar olarak yetersizliğinin yanında, açıklanan 21 maddelik ekonomik tedbir paketinde ilk göze çarpan şey, desteklerin tüm toplumsal-ekonomik birimleri kapsayıcı bir boyutta olmadığı, bu nedenle de kifayetsiz kaldığıdır. Bu bağlantıda ekonomik paketin ziyadesiyle arz yönelimli olduğu tespit edilmelidir. Örnekleyecek olursak:
Tedbir paketinde Türkiye ekonomisinin önemli sacayaklarından birini oluşturan orta ve küçük boy işletmelere yarayan pek fazla bir şey görülmüyor. Genellikle riziko kapitali olmayan, zayıf sermayeli olan bu kesimin (özellikle gastronomi, hizmet sektörü, perakende satış, tarım, gıda sektörlerinde) krizden etkilenme oranı göreceli yüksektir. Mesela esnafın kendi mali gücüne dayanarak dükkanını kapalı tutma gücü en fazla 2 hafta olduğu söylenir. Bu açıdan tedbir paketi ile SGK primleri, kredi borçları ya da elektrik, doğal gaz vs. yan giderlerin ödenmesinin ertelenmesi gibi önlemlerin etkisi, sigortalı çalışanların neredeyse üçte ikisini istihdam eden, ithalatın üçte birini gerçekleştiren bu kesimde minimal kalacaktır.
Bu kesime yönelik efektif tedbir ya da destek, söz konusu borçların, zaten göreceli az olan kamu bankası kredi borçlarının devlet tarafından üstlenilmesi, işsizlikle mücadele açısından, „geleneksel“ olarak iç talep eksenli gelişen Türkiye ekonomisi için yaşamsal önemdedir. Bu noktada, krizden özellikle etkilenen, kırılgan sektörlere faiz karşılığı kredi olanağını gösterme yerine, yani faizli borç önerme yerine, „cömert“ bir destek ile doğrudan, karşılıksız sermaye transferi daha rasyonel bir tedbir alternatifi olarak duruyor. Hibe şeklindeki bu yardımın boyutunu Ali Babacan, GSYH'nin en az %3'üne denk gelecek şekilde 20 milyar Dolar'lık bir mali genişleme olarak tespit ediyor. Ülkemizde varolan küçük ve ortaboy işletmelerin yaygınlığı göz önüne getirildiğinde söz konusu rakam gerçekci görünüyor.
Bu noktada KOBİ'lere kredi konusunda onları „büyükler“ karşısında dezavantajlı kılan bir pratiğe, yaşanan bir dizi kifayetsizliklere bir örnek olarak vermek gerekirse; bankalar kredi dağıtımında „büyükleri“, krediyi geri ödeme konusunda sahip oldukları göreceli büyük hacimden dolayı öncelikle tercih ediyorlar. Bu noktada fırsat eşitliğini sağlamak üzere kanalların tüm ortaboy işletmelere, küçük üreticilere, esnafa ve çiftçilere eşit şartlarda açık tutulması devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. Ha keza kültür ve sanat alanında çalışan kişi ve kuruluşlar, kendilerini yeniden üretebilmelerinin koşullarının yaratılması için kriz aşılana kadar kesintisiz desteklenmelidir.
Tüm krediler mikro ve makro bazda krizin yarattığı tahribat açısından mercek altına alınıp sartlara uygun şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
Bu bağlamda konunun çalışanlar, yani talep yanına gelecek olursak;
1. kısa çalışma ödeneği ilk üç ay için net ücretin %100'ü, sonraki 3 ay için %80'i olacak şekilde yükseltilmeli,
2. ücretsiz izin durumunda devletin ödemeyi taahhüt ettiği tutar 1.177 TL, en az asgari ücret seviyesine ( 2.324 TL) çıkarılmalıdır.
3. Türkiye ekonomisinin yaklaşık %30 cirosunu yapan bir „kayıtsız ekonomi“ olgusu var. Bu sektörde her türlü güvenceden mahrum çalışanların sayısı 9 milyon olarak tahmin ediliyor. Corona krizi dolayısı ile kapanan işyerleri nedeniyle işsiz kalan, evde kalması istenen bu kesim düzenli gelirden mahrum! Çalışamadığı sürece bu insanların en az asgari ücret düzeyinde karşılıksız desteklenmesi de ekonomik rasyonalite içinde mülahaza edilmelidir.
4. Bu açıdan, özellikle ABD ve İtalya'da dile getirilen "helikopter para" denilen devletin herkese karşılıksız para dağıtması tedbiri, Türkiye'de krizden en çok etkilenen „yoksulluk sınırı altında yaşayan“ en mağdur kesimler için bir defalık değil, düzenli aralıklarla düşünülebilir, kriz anında görülen talepte daralmaya karşı yeniden hareketlilik getirip ekonomiye bu cepheden makro bir katkı sunulabilir.
Tüm bunları kıyaslanabilir somut bir örnekle açıklayalım:
Almanya'nın tanınmış bira üreticisi olan Bitburger firması, Corona krizi sırasında akıllı bir adım attı. Özellikle fıçı birası segmentinde ülkenin 1. üreticisi konumunda olan firma için gastronomi yaşamsal önemde; çünkü Bitburger birasının sunulduğu lokal sayısı Almanya'da 50 bin civarında.. 2 ay kapalı kalan lokantalar şimdi belli tedbirler ile açılmaya başlanıyor. Kriz, bir kısım gastronomi işletmesini, özellikle küçük olanları silip süpürecek; bu kesin! Tahmin edilen rakam %30-35 civarında. Bu koşullarda yeniden bir başlangıcı kolaylaştırmak için Bitburger, müşterilerine son kullanım tarihi geçmiş biraları karşılıksız olarak yenileyeceğine, yeni hijyen uygulamalarında yardımcı olacağına, bardakları yıkama makinalarına ulaşımda belli kolaylıklar sunacağı vs. şeklindeki toplam 6 maddelik bir tedbir paketini açıkladı. 2 ay boyunca ürünlerini satamadığı 50 bin lokalden dolayı kendisi de müşkül duruma düşen firma, fıçı biralarını karşılıksız yenileme ile de bu şartlarda ek bir maliyet altına korkusuzca girmesinin dayandığı rasyonel zemin, „yaşat, yaşa“ şeklinde özetlenebilir. Mikro birimden makro ekonomiye katkı! Bu insiyatifi ile Bitburger hem ilgili lokallerin krizi aşmasına, burada yaratılan katma değerin ve bir talep unsuru olarak istihdamın kurtarılmasına, son tahlilde de kendisinin krizi aşmasının maddi temelini oluşturuyor, bununla makro planda ekonomik çevrime kendi ''mütevazi'' katkısını yapıyor. Keynes buna ''toplam talebin canlandırılması'' diyor.
Örnekte de görüldüğü gibi sorunun çözümü, ''cimri'' tasarruf tedbirlerinde değil, kapsayıcı talep orijinli ekonomi politikalardadır. İşte ülke ekonomilerinde kriz yönetiminin işleyişi de, biraz daha komplike, ama benzeri, böylesi bir bazda cereyan edebilir.
Devletin resesyon, ekonomik durgunluk olasılıklarına karşı kendisinin geliştireceği en etkin ekonomik yatırım faaliyetlerinden biri de bence yenilenebilir enerjiler alanıdır. Neden? Çünkü geleceğe yönelik bir yatırım olması açısından stratejik, ekolojik ve ekonomikdir. Bu hali ile %100 krize dayanıklı niteliktedir. Çünkü hammaddesi 0 (sıfır) maliyetle hiçbir borsada alınıp satılamıyor, spekülasyon malzemesi değil! Ve üstelik %100 ''yerli ve milli''.
Peki optimal bir kriz yönetimi için gerekli olan 55-60 milyar Dolar'lık kaynak nereden gelecek?
Türkiye için bir getirisi olabilecek, önce de sözünü ettiğimiz SWAP anlaşmaları, rezerv paraya sahip olan ülkelerin büyük merkez bankaları ile yapılacak olan anlaşmalardır. Bunlar, başta amerikan FED olmak üzere AB'nin merkez bankası EZB ile Japonya ve İngiltere'nin merkez bankalarıdır. Ülkeler, bu ülkelerin merkez bankalarından takas yolu ile söz konusu yabancı para birimlerini (Dolar, Euro, Yen, Pfund) alır ve rezerv olarak kenara koyar.
Ancak böyle yapıldığında, yani karşılığını mali (ekonomik) olarak sağladıktan sonra basılan paranın enflasyonist etkisi minimal kalabilir. Son dönemde TL'nin diğer rezerv para birimleri karşısında değer kaybetmesinin asıl nedeni „bazı küresel güçlerin atakları“ değil,
1. TCMB'nin böylesi bir döviz arka planı olmadan, yani karşılıksız olarak para basmasıdır.
2. 2019 yılında ekonomiyi canlandırmak adına faizlerin hızla düşürülmesi, enflasyon düşmeden gelen (politika) faiz indirimlerinin reel faizi düşürüp Dolar talebinin tetiklemesidir.
[Bu durumda TL'nin Dolar karşısında değer kaybetmesini önlemek için TCMB döviz rezervlerinin, kriz anında gerekli olabilecek „yedek akçelerinin“ tüketilmesi, riskleri hem maddi, hem de manevi açıdan artırdığını bu vesile ile belirtmiş olalım.]
Tekrar konuya dönecek olursak; kaynaklardan diğerleri Dünya Bankası, IMF vb. uluslararası kuruluşlardır. Ama kriz dönemlerinde onların da verebileceği para sınırlıdır; örneğin IMF verebileceği para Türkiye'nin GSYH'nin %1'i kadardır. Daha fazlasını kredi almak da mümkündür, ama her borç veren bankanın yaptığı gibi belli bir program ve şartlar altında..
Bu işin özetle ''dış'' cephesi! ''İçte'' ise, aşağıda formüle ettiğimiz (aklımıza gelen) tedbirler ile ülke içinde herhangi parasal genişlemeye yol açmadan, yani enflasyonist baskıya sebebiyet vermeden olası bir kriz fonu için kaynak yaratılabilir. Ama önce tarihten bir örnek;
J. M. Keynes,1929 Büyük Buhran'ının etkilerinin sürdüğü 1930’ların ikinci yarısında finansal piyasalar üzerine salınacak bir işlem vergisinin, spekülatif hareketleri önleme ve uzun vadeli yatırımları özendirmedeki önemine dikkat çekerek, hisse senedi piyasasına uygulanacak böylesi bir spekülasyon vergisinin kısa vadeli alım-satım kârı elde etmek isteyen spekülatörleri bu kararlarından caydıracağını, buna karşın temel göstergeleri esas alarak yatırım yapanları olumsuz yönde etkilemeyeceğini ileri sürmüştü.
Bu tarihsel arka planda, Avrupa'da 20. Yüzyıl sonunda tekrar Tobin vergisi ile güncelleşen bu öneri, Türkiye açısından verili kriz koşullarında iki açıdan önemli olabilir:
1. Yukarıda sözü edildiği gibi borsalardaki spekülatif eğilimler üzerinde frenleyici etki sağlayabilir.
2. Türkiye'de hisse senetleri alım-satım kazancında uygulanan stopaj 0 (sıfır) olarak belirlenmiş. Ayrıca, tam mükellef kurumlara ait olup, Borsa İstanbul’da işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirler de tevkifata, yani vergiye tabi değildir. Hangi sürelerde elden çıkarılırsa çıkarılsın, spekülasyon içinde telakki edilmesi gereken bu kazançlar, %10 gelir vergisi olarak vergilendirilmesi durumunda elde edilecek kaynakkriz fonunaaktarılabilir.
Türkiye'de son 30 yılda yükselen şehirleşme trendi, bir yanı ile devletin (dolaylı) himayesi ile de çarpık gelişme sonucu arsa değerlerinde aşırı ve hızlı yükselmelere neden oldu. Şehirlerin merkezi bölgelerinde kiralara da yansıyan bu gelişmeler ile kentsel rantdenilen bir olgu oluştu. Öyle ki, büyükşehirlerin herhangi bir yerinde alınan bir gayrimenkul, birkaç yıl sonra elden çıkarıldığında, yerine göre ölçüsüz kazançlara neden olmakta. Normal pazar mantığı dışına taşan bu tür spekülatif gelişmeyi frenlemek üzere konulacak bir Kentsel Rant Vergisi,olası bir kriz fonunakaynak oluşturabilir.
Kriz yönetimine yaratılacak kaynaklardan biri de şüphesiz, zaruri olmayan kamu harcamalarından kaçınma, (ekonomik) getirisinden çok götürüsü olan „prestij“ projelerinden uzak durmadır.
Enerji faturalarında, zaman zaman kaldırılması konuşulan enerji Fonu (%1), TRT payı (%2) ve KDV (%18) olmak üzere toplam %21'lik bir kaynak bir süreliğine (mesela 5 yıllığına) kriz fonu olarak kullanılabilir.
[Değişik elektronik cihazların satışlarından bandrol payı, deniz ve kara taşıtlarından katkı payı da alan TRT, reklam gelirleri ile birlikte bu süreci yıllık 1 milyar TL (2019 yılı elektrik faturası geliri) olmadan da idare edebilecektir. Ayrıca 14 televizyon ve radyo kanalı biraz „enflasyonist“ değil mi?]
Bir süreliğine partilere hazineden verilen yardım da, oluşturulacak kriz fonuna aktarılabilir (2019: 772 milyon TL; 2020: 420 milyon TL). Vergi adaleti ya da adaletsizliği başlığı altında kavramsallaştırdığımız bu „dengesizliğe“ son bir örnek de spordan olsun:
İşçi ve memurlar, kazançlarının %27'sini gelir vergisi olarak öderken futbolcular da bu oran %15 ile Avrupa ortalamasından (yaklaşık %40) kıyaslanmayacak kadar düşük. Yabancı futbolcular, 6 aydan az kaldıkları sürece vergiden muaflar üstelik. Bu miktar (%15) en az ikiye katlanabilir.
Son tedbirlerin, tek başına alındığında belki miktar olarak pek ağırlığı yok, ama (bu arada aklımıza gelmeyenler ile de birlikte) benzerleri ile birarada düşünüldüğünde hiç de azımsanmayacak bir yekûnu ifade ediyor: „Damlaya damlaya göl olur“ öz deyişinin dayandığı zemin de budur zaten.
Neresinden bakarasak bakalım, Corona ve krizi ile işimiz en az 2 yıl, belki daha da fazla sürecek. Bunun getirdiği olumsuz ekonomik etkilerin, tıpkı 2008-09 krizinde olduğu gibi zamana yayılarak devam etmesi beklenmelidir. Kriz çözümünde devletin rolü, insiyatifi artıyor. Burada içe kapanmacı, otoriter politikaların ağırlığının artması tehlikesi belirse de bence gelişmeler, demokratik açık toplum, sosyal devlet eğiliminin giderek ağır basacağı, Bolsonaro ya daUrban gibi otoriter demagog popülistlerin zamana karşı yarışı kaybedeceğine, küresel bilinç ve vicdanın eninde sonunda ağır basacağına işaret ediyor. Krizle mücadelenin başarısı son tahlilde ancak demokratik, açık ve şeffaf bir toplum ile mümkün! Tarihsel iyimserliğime dayanak olan temel bu..
* )Bu konuda görebildiğimiz tek istisna Prof. Selva Demiralp'in Koç Üniversitesinde yaptığı ekip çalışmasıdır. Pandemi konusunda kurulan Bilim Kurulu'nun ekonomi konusunda kurulmaması büyük bir eksikliktir. Ayrıntılar için bkz.:
https://yetkinreport.com/2020/04/16/tam-karantina-geciktikce-ekonomik-maliyet-artiyor/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023
6.08.2023
11.07.2023