Melih ALTINOK
Her kesim varoluşunu gerekçelendirmek için devlet aygıtının birincil düşmanın kendisi olduğu miti üzerinden hareket ediyor. Bu kabulün konforuna da dört elle sarılıyor. Hâl bu olunca da yalnızca kendisine vurulan darbelerin listesini tefrika etmek gözde siyaset yöntemi oluyor.
12 Mart, 12 Eylül solu vurdu.
27 Mayıs, 28 Şubat da mütedeyyinleri.
Peki ya en ideal biçimde çoğulculuğun ve temsiliyetin sağlandığı ve demokratik bir işleyişe sahip ilk Meclis’i işlevsiz kılan 1924 darbesi aslında neyi tasfiye etmişti?
Solu mu, sağı mı, liberalleri mi, dindarları mı, Kürtleri mi, Çerkeşleri mi?
Şeyh Sait İsyanı bahaneleriyle ilan edilen diktatörlüğü, Dersim Katliamı’nı, tek parti rejiminin dindarlar üzerindeki istibdadını düşünün. 6-7 Eylül olaylarına, Varlık Vergisi’ne, Çorum’a, Maraş’a, Fatsa’ya, Sivas’a, 90’lardaki OHAL maskeli Kürt ve solcu kıyımına bakın. Kimlere kastedildi?
Bugüne gelin. E-Muhtıra’nın, Ergenekon’un darbe planlarının, mesela Balyoz’un hedefinde hangi kesimler vardı?
Yalnızca AK Parti iktidarı mı? Gülen cemaati mi? Liberal-özgürlükçü aydınlar mı? Gayrı Müslimler mi?
Uzatmaya gerek yok, düşman hepimiziz. Bizler önemsesek de Türkiye oligarşisinin umurunda bile değil, adımız, sanımız, etnik aidiyetimiz, dünya görüşümüz.
Ne acıdır ki gün gibi ortada olan bu tabloya rağmen, halkın tek ve meşru temsilcisi parlamentonun ve onun içinden çıkan hükümetin muktedir olmasını savunmak Türkiye solun nezdinde pek prestijli bir iş değil. Hele ki iktidarda mütedeyyin refleksleri olan bir parti varsa.
Çünkü ortaya çıkan onca komploya rağmen bazı kesimler, 80 yıllık statükonun başat
karakterinin siyaset kurumunu işlevsiz kılarak vesayet ve süreli darbe rejimini meşrulaştırmak olduğunu kabul etmek istemiyorlar.
Tarihindeki onca mağduriyete karşın, son birkaç yıldır ülkenin içinde bulunduğu dönüşüm sürecinde solun aktör olamamasında bu körlük etkili oldu. Sol, 10-15 öncesine ait askerî vesayet tespitlerini AK Parti paranoyasıyla adeta çöpe attı. Üstüne bir de AK Parti iktidarının sola karşı zaman zaman gösterdiği husumet eklenince ne yazık ki solun statükonun yedeğine düşmesi kaçınılmaz oldu.
İşte Avrupalı sosyalistlerin (onlar da yandaş ya da cemaatçi olmalı) takdirle karşıladıkları Türkiye’deki reform sürecini desteklemediği ve statükonun yanında yer aldığı için CHP’ye ayar vermesinin altında da enikonu netleşen bu tablo var.
Bereket, dün Mehmet Baransu’nun Taraf’ın manşetten gördüğü haberinde olduğu gibi, askerî vesayetin aldığı tüm yaralara rağmen hale diri olduğu ve hükümetin bir garip uzlaşı peşinde koştuğu tehlikesine dikkat çekenler de var.
Bunu da ürkek davrandığı reform adımlarında hükümete mazeret üretmek için ya da hükümet yanlısı olduklarından değil, vesayet rejimine karşı olduklarından yapıyorlar.
İşte fark burada. Israrla manipüle edilen tavrın karakteristiği bu.
AK Parti’nin eski kurmaylarından Dengir Fırat, dün Neşe Düzel’e verdiği röportajda, hükümetin henüz 2007 yılında yeni bir anayasa yapmaması için askerler tarafından açıkça tehdit edildiğini söylüyor. Ancak “bu kadar olabilmiş” bir siyasal iktidarı eleştirirken, muktedirleşme “ihtimalinden” duyduğunuz rahatsızlığı ifade etmek için “sivil dikta geliyor” şerhini düşmek muhalefet etmek değildir.
Böyle muhalefet olmaz. Bu kaçak dövüşmektir ve hizmet ettiği yegâne cephe statükodur. Sivil siyaseti reformlar için yüreklendirmek şöyle dursun, onu tepkileri yumuşatmak için statükoyla daha ılımlı bir mücadele çizgisine çekilme zorlar.
Bu ruh hali, mesela, AK Parti’nin xqw yasağının değiştirilmemesinin değil varlığının müsebbibi olduğu tesbitine kadar sürükler insanı. Sonuçta da bu tavır, yasağı milim oynatamadığı yetmiyormuş gibi, söz konusu saçmalığın varlık sebebini örter, asıl sorumlularla ve onların zihniyetiyle hesaplanılmasını engeller.
Fırat’ın “sınırları var” dediği Başbakan’ı ve AK Parti hükümetini, yani siyaset kurumunu sınırlandırmak gerektiğini savunmak ancak muhalefetsizliği müzminleştirir.
Siyaset kanallarının açılmasının, eşit şartlarda ve demokrasi içerisinde siyaset yapabilmenin, alternatifler üretilebilmesinin yegâne koşulu, iktidarın iktidar hakkının onun dünya görüşünden bağımsız olarak verilmesini savunmaktan geçer.
İşte o zaman yürütmenin Van depremindeki acizliğinden, KCK operasyonlarında şirazesi kayan yargıdan ve kolluktan, faşizan ceza kanunlarından, gerçekleştirilemeyen reformlardan yakınmanızın bir anlamı olur.
Beraber ezildiğiniz dostlarınıza düşman kesilip, hepimizin düşmanı olan vesayet rejimine dostluk ettikçe, reform sürecinin, yani hepimizin mezarını kazıyorsunuz.
Çünkü AK Parti’nin böyle alternatifsiz hale gelmesinde, reform sürecinin rölantiye alınmasında, o insafsız dostluğunuzun kaçınılmaz sonucu olan bir acayip muhalifliğinizin az payı yok hani.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019